Lozan Antlaşması mı, Yoksa Sevr mi?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Suriye ile yapılacak bir savaşta halk çocuklarının asker olarak gidip oralarda ölebileceği gerçeği ortada iken parlamentonun meclis görüşmelerini halkdan saklaması kendilerine olan son güvenin de kırılmasına neden oldu.

Parlamentonun, (birkaç milletvekili hariç) güvenilirliği kalmayınca oradan çıkan kararlar çerçevesinde ülkede yaşanan olayları bir daha gözden geçirmek gerekir. Hükümetin hangi ülkelerle işbirliği içinde olduğu, ülkeyi nerelere doğru sürüklediği, daha da düşündürücü olarak parlamentonun hükümetin kuyruğuna takılarak aldığı kararlar başta vahşi batının Türkiye cumhuriyetinin doğum tescil belgesi olan Lozan antlaşmasını yırtıp, yerine Osmanlınıun ölüm belgesi olan Sevr anlaşmasını ve o nun hukukunu getirme çabalarının başarıya ulaşma aşamasında olduğunu gösteriyor.

Mustafa Kemal önderliğindeki Türk halkı, bileklerine geçirilmek istenen Sevr kelepçesini kırıp, hürriyetini Lozan antlaşması ile vahşi batıya kabul ettirmiştir. Tabii bu geçiş hiç de kolay olmamıştır.

O günlerde İngilizler ve onların uşağı damat Ferit hükümeti, ne kadar eski İttahatçı, ulusalcı, vatansever ordu mensubu, gazeteci varsa tutuklayıp Bekirağa bölüğüne tıkmışlardı. Amaç halkın Sevr'e itiraz etmesini önlemek , boynuna takılacak boyunduruğa ses çıkarmamasını sağlamaktı. Günümüzde iç işbirlikçiler aynı kalmakla birlikte sadece İngilizlerin yerini ABD almıştır. Bilinmelidir ki o ABD denilen kimilerinin büyük dostu, hamisi, canı devlet, hala Lozan antlaşmasını kabul etmiyor ve de imzalamamıştır. Şimdiki işbirlikçi koalisyonun silivriye tıkdığı ordu personelimize aydınlarımıza, ulusalcılarımıza bakınca, o gün ile bu gün arasında sadece isim farkları olduğunu ibretle görüyoruz. O zaman işgalciler ve onların uşaklarının borazanlığını yapan, tutuklamaların artması için yırtınan Sabah, Alemdar, Söz gazetelerinin yerini bu gün Taraf, sabah, akit gibi gazeteler almıştır. O günlerde din, iman, hilafet diyerek emperyalizmle kol kola girenler bu günde yine utanmadan aynı şeyleri (din, iman, hilafet) kullanarak emperyalizm ile kol kola gezmektedir. Ne varki bu günküler bu ihanetlerini cahil bıraktıkları halka demokrasi, insan hakları gibi çarşaflara sararak sunmaktadır.

BOP projesi vahşi batının Lozan'ı ortadan kaldırmak yerine Sevr'i koymak projesidir. Suriye'ye saldırma arefesinde olduğumuz şu günler ise bölünme sırasının hızla bize geldiğinin bir kanıtıdır.

Bilinmelidir ki, Ergenekon, Balyoz benzeri davalar, Türk ordusuınu itibarsızlaştırmaya, etkisizleştirmeye yönelik davalardır ve başarılı da olmaktadır. Örnek olarak şimdiye kadar vatan sağ olsun diyerek orduya koşanlar, bizimle ölmeye zengin çocukları, milletvekili çocukları da gelecek mi sorusunu sormaya başladılar. Sanırım bu durumdan BOP çular çok hoşnutturlar.

Şu kesindir ki, Türkiye cumhuriyeti topraklarında yaşayıp, Türk silahlı kuvvetlerinin gücünün, etkisinin, itibarının azalmasını isteyenler AB ci, ABD cidir. NATO nun sevr in, BOP un piyonudur ve bizden değildir. Yani Lozan'ın karşıtıdır.

Birde ortada dolaşan “askerlik kalkacak” “özel ordular kurulacak” gibi söylemler var. Unutmayınız ki o masallarda yeni değil. Vahdettin de özel ordular kurmuştu.

Lozan ile bağımsızlığını tüm dünyaya onaylatan, Montrö anlaşması ile de boğazların kontrolünü ele alan Türkiye, maalesef özellikle 1590 den beri her şeyini yabancılara tahsis etmiş, artık sıra ordunun onlar için savaşmasına gelmiştir. Libya katliamında bu denenmiş, şimdi ordumuz vahşi batı için komşulara saldırtılmak üzeredeir. Yazımı devam eden yeni anayasa da olsa olsa yapılan ve yapılacak olanlara kılıf olacaktır.

Özellikle az gelişmiş, aydınlanamamış ülkelerde demokrasi emperyalizmin böl ve yönet yumruğuna giydirilmiş kadife eldivenden başka bir şey değildir. Irak'ın bu gün geldiği yere bakarsanız dediklerimizin ne derece gerçek olduğu ortaya çıkacaktır.

Lozan'ı savunmak tam bağımsız Türkiye'yi savunmaktır. Lozan'ı savunmak, laik demokratik Türkiye Cumhuriyetini savunmaktır.

Bir zamanlar Sevr'i savunan Vahdettin, Ali kemal, damat Feritler, bu günde ABD stratejik ortağı, AB ci, BOP cu olarak karşımızdadır.

Türk milleti geömişte istilacıların, emperyalistlerin kirli ellerinde yaşamak yerine ölümüne savaşmayı seçmiş, bu günde kesin seçecektir. Zafer Türk milletinin olacaktır.

İzmir 2012

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.