Mobbing'in Toplum Üstü Modeline Bir Örnek: Siyasette Mobbing

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Mobbing; en kısa tanımıyla yıldırma, kuşatma ve rahatsız etme olarak Türkçeleştirilebilen bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. İş dünyasında karşılaşılan bu kavram kişi hayatını olabildiğince zora sokan, yaşamdan koparma noktasına kadar gelebilecek boyutları olan sosyal kabadayılık olarak kimi sözlüklerde de görebildiğimiz bir yapıdır.

Heinz Leymann bu kavramı 1980’lerde multidisipliner bir boyut olarak ortaya koyarken, şu özellikleri kurban açısından irdeliyor:

Mobbing genellikle ;

. İşini çok iyi, hatta mükemmel yapan;

. İlişkileri olumlu olan ve çevresindekilerce sevilen;

. Çalışma ilkeleri ve değerleri sağlam, bunlardan ödün vermeyen;

. Dürüst ve güvenilir, kuruluşa sadık;

. Bağımsız ve yaratıcı;

. Zorbanın yeteneklerinden üstün özelliklere sahip olan kişilere yöneliyor.

Zorbalara ise Leyman’ın verdiği niteleme özelliklerini şu cümlede okumak mümkündür:

Zorbalar; nevrotik kişilik bozukluğu olan, korkak, iktidar açlığı taşıyan kişilerdir.

Günümüzde bu niteliksel sorunun koşullarına yönelik irdeleme yaptığımızda, sorunun çözümüne dair irdeleme yapması ve çalışma üretmesi beklenen politik karar alıcıların kendi çerçevelerindeki çalışmaları bizi bu konu hakkında araştırma yapmaya yöneltiyor.

Siyasette mobbing olur mu?

En çok siyasette olur diyerek,  kavrama dair kesin bir fikir öne sürelim.

Partilerin tüm birimlerinde, farklı şekillerde mobbing uygulamaları karşımıza çıkarken bu aygıtların sorunu çözmeye dair adım atmaması şaşırtıcı bir ikilem olarak beliriyor.

Türkiye’de yürürlüğe giren  "İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi Hakkındaki Başbakanlık Genelgesi”  bu sorunu belki de siyasetin merkezinde yok saymaya eğilmiş bir nitelik halinde duruyor.

Siyaset kademesinde, özellikle parti siyasetinde bu kavramın alt yapısının incelenmemesi de facto bir kabul yaratabiliyor. Leymann’ın söylediklerini iş yeri olarak ele almayıp genel bir çerçeve çizersek mobbinge uğrayanlara dair söylenenlerin eksik bile kaldığı söylenebilir.

Yapısal siyasette biz bu sorunu kişi odaklı ele alırken, kişinin dünya görüşü ait olduğu grup, bulunduğu il, etnik kimlik v.s. çeşitlemeleri ile mobbinge bir anlamda davetiye çıkarıyoruz. Tek sesliliği, liderin izlencesine indirgeyen, liderin sözlerini “Tanrı buyruğu” haline getiren yahut lidere karşı bir odak oluşturup orada tek sesliliğe yönelen mobbingistler alternatif fikirlerin sağlayacağı katkıları hiçbir şekilde dikkate almayarak, belli “iktisadi ulvi amaçlar” çerçevesinde bu fikirleri ve çalışmaları öne taş koyan bir düşman olarak görüyor.

Kendi başına siyasetin içinde sözüm ona “denge politikası” izleyerek yükselen kişinin, “yerleşik düzene devrimci bir anlayışla” yapısal eleştiri getirenleri düşman olarak tarif etmesi ne yazık ki Scmidtt’i haklı çıkarıyor. Dost- düşman çerçevesinde gelişen ilişkiler ağında kategorik tarifler mobbinge meşruiyet zemini verirken, bu durum aynı zamanda “siyasanın topluma YABANCILAŞMASI” sorununu gözler önüne seriyor.

Klik, oligark bloğu, elitist yapılar güçlerini ve kendi meşruiyetini bir başka anti-mobbingden aldığı için (mobbing yapanlarda nihayetinde birileri ile iyi geçinmek zorunda) mobbingin siyaset arenasında görülmesini çok da yadırgamıyorlar.

Oysa ki mobbing, nefret suçu nasıl bir suçsa o derecede bir suç. Çünkü yapılan araştırmaların ortaya koyduğuna göre mobbing mağdurunun psikolojisini düzeltmek onda yarattığı etkiyi ortadan kaldırmak çok basit bir şey değil.

Başbakanlık genelgesi de “işyerlerinde” diye başladığı için bu alandaki boşluğun düzenlemeye ihtiyaç duyduğu aşikar.

Dileriz ve umut ederiz ki insanların özellikle de gençlerin politize olması gerekirken (parti ayrımı yapmaksızın) parti içlerinde bu tip anlayışlar çürümeye yüz tutar.

Parti içi mobbing, Nefret Suçu’dur.

Bu edim, bu kapsamda değerlendirilmeli ve mobbingçilerin partilerden derhal uzaklaştırılarak, siyasete insan odaklılık kazandırılmalıdır.

 

İlker EKİCİ

ilker.ekici@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.