Ocak Ayı Perişanlıktır

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ocak Ayı Perişanlıktır.

Adını değiştirelim bu ayın.

Zira OCAĞIMIZI söndürmeye devam ediyor.

Yeni yılın ilk ayı, hep sıkıntılı oldu ülkemde. Geçmiş dönem siyasi hesabını bir muhasebe kalemi gibi devreden alacaklara yazdı hesap. Ocak ayı sıkıntılı bu yüzden. Yüzler gülmez Ocak ayında.

Bu yazı 8 Ocak’ta yazılıyor. 1996’da tam da bu günde, gazeteci Metin Göktepe polis işkencesinde öldü. Duvardan atladı dediler. Fadime Ana 16 yıldır bekler evinde Metin’i. Ağıtını merak edenler video arama motorlarında bulabilir. Fotoğraf makinesiyle haberin peşindeyken kendisi memleketin dimağından çıkmayacak şekilde haber olmuştur.

Biraz daha geriye gidelim:

24 Ocak 1993.

Vurulduk Ey Halkım unutma bizi! Karlı sokakta arabasının altına bir bomba yerleştirildiğinde, kızı Özge daha çocuktu. Şimdi gazeteci. Oğlu hukukçu, o da gazeteci. Bir gazeteciyi, aydını daha koruyamamanın ezikliğiyle yaşadık yıllarca. Her sene gidip, mezarının etrafına mum dikip, dediği gibi “ MEZAR TAŞI GİBİ DİMDİK” durduk. Uğurlar olsun dedik. Sonuç: Yalnızca UĞUR MUMCU kurtuldu bu pis dünyadan!

24 Ocak 2007.

Sosyal demokrasinin Türkiye’deki önemli isimlerinden İsmail Cem, kanser sonucu hayatını kaybetti. Hafızalarımızda Papandreu ile Ortaköy’de içtiği salep hala o günkü gibi sıcakken..

Bir 24 Ocak’ta 2001.

Diyarbakır Emniyet Müdürü, Ali Gaffar Okkan.  Uğradığı suikast sonucu öldü. Hala faili meçhul.

Karışık gidelim.

3 Ocak 2008’de Diyarbakır’da bomba yüklü araç, caddenin ortasında infilak etti. 67 kişi yaralandı. 5 kişi öldü. Ölen çocuklardan birinin annesi şimdi mecliste. Geri geldiler mi? Hayır.

4 Ocak 1991.

Zonguldaklılar iyi bilir bu tarihi. TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN EN BÜYÜK İŞÇİ YÜRÜYÜŞÜ yapıldı. Zonguldak’tan Ankara’ya yürüyen kitleyi Bolu yolunda zor durdurdular. Sonuç; işçiler yürüdüğü ile kaldı ama adını altın harflerle tarihe yazdırdılar.

1972, 10 Ocak.

Askeri Yargıtay, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam kararını onayladı. Her ne kadar 6 Mayıs’ı infaz günü bilsek de bu yola giden son adımın atıldığı tarihti. Ocak ayında içimize açılan büyük yaralardan biriydi.

19 Ocak 2007.

Gazeteci Hrant Dink, gazetenin önünde yerde kaldı. Delik ayakkabısı hafızalarda. Kimsenin olamadı Hrant Dink. Ermeni diasporası lanetledi onu. Bizdekilerin ne yaptığı ortada… Bir yetiştirme yurdundan gelip, Ermeni cemaatinin en önemli yazarlarından biri olmuştu. Son yazısını hatırlıyor musunuz? “bir güvercin tedirginliğinde.” Tetiğe dokunanı buldular, dokundurtan yok!

31 Ocak 1990.

Büyük hukuk adamı ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Muammer Aksoy, evinin önünde kurşunlanarak öldürüldü. Acımadan, gözlerini kırpmadan bir şarjör kurşun yağdırdılar olay yerine. Muammer Aksoy kurşunlarla kaldı…

Velhasıl-ı kelam Ocak ayı, hep perişanlık ayıydı.

O kadar çok ki Ocak ayında Ocağımızı söndüren olaylar, yazmaya kalksak, parmak dayanmaz; parmak dayansa yürek dayanmaz.

Dayanmaz çünkü;

Bir Ocak ayının 14’ünde tarihler 1983’ü gösterirken, İstanbul Üniversitesi Kenan Evren’e FAHRİ HUKUK DOKTORASI VE FAHRİ HUKUK PROFESÖRLÜĞÜ unvanı verdi.

Daha fazlasını yazamayacağım!.

OCAĞIMIZI SÖNDÜRME OCAK.

Saygılarımla...

İlker EKİCİ

ilker.ekici@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.