Önce Anastasiadis Bir Şeyler Vermeli

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Tam bir beleşçi Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis.

2013 yılının Şubat ayında Kıbrıs Rum Kesimindeki, gerçekte de yasal olarak var olmayan, 1960 yılında bağımsızlığı ilan edilen "Kıbrıs Cumhuriyeti" ile uzaktan yakından bağı olmayan ama Hıristiyan dünyasının desteği ile adanın tanınmış devleti olarak kabul edilen sözde Rum devletinin lideri seçildi.

Seçildiği günden itibaren 1968 yılından beri süregelmekte olan müzakereleri devam ettirmemek ve masaya oturmamak için elden gelen her tür engeli çıkarttı, akıl almaz bahaneler üretti ve bu yöntemle de müzakereleri neredeyse bir yıla yakın bir zaman geciktirmeyi başardı.

ABD'nin sabrının taşması üzerine, imzalamamak ve müzakereleri başlatmamak için yapay sorunlar ürettiği "Ortak Metni" imzalamak zorunda kalarak masaya oturdu.

Oturmasına oturdu ama bu sefer de bir eski Rum lider Hristofyas– İkinci Cumhurbaşkanı M. A. Talat ile Hristofyas – Üçüncü Cumhurbaşkanı Eroğlu arasında varılan yakınlaşmaları ve mutabakatları kabul etmediğini açıklayarak müzakereleri yeni bir çıkmaza sokup görüşmelerin sil baştan başlaması gerektiğini dile getirmeye başladı.

Arkasından da müzakerelere başlamak için Türklerin bir iyi niyet gösterisi olarak "Maraş'ın iadesi"ni dile getirmeye başladı. Maksadı aslında Türk tarafına "Hayır" dedirtmek ve kendi olumsuzluğunu Türk tarafının sırtına yükleyerek, Türklerin Kıbrıs'a barış getirmek için yapılan müzakerelere engel olan taraf olarak açıklamaktı.

Tabii Anastasiadis'in bu Bizans stratejisini ve oyununu kimseler yutmadı.

Seçildiği günden beri müzakerelerin devamı ve Kıbrıs sorununa adil bir çözüm getirilmesi konusunda her tür olumsuzluğu yaratan, hiç bir şekilde ileri doğru adım atmayan, Rum tezlerinde her hangi bir esneklik göstermeyen Anastasiadis, şimdi de utanmadan ve de yüzü bile kızarmadan Türkiye'deki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında Türkiye’den Kıbrıs sorununda yeni bir yaklaşım ve rota değişikliği beklediğini dillendirmeye başladı.

Sanki de kendisi dünyanın en ileri gelen, en büyük ve de en etkin lideri ve Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı seçilen Sayın R. T. Erdoğan, önünde ceketinin düğmelerini ilikleyip duracak, Kıbrıs konusunda kendisine taviz verecek! Hayal gücünün bu kadarına, kendinin kim olduğunu bilmemenin bu boyutuna da pes doğrusu.

Kendisinin uyduruk, üfürükten bir devletin sözde başkanı olduğunu unutmuş görünüyor Anastasiadis.

Derinya'da yapılan "20Temmuz Barış Harekatını Kınama" etkinliğinde konuşan Anastasiadis, “Türkiye’deki seçimlerden sonra yeni bir politika yaşamamızı umuyorum. Türkiye’nin de katkısıyla Kıbrıs sorununa barışçıl çözümü gündeme getirecek, vatanımızı işgal ordularından kurtaracak, Ada’mızı yeniden birleştirecek ve bütün yasal sakinlerine diğer Avrupa vatandaşlarıyla aynı haklara sahip olma fırsatı verecek bir politika” bekliyorum diyerek Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanından neleri beklediğini dile getirdi.

Anastasiadis'in, Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanı Sayın R. T. Erdoğan'dan bu beklentisi güzel de, seçildiği 18 aydan bu yana kendisi ne yaptı? Hangi rotayı değişti veya değiştirdi, Kıbrıslı Türklere neleri vermeyi taahhüt etti, müzakereleri ne denli ciddiye aldı ve müzakereleri barışçıl bir sona ulaştırmak için ne gibi çabalar sarf etti?

Türkiye'den ve özellikle de Türkiye'nin yeni seçilen Cumhurbaşkanından Kıbrıs konusunda bir şeyler talep ederken, önce iğneyi kendisine batırıp, kendisinin bir şeyler vermesi, bugüne değin hep geçmiş Rum liderlerin hayır dediği "Yönetim ve Devleti ortak idare etme yani Güç" konusunda Kıbrıslı Türklere bir şeyler vermesi, sonra da talepte bulunması gerekirdi. Ama adamlarda kızaracak yüz yok ki. Ellerinin cebe gittiğini hiç görmediğim bu toplum, sadece istemeyi ve almayı biliyor...

 

Prof. Dr. Ata ATUN

ata.atun@politikadergisi.com  

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.