"Sağır Sultan Duysun", "Biz Duymamıştık Demesinler!"

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

“Bugün için, PKK demek de Öcalan demektir. Bu açıdan muhatap Öcalan’dır. Öcalan muhatap alınmadan da hiç bir sorun halledilemez. ” Avcı:2010,374. diyor Hanefi Avcı.
 
Aynı zılgıtı çeken BDP vekillerini de dinlemiştik biz oysa. 
 
Ama cahil tayfasının en belirgin özelliği; her şeyi görüp bildiğini sanmasından gelir, okumazlar. Okusaydılar bu gün "Demokratik Özerklik" talebini dillendiren Öcalan’ın dün ne dediğini okuyup bilirler ve yarın neler diyeceğini de öngörebilirlerdi.


Ancak okumadıkları içindir ki bu "alimler", demeye ve denilene biat etmeye devam eder:
 
“Öcalan, yarın da yine etkin olacak; Güneydoğu’da veya Kürtlerle ilgili adım atacak herkes, eninde sonunda bu kişiyi hesaba katmak mecburiyetindedir, hatta onun desteğini almaya mecburdur. O’na muhtaçtır.” Avcı:2010,374.
 
Bunu diyen kişinin Emniyet istihbarat biriminde görev aldığını düşünürseniz her şeyin gizemini bilen biri sanırda inanıverirsiniz...
 
“Kürt açılımı, Güneydoğu açılımı, Demokratik açılım... Adına ister Kürt sorunu, ister Güneydoğu sorunu, ister PKK sorunu densin, hepsi aynı sorunu işaret etmektedir. Meselenin bugün gelmiş olduğu aşamada, tüm taraflar tek bir çözüm yöntemine mecbur olduklarının farkındadırlar: sorunları diyalogla, barış içinde çözme yöntemi olarak demokratik açılım.” Avcı:2010,369.
 
Dönemin OHAL valisi Ünal Erkan; “Ne demokratikleşmesi kardeşim? İyi güzel, biz de demokrasiden yanayız. Ama teröriste demokratikleşme olur mu?” Cemal:2003,251. deyiverirdi.
 
Bugünlerde devletin terörist ile "görüştürmesini" meşru sayanları, hayatlarında kendisinin ve başkalarının hakkı için kılını kıpırdatmayan adamların, bugün hakkı, hukuku, demokrasiyi dillerine pelesenk ettiklerini görmek şaşırtıyor beni.
 
Nereden nereye...
 
Yine de bir anımsatma yapalım;
 
9 Ağustos 1991 tarihinde Abdullah Öcalan, ‘Görevlere önderlik tarzında yaklaşmanın esasları üzerine’ isimli konuşmasında diyor ki; “İstanbul’da 2-3 milyon Kürt var, yani 5-6 vilayet değerinde bir çalışma alanıdır. İzmir’de 2 vilayet değerinde, Konya’da bir vilayet değerinde Kürt var. İç Anadolu’da 1 milyon; tam bir eyalet, Ege’de en az 1 Eyalet; giderek Antalya, Burdur, Isparta’da işçiler turizm sektörü sebebiyle kayıyor orası da öyle. Neredeyse Kürdistan’ın 8 eyaleti de Türkiye’dedir. 8  Eyalet bu tarafta 8 eyalet o tarafta dolayısıyla böyle bir ağırlığı vardır Türkiye çalışmalarının.” Bu metni aktardıktan sonra Cem Ersever bir de not düşüyor; “Bu sözleri ne olur ne olmaz hiç olmazsa "Sağır Sultan" duysun diye yazıyoruz. Gelecekte Türkiye’de neler olabileceğini ilgililer sonradan, “Biz duymamıştık!” demesinler. Ersever:1997,173. 
 
Herkese iyi bayramlar dedikten sonra vatandaşlık sorumluluğunu unutmayacak olanlara diyeceğim şudur ki;
 
Oylarınız Türkiye için "HAYIR"lı olsun.
 
                                                                                            erdinc.aydin@politikadergisi.com
 
 
 
 Kaynaklar:
*Avcı, Hanefi, Haliç’te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet Bugün Cemaat, ANGORA, 2010.
*Cemal, Hasan, KÜRTLER, Doğan Kitap, 2003.
*Ersever, Ahmet Cem, Kürtler, PKK, Abdullah Öcalan, Ocak Yayınları, 1994.

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.