Sahte Dindarlar

Dindar nedir?

Dini inancı güçlü kimse.

Dini kurallara bağlı kimse.

Türkiye'de dindar insanlar var. Bu insanlar 5 vakit namaz kılar, sadaka verir, Allah'ın adını ağızdan düşürmez.

Ancak sorun şu ki şu an piyasada olanlar sahtelerdir. Ortalık yerde Allah'ın adı düşmez mübarek ağızlarından. Ancak Allah'ın emirlerini bire bir yerine getirmezler. Onlar gösterişçidir.

   Onlar cami için yardım topluyoruz der, parayı cebe indirir.

   Onlar mal pazarlarlar, dediklerine göre almazsanız cehennemde yanarsınız.

   Onlar gıda üreticisidir, rakipleri haram, onlar helal gıda üretir!

   Onları eleştiren herkes dinsizdir, cehennemde cayır cayır yanacaklardır!

   Onlar doğruyu bilir, özgür düşünce dinsizliktir!

   Onlar gösterişçidir, sokak ortasında namaz kılar, Allah ile baş başa kalmazlar.

   Ve nihayetinde onların beyni yıkanmıştır.

   Bilinmelidir ki hepsi bir amaca hizmet etmektedir, bazıları farkında olmasa bile...

   Halkı soyan, halkı kandıran, takiyecilik ve yalancılık yapan insanlar(siyasetçi, üretici, medya patronu...) nasıl dindar olabilir?

   Bunlar dindar değil, emperyalist köpeklerdir!

   Ülkemiz onların avucunun içindedir, onlar da ABD'nin koynunda!

  Sahte dindarlar ülkede karışıklık ve kültür çatışması simülasyonu yaratmak için öne sürülmüştür. Dış mihrakların etkisi buradadır, Tuzla tersanelerinde değil!

   ABD dersine iyi çalışmış. Ülkeyi içten çürütüyor gözlerimizin önünde. Bunu İslam'ı kullanarak yapıyor. Gözümüzün içine soka soka, göz göre göre.

   Evet bu mükemmel kurgulu oyunda baş kahramanımız AKP!

   Yazan ve yöneten ABD.

   Peki AKP ne yapıyor?

   Hiç çekinmiyor, dini çarpıtıyor. Hiç çekinmiyor, halkı kandırıyor.

   Ne için yapıyor?

   ABD'nin Türkiye üzerindeki nüfuzu için, egemenliği için!

   ABD, Türkiye üzerindeki egemenliğini gittikçe arttırıyor; şirketler, politikacılar, tüm kurum ve kuruluşlardaki kadrolaşmalar ve tabii ki AKP!

   AKP ülkeyi pazarlıyor. Halkı refaha kavuşturmuyor, halkı başkalarına muhtaç hale getiriyor. Başkalarının avucuna bakar oluyoruz. Bir gıda yardımı geliyor, oyumuzu satıyoruz. Bir çuval kömür geliyor, oyumuzu satıyoruz. Ekranlarda mazlumculuk oynanıyor, oyumuzu satıyoruz. Yerine getirilmeyen vaatler tekrar veriliyor, oyumuzu satıyoruz.

   Ne saf milletiz yahu!

   Biz diyorum, neden biz diyorum? Çünkü biz Türk halkıyız, biz aynı topluma aitiz ve bu toplumun çoğu AKP'yi seçti. Kandırıldılar, kandırıldık...

   Başkalarının hatasına toplumca katlanıyoruz, zorunluyuz. Tabii ki bunu değiştimek bizim görevimiz. Herşeyi farkında olanların görevi.

   Bu görev uyandırma görevidir!

   İşçiler zorda,

   Memurlar zorda,

   Şerefli iş adamları zorda,

   Köylü zorda,

   Yazar-çizerler zorda,

   Çiftçiler zorda,

   Öğretmenler zorda.

   Kimi maddi, kimi manevi. Hepsi zorda!

   Ancak öyle saf bir milletiz ki, bunlara tanıklık etmemize rağmen.

   İşçilerin, emekçilerin yediği coplara rağmen,

   Öğretmenin ailesini geçindirememesine rağmen,

   Hayat ve eğitim şartlarına rağmen,

   Usulsüzlüklere rağmen,

   Ağzı bozuk İmam Hatiplilere rağmen!

   Hala yarımızın oylarının adresi AKP! Nasıl bir katakulliciliktir, anlamadım! Anlayamadım...

   Halkın çektiği çileye rağmen AKP'nin iktidar koltuğundaki egemenliğini anlayamadım...

   Halkı uyandırmalı, gözlerini açmalıyız. Her yerde buna gayret edelim, belki bir umut...

 Yamaç KONA

iletisim@PolitikaDergisi.com