Savaş Başladı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

“..kitap imzalıyordum, bir yaşlı beyefendi geldi, kulağıma eğildi, “neden kalpak?” dedi; ve ben de, “1918 yılındayız, ve o zaman devrimciler kalpak giyiyorlardı” cevabını verdim; çok sevindi, “ben de öyle düşünüyordum” dedi; çocuklar misali sevinçle ayrıldı ve arkasından baktım, on sekiz yaşında gidiyordu.” Yalçın Küçük (1)

 

***

“Savaş başladı!” dedi Hoca. (2)

 

Hoca, nadiren yanlış söz söyler; yine yanlış söyledi; başlayan Savaş değil; “taarruz”; savaş, işgalle çoktan başlamıştı; ve başladığı zaman, biz ilk kongreleri toplayanlardık; “savaş başladı” diye nice haykırdık; onlarsa duymayanlardı.

..

 

Tamam; sahne somut: 1919’dayız; Mayıs öncesi.

 

“İngiliz muhibbi” Damat Ferit ise, işte Recep Tayyip..

 

Düyun’u Umumiye ise, işte IMF..

 

Mütareke matbuatı ise, işte yandaş basın.. (3)

 

Alemdar ise, işte Zaman, Taraf...

 

Ali Kemal, Refik Halit, Refii Cevat ise, işte Ahmet Altanlar, Emrullahlar falan..

 

Kürt Teali Cemiyeti ise, işte bdp..

 

Teali İslam Cemiyeti ise, işte Nur cemaati..

 

Sait Molla ise, işte Fetullah Gülen..

 

Kuvayı İnzibatiye ise, işte Emniyet İstihbarat..

 

Nemrut Mustafa Paşa divanı ise, işte İstanbul 13. Ağır ceza mahkemesi,

 

Bekirağa Bölüğü ise, işte Silivri zındanı..

 

Ama, peki ya İttihatçılar, Teşkilat-ı Mahsusacılar, zaferin pespembe imparatorluk düşlerine yatıp, Sarıkamışlarda, bozgunun karanlık gerçeğine uyananlar, dün, iktidarı “çelikten elleri” ile, avuçlarının içinde tutarken, bugün, Bekirağa Bölüğü’nün koğuşlarını dolduran o makam, güç sahibi komutanlar, yüksek memurlar, onlar kim, ve neredeler?

..

 

Yani, sahne, bütün dekoru ve oyuncuları ile eksiksiz, tamam..

 

Şu halde, bir dahaki perdenin hemen başında, birisi, birileri, bir vapura binip Samsun’a çıkacak demektir; kim O, kimler Onlar, o başrolü oynayacak olanlar? (4)

 

Daha önemli soru şu: o sahnede, biz kimiz?

 

Çünkü, 1919 baharı, ak koyunla kara koyunun ayrıldığı zaman geçididir; o halde, her birimiz için karar verme günüdür.

 

 

“Fırsat bu fırsat, hazır dünya vurmuşken biz de vurup alacağımızı koparalım” diye isyan eden Şıhların, mellaların, seyyidlerin ardındaki yoksul, maraba aşiret çocukları mıyız?

 

“Milliciler” Sakarya önlerinde “milli kurtuluş” için dövüşürken, özlük haklarını iyileştirmek için greve giden “direnişçi” İstanbul tersane-tramvay işçileri ve onları örgütleyen “Sosyalist Amele Fırkası” nın münevver “iştirakçileri” miyiz ? (5)

 

“..ancak şu şu şartlar sağlanırsa, bizim politik-ideolojik anlayışımıza uygun esaslar kabul edilirse, biz bu şavaşa destek veririz; bunlar yoksa biz de yokuz..” diyen Suphiler isek, desteğimiz için koşacağımız şartları bildirmek için çıktığımız yolun sonu, Karadeniz’in dalgalarında ve bizim de sonumuz olarak gelecek demektir. (6)

 

Ya da, Suphiler’in tersine, Bağımsızlık Savaşı’nı koşulsuz destekleyen, millici Sosyalist Şefik Hüsnüler miyiz? Onlar isek, “herkesin zaferi”nden sonraki “kendi yenilgimiz”i izleyerek tükenecektir ömrümüz; Takrir-i Sükun tutuklamaları, ’26 tutuklamaları, ’38 tutuklamaları, ’51 tutuklamaları derken, Bağımsızlık Savaşı için gençliğimizi tükettiğimiz yurdumuzun, adım adım yeniden tutsak edilmesini, sömürgeleşmesini, kendi tutsaklıklarımızla izleyerek, mahpuslarda yaşlanacağız ve bu acı ile öleceğiz demektir. (7)

 

Ve İnebolu’dan Ankara’ya, İstiklal Yolu’nu yürüyen yol arkadaşları-yoldaşlar, Nazım ve Vala Nurettin isek, Zafer’den sonra, hem de bu kez “devr-i dilaray-ı Cumhuriyet’te” hapis yatacağız demektir; çıkmamacasına; en az on sene, ve belki sonra, bir on, bir on sene daha.. (8)

 

Ege dağlarında işgalcilere direnen Yörük Ali Efe Çetesi üyesi, genç Kuvvay-ı Milliyeci, milis, Hikmet miyiz? öyle isek, zaferden sonra, yazgımız, Şefik Hüsnüler’den, Nazım’lardan ve diğerlerinden değişik olmayacak, bilelim. (9)

..

 

Evet, bu yeniden sahnelenen, eski senaryoda kimiz biz?

 

Yoksa, bu tarihsel oyunu, sahnede yeniden sergileyenler değil, sadece, salonda, sessiz izleyenler miyiz?

 

Ya da, ne bileyim, dört yıl önce Çanakkale’de kalıp, 1919 baharına yetişemeyenlerden miyiz?

 

Evet; biz onlarız; her kim, her nerede, ve her nasıl olursak olalım, hatta, çoktan ölmüş bile olsak, mezarımızla bile cephedeyiz.

 

vedat.kocal@politikadergisi.com

 

 

Meraklı gençler için dipnot ve atıflar:

 

1- Bir söyleşiden aktaran: Gizli Tarih, Yalçın Küçük, Salyangoz yay. 2006 s: 408

 

2- http://haberpan.com/haber/yalcin-kucuk-savas-basladi

 

3- “Mütareke matbuatı” için: http://tr.wikipedia.org/wiki/Mütareke_basını

 

"Sait Molla" için: http://tr.wikipedia.org/wiki/Sait_Molla

 

“Kuvayı İnzibatiye” için:  http://tr.wikipedia.org/wiki/Kuva-i_İnzibatiye

 

“Nemrut Mustafa Paşa Divan-ı Harb’i” için: http://kitap.antoloji.com/suleymaniyeli-nemrut-mustafa-pasa-bir-isbirlikcinin-portresi-kitabi/

 

“Bekirağa bölüğü” için: http://tr.wikipedia.org/wiki/Bekirağa_Bölüğü, ayrıca, bu yazının yazarının mezun olduğu fakülte binasıdır.

 

4-  http://www.facebook.com/profile.php?id=100000053952380&ref=profile#!/note.php?note_id=399458523585

 

5- http://babilkule.blogspot.com/2011/02/turkiye-isci-sinifi-tarihi-3-kurtulus.html

 

6- http://tr.wikipedia.org/wiki/Mustafa_Suphi

 

7-http://tr.wikipedia.org/wiki/Şefik_Hüsnü

 

8- "..babam/ yüksek memur sınıfından/ paşazadeymiş kendisi/ ben sınıf değiştirip komünist oldum/ dokuz yıl hapislik ettim/ hem de yalnız bu sefer/ devri dilarayı Cumhuriyet’te..” – Nazım Hikmet, - http://tr.wikipedia.org/wiki/Nâzım_Hikmet

 

9- http://tr.wikipedia.org/wiki/Hikmet_Kıvılcımlı

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.