Saygı Duruşuna Davettir

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Türkiye’nin hiçbir döneminde bu kadar çok kanun çıkartılmadı…

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş evresinde hukuk sistemi inşa edilirken dahi bu kadar çok kanun gündeme getirilmemişti.


Ümmet esasına dayanan bir imparatorluğun kalıntısından çağdaş bir Cumhuriyet rejimine geçiliyordu.

 Eski düzenin yapısına göre oluşturulmuş yasaların uygar dünyanın esaslarına uygun olarak “dönüştürülmesi” gerekiyordu.

Ama hal ve gidiş böyle değildi…

Bugünkü durum ise, o günkü durumun tersi yöndeki bir “dönüşüm”ün izini sürmektedir.

Türk toplumu, tam bağımsız bir milli devlet yapılanmasından dışa bağımlı bir taşeron devlet organizasyonuna doğru sürüklenmektedir.

Arşivleri isyan ettirecek kadar çok kanun çıkartılmıştır TBMM’den…

Ama yetmemiştir.

Meclis’ten Kanun Kuvvetinde Kararname çıkartma yetkisi alınmış ve Meclis tatilde olduğu süre içinde dahi hedeflenen “dönüşüm”e büyük bir süratle devam edilmiştir.

Bu satırları kaleme alan kişi bir hukukçudur.

Ve bu kişi, Türkiye’nin en ciddi mevzuat bilgi bankasından titizlikle takip etmesine rağmen, birbiri ardına çıkartılan kanun bolluğunun [bırakın içeriklerine] isimlerini izlemeye dahi yetişememektedir…

Bu mevzuat bolluğu içinde ülkenin sürüklendiği yerin dibi gözükmemektedir…

Sizlere bir örnek olarak, her nasılsa gözümüze takılmış olan bir yasadan söz edeceğiz.

Henüz yürürlüğe girmiş olan bu yasa, Maliye Bakanlığı’na imar planı yapma yetkisi veriyor…

İmar palanı yapma bilindiği üzere son derece teknik bir konudur ve ciddi bir bilgi ve tecrübe birikimi gerektirir. Peki, Maliye Bakanlığı böyle bir teknik bilgiye sahip midir? Bu yönde tecrübe birikimi olan elamanları var mıdır?

Hayır, yoktur!

Peki, bu alelacele çıkartılan bu kanunun amacı nedir? Ulaşmak istediği sonuç nedir?

Temel hedef, kamu arazilerinin pazarlanmasıdır…

Müşteriler [onlar yatırımcı diyorlar] kamu arazilerini talep edecektir.

Bu araziler içinde deniz kıyıları, ormanlar vs önemli ve değerli alanlar vardır. Ve böyle oldukları için de bu alanların imara açılmaları yasaklanmış durumdadır.

Demek ki bu noktadaki öncelikli hedef bu yasaklamaları delmek ya da bertaraf etmektir.

Böylece çıkartılan kanun aracılığı ile Maliye Bakanlığı’nın “müşteri”si ile pazarlıkta anlaştığında yapacak olduğu iş çok basitleştirilmiş olmaktadır: Hemen bir imar planı yapmak [yani ilgililerine yaptırmak] ve imara yasaklanmış olan kamu arazilerini imara açmak!..

Sonra gelsin ayranlı, limonatalı kokteyller, kutlamalar, kurdeleler…

  • Satıyorum, satıyorum, saaaattım!

Gitti bu milletin bir değeri daha ve doyuruldu bir diğer müşterinin iştahı: Hürrraaaa!..

Nereye kadar sürecektir bu alış/ veriş?..

Bu mirasyedi tavrı ne zaman satabileceği hiçbir şey bulamayacaktır?

Ne zaman iflas bayrağı Ankara’nın burcuna dikilecektir?

Sözünü ettiğimiz kanunun kapsamına TMSF’nin el koymuş olduğu alanlar da dâhil edilmiştir, lütfen dikkat ediniz… Dikkat!

Ayrıca kanunun kapsamındaki aşağıdaki maddeyi de ayrıca dikkatlerinize sunuyoruz:

Diyelim ki, Maliye Bakanlığı’nın müşterisine sattığı arazi yetmedi. İşte bu yeni ek talebe getirilen çare baş döndürücüdür: Kanun Bakanlığa, imara açarak müşterisine sattığı kamu arazinin yanındaki parselleri de kamulaştırma yetkisi tanımaktadır!..

Evet bu noktada biraz soluk almamız gerekiyor.

Çünkü biz artık devam edemiyoruz bundan sonrasına.

Susuyoruz.

Ve anlamlı bir biçimde herkesi “yüce Atatürk ve devrim şehitlerimiz için” alışageldiğiniz üzere saygı duruşuna davet ediyor…

Ve sizleri onların hangi nedenlerle canlarını feda ettikleri üzerine bir dakikalık “düşünme eylemine” çağırıyoruz!..

 

Faruk HAKSAL

faruk.haksal@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.