Şimdi Fark Yaratma Zamanı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

CHP Genel Başkanlığına, bir anda gündeme bomba gibi düşen ve hala ne olduğu anlaşılmayan bir kaset yüzünden, Deniz Baykal’ın istifa etmesiyle aday olup, Kurultay’da o koltuğa seçilen Kılıçdaroğlu, arkasına aldığı rüzgarla, tam sürat çalışmalarına başladı. Genel Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz Anadolu turlarına başlayan Kılıçdaroğlu, şu an itibariyle konuşmalarının içeriğinden ziyade, vatandaşın ve partililerin yıllardır Deniz Baykal’ı koruma kollama yorgunluğunun etkisiyle, yeni bir yüz olarak, halkçı ve sempatik duruşuyla kalabalıkları, meydanlara topluyor, gittiği yerlerde büyük bir sevinçle ve coşkuyla karşılanıyor.

Bu noktada şu tespiti yapmak gerekir ki; Kemal Kılıçdaroğlu yapısında ve kişiliğinde bir siyasetçinin CHP Genel Başkanı olması,CHP’nin siyasi geçmişi,kendisinin siyaset yapma biçimi,partide ki siyaset yapma koşulları, mevcut statükocu anlayış ve demokratik olmayan tüzüğü düşünülürse, hiçbir zaman mümkün olmayacak bir durumdu.Ancak kaset olayı gibi bir komplo olayı vesilesiyle de olsa, Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olması,parti içi dinamiklerin ya da sadece Önder Sav’ın desteğiyle değil,halkın desteği ve isteği neticesinde gerçekleşmiştir. Sadece bu durum dahi, başlı başına CHP’nin bugüne kadar ki,halktan kopuk,halka inmeyen yapısını kırma yolunda, çok önemli bir adım teşkil etmektedir.Aynı zamanda şuan basında başlayan, ‘Kılıçdaroğlu da statükocu’ eleştirilerinin, haksızlığının en net göstergesidir.

Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olmasından bugüne kadar geçen süre zarfında, yaptığı çalışmalara bakarsak, bu tek başına portresiyle partiye kazandırdığı ivme dışında,yenilikler getirdiğini söylemek,belki erken bir eleştiri olacak olsa da,fazla iyimserce bir yaklaşım olacaktır.Kılıçdaroğlu,halkın ve parti tabanının desteğiyle kazandığı Genel Başkanlığı sürecini, sadece meydanlara inerek ve daha önceki dönemde olduğu gibi atışmalar ve polemiklerle devam ettirmeyi sürdürürse,bu balayı günlerinin çabuk biteceğini,şimdiden başlayan eleştirilerin artacağını hesap etmeye,bir ‘hesap uzmanı’ olarak başlamalıdır.

Bu yüzden, en kısa sürede CHP’nin uzun süredir sloganlarından biri olan ‘Şimdi CHP Zamanı’ sloganının, altı, içi doldurulmalı ve ‘Şimdi Fark Yaratma Zamanı’ olarak değiştirilmelidir. Anadolu gezileriyle hızlı başladığı ve bir nevi erken seçim startı verdiği çalışmaları dolayısıyla, örgüt içi çalışmalarını ikinci plana atması, partinin Önder Sav’a emanet izlenimi vermesi dolayısıyla da handikap yaratmaktadır. CHP’nin en önemli sorunlarından birisi olan, parti içi demokrasi sorunu çözülmeden seçimlerde hedeflenen başarıların elde edilemeyeceği gerçeği göz ardı edilmemeli, kadrolardaki değişimin yönetim anlayışına da en kısa sürede yansıtılması gerçekleştirilmelidir.

Yine bu bağlamda, halkın desteğiyle siyaset makamı ve geleceği şekillenen bir siyasetçi olarak, halkın sorunlarını çözme noktasında, alışılmış söylemlerin dışına çıkarak ve kendisinden beklenen somut çözüm önerileriyle, hitabetini ve konuşmalarını güçlendirmelidir. Halkın sorunlarını iyi bilen birisi olmasına rağmen, çevresindekiler tarafından yanlış yönlendirilmeler yapılacağını unutmamalı, bu halkın kendisini doğallığı ve içtenliği nedeniyle desteklediği gerçeğinden yola çıkarak, ailesine ve kendisine zaman ayırmayı asla ihmal etmemelidir. Böyle yaptığı takdirde, dış etkenlerin kişiliğine etkisi ‘Etro gömleği’ olayında olduğu gibi azalacak ve her zaman halkın sevdiği Kemal olarak kalmayı başaracaktır.

Ülkemizin birçok sorunu bulunmaktadır. Bu sorunlar, halkın gözünde bir kördüğüm olmuş, arap saçına dönmüş izlenimi vermekte ve çözülemeyeceği yönünde vatandaşı umutsuzluğa sevk etmektedir. Şu an halkın üzerindeki yılgınlığı, yorgunluğu, çaresizliği Kurtuluş Savaşı sonrasındaki tabloyla, halkın durumuyla karşılaştırırsak, çok fazla benzerlikler gösterdiğini ve bazı konularda daha geride olduğumuzu söylersek hata yapmış olmayız herhalde.

Eğitim seviyemiz; yaşanılan ensest ilişkilerin ve küçük yaştaki çocuklara tacizlerin artması, okuma yazma bilmeyen vatandaşlarımızın sayısının hala 10 milyonun üzerinde olması(o dönemle hemen hemen aynı sayı),

Ekonomimiz; Cumhuriyet tarihinin en yüksek borç rakamlarını ve cari açıklarını vermesi,

Terör sorunu; açılımlarla açmaza girmesi,

İşsizlik; KİT’lerin özelleştirilmesiyle ve milli gelirin paylaşılmasındaki adaletsizlikten çözümsüz bir durumda olması,

Dış Politika; sıfır sorun anlayışıyla gelinen Kıbrıs, Ermenistan ve Kuzey Irak’ta verilen tavizler,

… Gibi sorunlar, adeta savaştan çıkmış bir milletin yaşayacağı sıkıntıların yaşanmasına ve mevcut siyasi anlayış dolayısıyla ümitsizliğe yol açmaktadır.

Bu sorunların çözümünde de, ’Aile sigortası’ vaadinde olduğu gibi, somut çözüm önerileriyle kamuoyunun karşısına çıkılmalı ve bu beklentiler en kısa sürede karşılanmalıdır. Genel ve yuvarlak söylemlere artık, halkın karnı toktur. Vaatlerin nasıl gerçekleştirileceğinin kaynaklarıyla, hangi yöntemlerle ve hatta sonuçlarının alınacağı tarihlere kadar anlatılması, şuan esen rüzgarın devamını ve halkın güveninin, göstermiş olduğu ilginin sürekliliğini teminat altına alacaktır. Bunun için, belki de Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında olduğu gibi 5 yıllık ya da daha kısa süreli kalkınma planları hazırlanmalı ve bu planlar halka anlatılmalıdır.

Aynı zamanda, yine siyaset sokağa indiğinde kullanılan dini söylemlere ve takiyelere karşı da siyasi söylemler hazırlanmalıdır. Bu noktada en önemli konulardan birisi de türban konusudur.

Türban konusu artık ülkenin ve siyasetin gündeminden, sağ partiler için bir siyasi malzeme olmaktan çıkarılacak şekilde çözülmelidir. Bu noktada daha önce yaptığım öneriyi yenilemek istiyorum. Türbana karşı dokunulmazlıkların kaldırılması önerisi, nasıl Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanı olması karşısında, AKP’lilerin ezberini bozduysa, bu öneri de onların ezberini bozacak ve gerçek yüzlerini ortaya koyacaktır. Seçim öncesinde yapılacak böyle bir öneriyle de, AKP köşeye sıkıştırılacaktır.

Kısaca, Kürt sorununa da değinmek gerekirse, aynı şekilde bu konuda da yapılmak istenen içi boş olan açılımın, nasıl yapılacağına yönelik somut önerilerle, 89 raporundan ve diğerlerinden faydalanılarak, bu konuda neler yapılacağının, ‘kendi raporlarıyla çelişiyorlar eleştirilerini çürüterek’,çözümüne yönelik siyasetler ortaya koyulmalı, gerekiyorsa çağa uygun yeni çözüm önerileri yapılmalıdır.

‘Şimdi Fark Yaratma Zamanı’dır. Farkta; ezberleri bozmakla ve devrimci bir anlayışla ortaya koyulur. Umarız, Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinden beklenen siyasetçi profilini ve halkın umutlarını, beklentilerini boşa çıkarmayacaktır. Bu güveni ve umudu devam ettirmek, sandığa yansıtmak istiyorsa, en kısa sürede planlı ve programlı bir çalışmayla somut adımlar atmak zorundadır.

 

OguzKemal.Ozkan@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

ben ne oldum değil ne olucam

ben ne oldum değil ne olucam diye hareket etmeli şimdi..

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.