Sinek Küçük Fakat Mide Bulandıracak

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Tuncay Güney isimli bir şahıs, kimilerinin “deli” kimilerinin, “MİT ajanı”, kimilerinin "dokunulmaz adam" ilan ettikleri bir insan olarak Kanada’dan canlı yayınlara katılıyor. Ama gel gelelim adamın yeri bulunamadığı ve şayet haber doğru ise Kanada’da Yeni Şafak gazetesi yazarının kardeşinin evinin adres gösterildiği yansıması bir yana, savcılık bu adama “ricada” bulunuyor; 30 küsürlük bir soru hazırlıyor bu zatın yanıtlaması için gönderiyor. Bu adam tutup getirilmiyor ülkeye ifadesi alınması için.
 
Bu arada; Ergenekon diye kamuoyuna sunulan dava sürecinde “basına yansıyan olaylardan” gelişmeler devam ediyor. Bazı gazete yazarları Ergenekon davasında kimin 1. adam olduğunu bildiğini ileri sürüyor, yeni dalgaların olacağını ifade ediyor. Anlaşılan bu davaya neredeyse savcılardan daha hakim oldukları mutlak görünüşü yansıyor medyaya. Bu davada Bağımsız Türk Yargısı mı, Bağımlı Türk Basını mı daha önde inanın belli değil. Vahamet buradan başlıyor.
 
“Yarbay Mustafa Dönmez'in ajandasındaki krokiden yola çıkan polis, Özel Harp Dairesi'nin kullandığı Zir Vadisi'ndeki arazide yeni cephaneliğe ulaştı..”.
  
“Sincan Yenikent'de başlatılan kazıda cephanelik ortaya çıktı. Yenikent'te Ermeni Mezarlığı olarak bilinen mevkide boş bir binanın 15 metre çevresinde 18.00'de başlatılan kazıda 30 el bombası, iki aydınlatma fişeği, 9 göz yaşartıcı bomba, 9 adet sis bombası, 12 adet M-16 anti tüfek bombası, 12 bubi tuzağı, yaklaşık 800 adet G-3 mermisi, 6 adet gösteri bombası bulundu. Önceki cephaneliklerden farklı olarak Yenikent'teki kazıda ortaya çıkarılan bombalarda bu kez seri numaralarının bulunması dikkat çekti.” http://haber.mynet.com/detay/guncel/Yeni-kroki-yeni-cephane/13Ocak2009/O1231818106654
 
Haberiyle yine Türkiye çalkalanıyor; Bu ciddi bir süreç ve davanın gelmiş olduğu nokta gerçekten çok hassas pek çok açıdan:
 
Bir Yarbay düşünün; orta okuldan itibaren askeri eğitim alacak, Harp okulunu bitirecek TSK’da Yarbay rütbesine kadar gelecek ve (diyelim ki) böyle bir organizasyonun içerisine dahil olacak.
 
Buradan çıkaracağım sonuç ve sorular şunlardır:
 
 
a-            Bu adam krokileri ajandasında saklayacak kadar “ahmaksa” nasıl askeri liseyi kazanmıştır? Nasıl harp okulunu bitirmiştir? Nasıl bu rütbeye gelmiştir? (Böyle bir organizasyonun içerisine değilse bu ithamın arkasında kimler durabilir? Davanın sonuçlanması bu yüzden de önemlidir.)
b-             TSK’nın kayıp mühimmatları var mıdır?(Şayet seri numaraları kendi stoklarında çıkarsa bu mühimmatlar TSK’ya karşı halk büyük bir güven bunalımı yaşayacaktır işleyişi dolayısıyla), Varsa; önceden bir tespit ve soruşturma başlatmış mıdır kayıp mühimmat hakkında? Başlatmışsa soruşturmanın sonucu nedir?
c-              TSK olası bu gibi olayların önüne geçmek için depo zimmetlerini kontrol ederken nasıl bir yol, yöntem izlemektedir? Böyle bir olası olayın olması mümkün müdür?
 
 
TSK, Halkın kendine olan güvenini boşa çıkarmamak adına, bu gibi sorulara acilen yanıt vermelidir.
 
Taşlar zaten yerlerinden oynamıştır. Halkın ve Ulusun güzide kurumlarının bu taşların altında bırakılmaması için hiç olmadı şu dakikadan sonra atılacak adımların çok dikkatli atılması şarttır.
 
Ülkemde, Yargıyı bağımsız bırakın!
 
Bir an önce bu dava en açık bir şekilde nihayetlensin!
Ne iktidar, ne muhalefet, ne basın ne de başka bir kurumun yargıya müdahale yada yargılama sürecine etkisi kabul edilemez bir şeydir. Bu davanın içeriğinin siyasi olduğu açıktır. Ama siyasetin bu davaya müdahil olması hukuka aykırıdır.
 
Bu davanın, Ne savcısı ne avukatı olun!
 
Ülkemde BAĞIMSIZ YARGI işlesin!
 
Habere konu mühimmatlar meselesi gerçekten çok hassas:
 
Bu bulunan mühimmat şayet TSK ile ilişkili ise;
 
1-             Direk stoklardan çalınmıştır! (soruşturma gerektirir)
2-             Dağıtım sonrası zimmetlenen bu mühimmatlar dağıtıldığı depolardan çalınmıştır. (Soruşturma gerektirir.)
3-             Mühimmatlar, adet olarak kullanılmış gösterilerek dışarıya çıkarılması sağlanmıştır. (depolama sisteminde seri numarası ile depolama sıkıntısının olması, yada seri numarası ile depolama yapılmadığını gösterir)
4-             Mühimmatlar, adet olarak seri numaraları çıkarılarak harcanmış gösterilir ve dışarıya çıkarılır. (kişiler ve işleyişe dair sıkıntı)
 
Bu gibi varsayımlar öncelikle Mühimmat sayımlarının seri numaraları üzerinden değil, adet üzerinden yapıldığı gerçeğini ortaya koyar ki, adet olarak yapılan sayımlarda bir mühimmatın eğitim yada operasyonel sebeplerle harcanmış olduğunu göstermeniz stoktan düşmek için yeter şarttır. Bu da stoktan düşülen malzemenin dışarı çıkarılmasına elverişlidir sonucuna götürür bizi.
 
En vahimi şu olacaktır. Seri numaraları, TSK stoklarına ait olacaktır ve bu malzemeler stoktan düşülmeden hala var gösteriliyor olacaktır. O zaman son depoyu zimmet alan “Astsubay” yandı. Çünkü genellikle bu gibi zimmetler Astsubay, onlar vasıtasıyla Uzmanlar yada er ve erbaşlara bile verilmek istenir bir silsile yolu ile.
 
Ve genellikle depolarda yada stoklarda kullanımdan dolayı, seri numaraları çıkar ve düşer bir zaman sonra bu gerçekliği de göz ardı etmemek lazımdır. Ve diyelim ki tabur stoklarında 100 adet X mühimmat yada malzemesi, dağıtılmışsa bölüklere ve diyelim ki 4 bölük varsa ;
1.              bölük: 20 adet
2.              bölük: 15 adet
3.              bölük: 10 adet
4.              bölük: 5 adet dağıtımı yapılsa; 50 adet Tabur deposunda yada personel üzerine zimmetli olarak kalması gerekir toplamda. Kimi malzemeler sarftır. Kimi malzemeler farklı stok numaraları da barındırabilir örmeğin bir telsizde depo kaydına tek seri numarası girişi verirseniz telsiz başına. O zaman şu sorunla karşılaşırsınız:
Telsiz ana gövdesinde seri numaraları vardır(kullanımdan kaynaklı bir zaman sonra bu telsiz seri noları düşer), bataryalarda seri numarası vardır, Antenlerde seri numaraları vardır yada adet olarak verilebilir.
 
Sıkıntı şurada başlar: 1 telsiz tek antenle çalışır ama, birden fazla batarya ile çalışır. Telsizin ömrü ile bataryanın ömrü aynı olmadığı için bir seri numaralı telsiz kullanımdan kaynaklı olarak pek çok batarya ile çalışmaya devam eder. Artık bütünlük halinde bir telsiz batarya ve antenden bahsedemezsiniz. Bunların kademe bakım süreçlerine dahil olduğunu da düşünürseniz. İşler neredeyse içinden çıkılmaz bir hal alır. Üst size bir zaman sonra Adet olarak Telsiz sormaya başlar. Seri numaralı takibin fiziki olarak mümkün olmaması realitesi yaşanır. Kağıt üzerinde takip ise sanıldığının aksine oldukça zordur. Bu anlamda stok girişleri ve çıkışları bilgisayarlı bir sistem üzerinden bile gerçekleşse bir süre sonra  “Adet” üzerinden işlemeye başlayacaktır. Çünkü kullanıma açık olan malzeme yıpranır.
Tabur olarak bölüklerde görünen telsizlerin farklı seri numaralarında olduğu, adetlerinin uyuşmadığı pek çok durumla karşılaşma imkanınız vardır. Bu fiili bir durumdur.
 
1. bölüğün telsizi 3.bölükte olabilir mesela; 
3. bölük baskına maruz kalabilecek bir karakol olabilir, telsizlerin yeter adette çalışanı kalmamış olabilir bu durumda ya merkezden ya da kademe bakımdan gelen telsizlerden biri oraya kendi telsizleri gelene kadar kaydırılır, yada sizden önce kaydırılmış olabilir geçici olarak fakat bu gibi durumlar kimi zaman o kadar yoğun yaşanabilir ki ne evrakla ne de bilgisayar ile bunu takip etmenizin mümkünü olmayabilir.
 
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin her alanda teknoloji ve insan birikimi olarak ileriye götürülmesi gayreti içerisinde olan komutanlar bu devasa büyüklükteki yapıyı böylesi durumlar karşısında bile ayakta tutabildiği için çok başarılıdırlar. Buna hiç kimsenin tereddüdü olmasın.
 
Bu tüm kurumlarımızın atıl hale gelmesiyle ilintili bir durumdur. Her yeri Bilgisayar çöplüğü yapmak yerine birikimli insanların müştereken organizasyonları sayesinde aşılır. TSK bu anlamda işlerliğini koruyan, modernizasyon sürecinde tüm dünya ülkelerinden ilk 5’te  olan en büyük kurumlardan biridir.
 
Fakat sonuç olarak; TSK bu mühimmatlar hakkında ciddi bir sıkıntı yaşayacaktır.
 
Halkın TSK’ya olan güven duygusunu sarsmayacak işleyişler yaratmanın, sadece kurum içi çalışmalar ile olmayacağı da mutlaktır. Uyumlu bir hükümet, Uyumlu bir bürokrasi, uyumlu bir Türkiye, tüm bu zorlukların altından kalkabilmemiz için yeterlidir.
 
 
 
Yeter ki amaç Halk ve Vatan olsun!
Kokmuş karanlığımızdan kurtulalım…
Tam Bağımsız Türkiye için; Yaşasın Cumhuriyet! Diyelim.
 
 
Erdinç AYDIN
 

erdinc.aydin@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.