Siyasi Parti Manevraları

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Siyasi partileri en basit anlamıyla şu şekilde tanımlamak mümkün: "bir program çerçevesinde siyasal kararları etkilemek ve bu amaçla siyasal iktidarı ele geçirmek için örgütlenmiş kuruluşlar." (Ahmet Taner Kışlalı; Siyaset Bilimi, 2007, s. 261)

Siyasal partilerin geçmişi Eski Yunan'a kadar götürülebilirse de, aslında çağdaş anlamda siyasi parti oluşumlarına on dokuzuncu asırda ratlayabiliyoruz. Tarihsel zamandan öte benim burada ilgilendiğim siyasal partilerin, devrim şehidi hocamızın (Ahmet Taner Kışlalı) da tanımladığı üzere iktidarı ele geçirme uğraşlarıdır. Siyasal partiler var oluşlarından yok oluşlarına kadar siyasal iktidarı ele geçirmek için uğraşırlar. Mecaz anlamda ifade edersek, siyasal partilerin tüm manevraları siyasal iktidarı ele geçirmek içindir.

Aslında durum anlatıldığı kadar basit değil; çünkü buradan siyasal komplo teorileri veya siyasal parti gibi davranan başka unsurlar ön plana çıkıyor. Daha açık ifade etmek gerekirse;

  • Siyasal iktidarı ele geçirmek için partiler amaçlarından farklı yönlere sapabiliyorlar veya
  • siyasal iktidarı ele geçirmekten ziyade siyasal iktidar savaşı altında oradan bir rant elde ediyorlar.

Öncelikle bahsettiğim iki farklı durumdan ikincisini anlatayım. Türkiye örneğine bakacak olursak, (aşırı) çok partili bir sistemde partilerin amaçları iktidara sahip olmaktan çok, üyelerinin taleplerini karşılamak oluyor. Örneğin Türkiye Komünist Partisi'nin bugün için iktidar şansı yok denebilecek kadar az gözüküyor. Bu ve benzeri partiler isteklerini hükümetlere duyurarak yaptırmak isteyen ve üyelerine mutluluk vaat eden bir baskı grubuna dönüşüyorlar. İşin ilginci ise halen siyasal parti kimliğinde varlıklarını sürdürüyorlar.

Türkiye Komünist Partisi gibi birçok parti sayılabilir. Türkiye'de var olan partilerin sayısı her geçen gün değişiyor. İktisadi bir mantıktan hareket edelim. Talep olmayan bir malın üretimi o malın dayanıklı değilse çürümesine neden olmaz mı? Türkiye'de talep olmadan kurulan parti sayısını burada tartışmaya gerek var mı?

İlginç olan bir diğer noktada bu partilere seçim zamanı ayrılan ödenektir. İktidar şanları olmayan hatta TBMM içinde temsil yetkisi bile alamayacak bu partilerin aldıkları ödeneklerin miktarını aramızda bilen var mı?

DTP örneğinde de gördük. Bu parti seçimlere girmektense bağımsız adaylar çıkararak TBMM'ye girdi. Ufuk Uras örneği de halen zihinlerimizde.

Bu konuya daha fazla değinmek istemiyorum; çünkü anlatmak istediklerimin bir kısmını anlattığımı ve gerisinin okuyucu tarafından anlaşılabileceği düşünüyorum.

Gelelim ilk savımıza, siyasal iktidarı ele geçirmek (veya en azından mecliste koltuk kapmak) için partiler amaçlarından farklı bir yöne sapabilir. Hemen belirteyim ki burada bahsettiklerim sadece düşünsel analizlerdir ve gerçeklik payı yoktur. Örneklerimde belirttiğim partilerin davranışları gerçekliklere değil sadece hayal gücüme dayanmaktadır. Kısacası bu anlatıklarım komplo teorisi niteliğinde olup, gerçekliği yüzde yüz iddia edilemez. Amaç sadece fikirleri harekete geçirmektir.

Kendimizi azda olsa sağlama aldığımızı düşünerek, kaygan zeminde ilerlemeye devam edelim.

Partiler eğer kendilerini iktidara taşımak veya iktidarda kalmak istiyorlarsa bu duruma uygun manevralar sergilemelerinden daha doğal bir şey olamaz. Örneğin, MHP, PKK terörüne karşı etkinliğiyle tanınır. PKK terörü örgütü ne zaman faaliyetlerini sıklaştırsa herkes gözünü MHP'ye çevirir. Bu partinin sadece PKK ile ilgili anılması tabii ki yanlıştır; ama etkin politika izledikleri alanlardan belki de en göze çarpanı PKK terörü ile ilgili olan bölümdür. Bu açında PKK terörüne karşı MHP'nin takındığı tavır, MHP'ye bir oy getirisi yaşatır. İşte bu açıdan bakıldığında MHP iktidar için PKK terörünü destekleyebilir. Çünkü bu örgütün varlığı ve aktifliği karşına konumlanmak MHP'ye oy kazandıracaktır. Dolayısıyla da iktidara doğru bir adım öne geçecektir. Aynı şekilde bu iktidardaki partinin PKK terör örgütüne karşı başarızlığını da simgeler.

Hemen belirteyim ki burada amacım MHP'yi suçlamak değil, hayal gücümden yola çıkarak verdiğim savunma dolayısıyla her siyasal partinin, tüm yolları deneyerek iktidar olma çabası teorisine bir bakış kazandırmaktır.

Bir başka örnek daha vereyim. Örneğin AKP iktidarı dini kullanarak, iktidarını pekiştirmek isteyebilir. Türban sorunu için çözüm olamayacak faaliyetlerle türban sorununu tartışmaya açarak ve bu işin arkasında olduğunu savunarak iktidarını pekiştirme yolunu arayabilir.

CHP için de aynı durum söz konusudur. Lâiklik tehlikede diye örneklemeler verip, aslında ortada böyle bir tehlike yokken (!), ortalığı lâiklik tehlikesiyle gerip, bunun savunuculuğundan oy kapma yarışına girişebilir.

Kısacası siyasal partilerin iktidar için yarışması düşüncesi yanlış yorumlandığında ortaya komplo teorileri çıkabileceği gibi, iktidar yarışını siyasi partiden öte baskı grubu gibi izleyen siyasal oluşumların rant kavgaları da, açığa çıkar. Tüm bunlarda siyasi parti manevralarının sorgulanması için yeter sebeptir.

Teşekkürlerimi sunuyorum okumadaki ilginiz ve sabrınız için.

Gökhan DAĞ

gokhan.dag@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.