Son Günler

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Erdal ALTUN

 

   Evet, yazımın başlığı son günler. Nedenine gelince, birtakım olayların sonuna geldik; yeni kurallar, yeni oyunlar başlayacak artık. Bazı kişiler misyonunu tamamladı ve yerini yeni birilerine devredecek. Ortam öylesi toz duman ki yakın zamana bile fikir biçmek güç ve riskli; herkesin zihni bulanmış durumda.

   Bu durumdan sağlam çıkmak göründüğü kadar kolay değil. Siyasi olarak ilkesi ve çizgisi olan ve sloganda değil, içinde memleket ve millet aşkı duyanlar, milli şuur içinde olanlar ancak dimdik ayakta çıkacakları bir girdap oluşturmuştur. Faaliyetlerinde, düşüncelerinde fitne olmayan irade yıpranmadan çıkacaktır.

   ABD destekli Siyonist güçler, üzerinde çok düşünmeye gerek olmayan bariz planlarını yürürlüğe koyduklarını ilan edeli çok olmuştur. Bunu görmezden ve duymazdan gelen siyasi otoritelerin ya da kuklaların sayesinde yaşadığımız bu kaos ortamında sahip olduğumuz değerleri sıkı sıkıya korumalı ve Çanakkale’de, Anafartalar’da, Dumlupınar’da gösterdiğimiz o muhteşem birlik ve iman gücünü tekrar hissettirmeliyiz.

   Henüz bahar aylarına girerken yaz mevsiminin çok sıcak geçeceği belliydi. Bunu AKP’ye açılan kapatma davası ile gördük.

   Kış sonunda yapılan ve tamamen kendi hür irademizle başlattığımızı ilan ettiğimiz sınır ötesi operasyonun tam da can alıcı kısmında aniden bitirilmesi… 

   Şimdiye kadar hakkında yorum dahi yapılamayan TSK mensubu üst düzey komutanlar hakkında söylenti ve haberlerin çıkması...

   Ergenekon soruşturması...

   Taraf gazetesi ve ortaya attığı TSK hakkındaki iddialar...

   Erdoğan- Başbuğ görüşmesi...

   Fethullah Gülen’in beraatı ve Amerika’ya yaptığı yeşil kart başvurusunun ret edilmesi...

   İsrail’in İran’a karşı operasyon yapacağını bildirmesi...

   Elektrik ve doğalgaza yüzde 22 zam yapılırken emekli ve asgari ücretliye komik zam verilmesi...

   Kene vakalarının biyolojik savaş olarak değerlendirilmeye başlanması...

   Ortaya çıkan kitlesel gruplar...

   Cumhuriyet çalışma grubu...

   Ortak Akıl Platformu diye bir platform...

   Biz Kaç Kişiyiz diye bir platform...

   Darbeye karşı 1 milyon adım diye gençlerin hareketi...

   ABD savunma bakanlığının RAND Corporation kuruluşuna hazırlattığı “Türkiye’de Politik İslam’ın yükselişi” konulu rapor...

   Bütün bunlar ve daha yazamadığım bir biri ardına gelişen olaylar tesadüften ibaret mi, yoksa korktuğumuz başlangıcın sesleri mi?

   Bana göre ve birçoğuna göre senaryo şu; ABD, İran’a girecek. Bu operasyon için en büyük engel Türkiye. Türkiye, ABD ile dost ve müttefik olması yanı sıra İran ile de din bütünlüğü var ve komşu. Yıllarca sanki hep başka ülke olmuşuz gibi bizi İran olmak ile korkutan zihniyet, bu gün kirli planı yürürlüğe koyarken Türkiye’nin ayakaltında olmasını istemiyor belli ki.

   BOP için planladığı ve aniden iktidara getirdiği AKP hükümeti ile de işinin bittiğini, bu defteri kapattığını anlıyoruz. Üstelik bu operasyonu akıllara durgunluk verecek tarzda tasarlanmış ve Siyonizm’in dünya üzerindeki gücünü göstermektedir.  Bakınız; Siyonist güçler AKP gibi kendilerine her konuda destek olan bir hükümeti, en büyük düşmanları Milli Görüşçülerin içinden çıkartmışlardır. Ve BOP için görevlendirme dahi yapmışlardır. Bu kadar kıvamına getirilen ortamda elbette ki Türk halkı ihmal edilemeyecek kadar ciddi bir potansiyel tehdittir. Bu ‘tehdit’i saf dışı bırakmak için bir takım olayların fitilini ateşlemek lüzum etmektedir.

   İstikrarlı ve temkinli hareket etmeye çalışan ve düzenvari icraatları ile sağduyulu kesimin tepkilerini çeken iktidar partisine trajikomik bir iddianame ile kapatma davası açılmıştır. Beyinleri iyice bulandırmak için ve dışarı ile ilgilenmez hale getirmek için çıkan çete olayları, darbe söylentileri, emekli askerlerin tutuklanması, dinlenen telefonlar, gazetelerin basılması, Hükümet ile Anayasa Mahkemesi polemiği gibi olaylar ile Türk halkı yarınının nasıl olacağı endişesine kapılmış ve kendi derdine düşmüştür.

   İstenilen de budur. Afganistan’da tekrar yapılanma sürecine giren ABD, Irak’ta Saddam’ın sarayında bağımsızlık günü kutlayacak kadar cüretkâr tutumu ve İsrail’in en büyük korkulu rüyası İran için gözdağı vermiştir. Petrolün varilinin 250 dolara çıkacağı söylentisi boşuna değildir.

   Korkarım, dünyada tüm bu gelişmeler sonuca bağlanırken ve birileri hain emellerine masum insanların kanlarını akıtarak tıpkı Somali’de, Afganistan’da, Irak’ta olduğu gibi İran’da da yaparken biz seçim ve geçimle meşgul oluyor olacağız. Ve korkarım aklımızı başımıza almaz isek İran’dan sonra listenin başına biz geçeceğiz.

   Geçim derdine düşürülen halkın düşünce zafiyetinden faydalanacak olan mihraklar, yine Avrupa Birliği hayali ile yanıp tutuşan, ABD’yi dost ve müttefik görme gafletini gösteren, gerçek yaşama tamamen gözleri kapalı, halkı için değil çıkarları için mücadele veren, IMF’ye teslim bir hükümeti başımıza getirecekler ve adına seçim dedikleri tiyatroyu bahane ederek saf halkımızın ‘seçtik’ demesini sağlayacaklardır.

   Bu oyunu bozabilecek politik oluşumlara engel olacaklar, içlerine fitne sokarak bölünüp parçalanmalarını sağlayacaklar, Türk milletinin tekrar milli şuur ve bilinç ile şahlanmasını engellemeye çalışacaklar ki hedeflerine bir an önce ulaşabilsinler.

   Ama bu o kadar kolay olmayacak. Biz Türk Milleti olarak daha ölmedik.

   Saygılar…

 

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.