Sosyal Demokrasi Nedir?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Ozan ÖMERCİ

<?xml:namespace prefix = o />Sosyal demokrasi veya eş anlamıyla demokratik sol (demokratik sosyalizm), devrimci Ortodoks Marksizm’in (bilimsel sosyalizm) bazı öngörülerin yanlışlığı ve şiddet metotlarının yarattığı tepkiler sonrasında tarihsel süreç içerisinde bir doğal evrimle oluşmuş ideolojidir. Bir anlamda Marksizm’in liberalizmle barışması ve bu ikisinin sentezi üzerine kuruludur. Sosyal demokrasi tanım olarak emekçilerle öteki sınıfların çıkarları arasında, demokratik özgürlükler ortamında, siyasal ve ekonomik yapıyı değiştirerek hakkaniyet dengesi kurmayı amaçlayan, siyasal ve ideolojik bir kitle hareketidir. Özellikle Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) içerisinde Eduard Bernstein ve Karl Kautsky’nin yazdıklarıyla oluşmuştur. Ayrıca İsveç sosyalistleri de sosyal demokrasinin oluşmasında hatırı sayılır katkı yapmıştır. Sosyal demokrasinin temel ilkeleri şu şekilde özetlenebilir;

1-) Sınıfların çıkarı dengeye gelmelidir. Sosyal demokrasi emekçilerin çıkarını savunurken, öteki sınıfların yaşam hakkını yok saymaz.

2-) Demokratik özgürlükler sınıfsal çıkarlara kurban edilmemelidir. Sosyal demokrasi, sınıflar arası çıkar dengesini en iyi sağlayacak ortamın, siyasal haklarda eşitliğe dayalı demokratik ortam olduğu inancındadır. 

3-) Devlet ideolojisiz olmalıdır. Sosyal demokrasi, güçlü sınıfların ya da toplulukların çıkarını gözeten ve ideolojisini savunan yerleşik siyasal ve hukuksal düzene, başka değişle sınıfsal devlet yapılanmasına karşıdır.

4-) Bölüşüm hakça olmalıdır. Sosyal demokrasi, bireysel yeteneğin ve ulusal zenginliğe katkının farklı olduğu inancındadır. O nedenle her bireyin, ulusal üretime yeteneği ölçüsünde yaptığı katkıyla uyumlu bir pay alması gerektiğine inanır.

5-) Ekonomik yapı çoğulcu olmalıdır. Ulusal üretim, soyut bir serbest piyasa ekonomisi tutkusuna kurban edilmemelidir. Özel teşebbüsün yetişemediği pahalı teknolojiyi gerektiren yatırımları devlet yüklenmeli ve bu yoldan ekonomik yapıyı değiştirmelidir. 

Sosyal demokrasinin gelişmesine katkıda bulunan en önemli düşünürler şunlardır:

Ferdinand Lasalle (1825-1864)

Alman düşünür insanlık tarihini üç aşamaya ayırmıştı. Feodal düzen emekçinin hiçbir hakkının olmadığı karanlık bir dönemdi ve “özgürlüksüz dayanışma” vardı. 1789 Fransız Devrimi’nden sonra sermayenin kontrolünde “dayanışmasız özgürlük” dönemi yaratıldı. 1848 ayaklanmalarından sonra ise artık dayanışma ve özgürlük uzlaşmalıydı. Devletin amacı sınıfsal çatışmaları azaltmak ve her sınıf mensubuna eşit gelişim hakkı sağlamaktı. Bu anlamda Lasalle Marksizm’in devrimci metotlarını ve proleter diktatörlük ilkesini reddederek sosyal demokrasiye yelken açıyordu. Lasalle’e göre genel oy hakkı işçi sınıfı açısından önemli bir kazanımdı ve demokratik düzen içerisinde daha adil bir sistem kurmak mümkündü.

Eduard Bernstein (1850-1923)

Marksist teoride gerçekleşen revizyonizm öncüsüdür ve bu anlamda Ortodoks Marksistler tarafından şiddetle eleştirilir. Marksizm’in öngörüsünün aksine modern toplumlarda geniş bir orta sınıfının geliştiğini fark etmiş ve gelir eşitsizliklerinin kapitalizm geliştikçe azaldığını görmüştür. Bu nedenle ona göre kapitalizm çökmeyecek güçlenecektir. Dolayısıyla Bernstein’a göre işçiler de sistem içerisinde yer almalı ve haklarını devrim yapmak yerine siyasal parti kurarak aramalıydı. Yani artık devrim yerine evrim gelmişti ve sosyalizme sistem içerisinde ulaşılmaya gayret edilmeliydi. Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) içerisinde önemli görevler aldı.

Karl Kautsky (1854-1938) 

Bernstein gibi Marksizm’den vazgeçmemesine karşın, şiddeti ve proleter diktatörlüğü reddetmesi bakımından sosyal demokrasiyi yaratan kişilerden biri olmuştur. SPD’nin ağır toplarındandır. Sovyetler Birliği’nin kurucu lideri Vladimir Lenin onun bu tavrı karşısında “Dönek Kautsky” adlı bir kitap yazmıştır. Kautsky’e göre demokrasisiz sosyalizm olamazdı. Demokrasi sosyalist bir iktidar kurulmasının en uygun yoluydu ve işçiler çoğunlukta olduğuna göre mantıklıydı. Bu anlamda işçi hareketini sistem içerisine çeken Kautsky böylelikle sosyal demokrasiye yelken açıyordu. Bolşevizme şiddetle karşı çıkmıştır.

Jean Jaures (1859-1914)

Fransız düşünür ve politikacıdır. Eylem adamıdır. Türk dostudur ve İttihat ve Terakki’nin kimi mensuplarına Fransa’da hocalık yapmıştır. Bireyci bir sosyalizm anlayışı vardır. Sosyalizmi bireysel hakların en üst düzeyde vurgulanması olarak görmüştür. Sınıflararası uzlaşmaya inanıyordu ve demokrasi içerisinde sınıfların kaynaşabileceği, eşitsizliklerin giderilebileceği sosyalist bir yönetim hayal ediyordu. Fransız Sosyalist Partisi’nin uzun yıllar lideri olmuş, 1. Dünya Savaşı’na karşı çıktığı için katledilmiştir. Yurtseverliği savunmuş ve enternasyonalizmi geliştireceğini iddia etmiştir.

Leon Blum (1872-1950)

Fransa’nın ilk sosyalist başbakanıdır. Faşizm tehlikesi karşı komünistlerle işbirliği yapmıştır. Şiddetin her türlüsünü reddetmiş ve demokrasiyi savunmuştur. Rus devriminin yapısına (terör metotları, azınlık iktidarı) karşıydı. Bolşevizm’in evrensel olmadığını ve Avrupa’ya hiç uygun düşmediğini savunuyordu. Ortak mülkiyete dayalı bir düzen demokrasi içerisinde gerçekleşmeliydi.

Fabian Hareketi

İngiltere’de 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan bir harekettir.  Fabian derneği etrafında oluşmuştur. Anti-Marksist bir sosyalizm anlayışının öncülüğünü yapmıştır. Amaçları sosyalist devrim değil, sosyalist evrimdi. Bunun için sosyalist aydınların sistem içerisinde önemli yerlere gelmesi gerektiğine inanıyordu. Muhafazakâr İngiltere’de dönüşümlerin ancak reform yoluyla olabileceğini öngörüyordu. İngiliz İşçi Partisi’nin çizgisine yön vermiştir.

iletisim@PolitikaDergisi.com

 

KAYNAKLAR

-          Kışlalı, Ahmet Taner, Siyasal Sistemler Siyasal Çatışma ve Uzlaşma, 2006, Ankara: İmge Kitabevi

-          Kışlalı, Ahmet Taner, Siyaset Bilimi, 2007, Ankara: İmge Kitabevi

-          Cem, İsmail, Sosyal Demokrasi Ya Da Demokratik Sosyalizm Nedir, Ne Değildir... Ve Türkiye’de Olabilirliği, 1984, İstanbul: Cem Yayınevi

-          Özdalga, Haluk, Sosyal Demokrasinin Kuruluşu, 2001, Ankara: İmge Kitabevi

 

 

 

Yorumlar

KAPİTALİZMİN YEDEK LASTİĞİDİR

"Sosyal Demokrasi" kapitalizmin yedek lastiği yada emniyet sibobudur. Kapitalizmi sürdürülebilir kılmak için, halkı oyalamak ve biraz "refah" ve biraz "demokrasi" ile devrimci tepkilerin önünü kesmek üzere kullanılan bir siyasal maskedir.

Altı Ok'tan kopan CHP ve türevleri de bu işlevi görmektedirler. Kılıçdaroğlu ile CHP "tam sosyal-demokrat" olmuştur.

Türk Milliyetçileri ve Devrimcileri, halkın üzerindeki emperyalist-kapitalist sömürünün sürdürülmesine hizmet eden bu siyasal oluşumu, aynen bölücülük ve irtica gibi tarihin çöp tenekesine atacaktır.

Şunu hatırlamanızı dilerim. 12 Eylül 80 Faşist Darbesinden önce gençler içinde, "sosyal-demokrat" olmak utanç verici bir durumdu. Öyle çıkıpta, "biz sosyal-demokratız" filan diyemezlerdi. 12 Eylül düzeni, bir yandan irticanın önünü açarken, diğer yandan da, onun yalancı kardeşi sosyal-demokrasiyi palazlandırdı.

Toplumumuz önümüzdeki yakın dönemde, Türk Devrim süreci "açık çatışma" yani anti-emperyalist silahlı mücadele aşamasına geldiğinde, Çankaya-Etiler hattındaki bu sosyal-demokratların, kaçacak delik aradığına şahit olacaktır.

Hakan Yavuz un yorumu

Hakan bey,
Herhalde siz farklı bir dünyada yaşadınız yada yanlış okudunuz.12 eylül öncesinin bolşevik ve maoist devrimcilerinin bugün önemli bir kısmı bugün azgın kapitalist olarak hayatlarını devam ettiriyorlar.isterseniz isimleri tek tek sayayım; hangi derneğin başkanı bugün hangi şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu bi zahmet inceleyin.
O yok dediğiniz sosyal demokratlar hala mücadelelerini sürdürmekte vedemokrasiyi yaşatmak için bugün eski bolşeviklere karşı da mücadele etmekteler.
Tarih ayan beyan ortada iken saptırmanın hiç anlamı yok.
Etem Ruhi

devrim

"Türk devrim süreci silahlı çatışma aşamasına gelecekmiş, sosyal demokratlar girecek delik arayacaklarmış!" Tövbe tövbe! Çok şükür bu zihniyete sahip çok insan yok.

TÜRK DEVRİMİ NASIL YAPILMIŞTI?

Mustafa Kemal Atatürk, "Samsun'a çıktıktan sonra yaptıklarımızın tamamı" Türk Devrimi diyor. O sürecin içinde "anti-emperyalist silahlı çatışma" aşaması yok mu?

Türkiye Cumhuriyeti, düşmana sosyal-demokrasinin güllerini atarak kurulmadı, düşmana gül atarak da korunmayacak...

"Bayrakları bayrak yapan, üstündeki kandır. Toprak uğrunda ölen varsa vatandır." Siz güllü bahçenizde oturmaya devam edin... Bu ülkede, bayrağı da, toprağı da, kanıyla canıyla koruyacak, Türk Milliyetçileri ve Devrimcileri var... Çankaya-Etiler hattına sonra bakacağız!

SOSYAL DEMOKRATLARIN ÇELİŞKİSİ

İzzet Bey, 25 Nisan 2010 günü benim bir yazıma şu yorumu yazmıştı:
"devrim
Gönderen: İzzet Kütükoğlu Zaman: Paz, 25/04/2010 - 22:08
Sayın Hakan Yavuz, Atatürk ülkeyi kurtarmış, devrim yapmıştır. Dahası cumhuriyet Halk Partisini kurmuştur.Ama gel gör ki, Atatürk'ün kurduğu CHP devrim yapmak şöyle dursun, kendi devrimini bile yapamamaktadır... Bu partide köklü bir değişim olmadan, yani parti bir devrim yaşamadan bu partiden ne vatana, ne millete, nede ülkeye fayda gelmez. Aksini düşünenler hayrını görsün."

CHP'yi İzzet Beyin ifade ettiği hale getiren düşünce sistemi "sosyal-demokrasidir".
O halde? Sosyal demokrasiye karşı bir devrim yapmak gerekmiyor mu?

''Türkiye'nin tatbik ettiği

 

''Türkiye'nin tatbik ettiği Devletçilik sistemi, 19. asırdan beri sosyalizm nazariyatçılarının ileri sürdükleri fikirlerden alınarak tercüme edilmiş bir sistem değildir. Bu, Türkiye'nin ihtiyaçlarından doğmuş, Türkiye'ye has bir sistemdir. Devletçiliğin bizce manası şudur: Fertlerin hususi faaliyetkerini esas tutmak, büyük bir milletin ve geniş bir memleketin bütün ihtiyaçlarını ve birçok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak memleket iktisadiyatını Devletin eline almak.''
 
M.Kemal Atatürk
 
Silahlı direniş, toplumsal bir sınıfa karşı değil, yabancı milletlere karşı yapılmıştır.
 
Saygılarımla

??

Mustafa Kemal 23-30 arası özel sektör'e dayanan bir kapitalizmi,30-38 arası ise devletçiliğe dayanan bir kapitalizmi uygulamaya sokmuştur.

Yine o dönemin "Türkiye" sınıfsız kaynaşmış bir kitledir sözü, 1930'lardan sonra tarih olmuştur. Türkiye, burjuva sınıfının hakim olduğu ve tüm üstyapı kurallarını hakim üretim ilişkisi kapitalizme göre belirleyen, Batı'sı kapitalist, Doğu'su ve G.Doğu'su ise feodal üretim ilişkilerine sahip bir yarı-sömürgedir.

Bu sarmaldan çıkış anti-emperyalist ve anti-kapitalist halk savaşı neticesince olacaktır.

Lenin'in dediği gibi Halkın Dostları Kimlerdir? Bunları iyi tahlil etmek gerekir. Fakat şu açıktır ki Türkiye'de ve tüm dünyada sosyal demokrasi 3 kere evrim geçirmiştir ve şu anda "halkın dostları" arasında değildir. Sosyal Demokratlar Ekim Devrimi döneminde "sosyalist", 1970'lerde 3.yolcu, 90'lardan sonra ise kapitalist düzenin sürdürücüsü ve emniyet sübabı rolündedir.

Çayan Doğukan

şunu belirtmek isterim ki

şunu belirtmek isterim ki kimse kimseyi sosyalizm ideolojisini benimsediği için ya da sosyal demokrasi ideolojisini benimsediği için hor göremez, aşağılayamaz, işbirlikçi olmakla suçlayamaz. fark, emek sermaye çelişkisinde emeğin yanında olanların radikal olması ya da uzlaşmaya açık olması farkıdır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.