Sosyal Medyanın Siyasal Belirleyiciliği

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF


İnsanlık tarihinin devrimsel süreci, temelde iki çıktıyla açıklanır: Tarım Devrimi ve Sanayi Devrimi.
Tarım Devrimi, ilk çağdan 18.yüzyıla kadar geçerliliği olan bir zeminde açıklanmaktadır. Önceleri yaşamak için üretmenin zorunluluğunu keşfeden insanoğlu, zamanla ürettiği alanın sömürüsüne başlamış, toprak üzerine egemenlik kavramları ortaya çıkmıştır.
Özellikle Ortaçağ dönemine bakıldığında, Batı’da Lord, Dük, Şansölye, Krallık gibi toprak egemen kavramlar; Doğu’da feodalite ölçeğinde ele alınmış burada da ağalık, beylik, emirlik gibi kavramları ortaya çıkarmıştır.

Doğal diyalektik gereği, güçlenen tarıma dayalı erkler zamanla karşıtını yaratmış ve yönetici-yönetilen savaşı belirmiştir. 1789 Devriminin eşitlik, özgürlük ve adalet kavramları üzerine dayanması tesadüfi bir süreç olmayıp zamanın gereklilikleri üzerine inşa edilmiştir.
Teknolojik gelişmelerle gücü yaratan sınıf, üretimi arttırmak için Sanayileşme yolunu seçmiş, klasik olarak bilinen buhar gücünün kullanılması ile yeni bir düzen ortaya çıkmıştır. Sanayileşmenin sonucunda, sömürü kavramı toplum literatürüne girmiş ve emperyalizmin klasik doktrini olan zayıfı yönetme ve bu eksende bırakınız yapsınlar anlayışı sömürü düzeninin şekillenmesine olanak tanımıştır.

 


Tarım devriminden Sanayileşmeye kadar geçen sürenin uzunluğuna karşın, Sanayileşmenin yaşadığı süre daha kısadır. Bunun en önemli sebebi; emperyalizm olgusunun sanayileşmiş devletlerin hammadde ihtiyacı bahanesi ile gözünü geri kalmış ülkelere dikmesinde gizlidir.
Bu aç gözlülük, dünya savaşları ile özellikle 20.yüzyılda ciddi anlamda vücut bulmuş, eldeki kaynakların hızla tüketilmesi ve gücün, otoritesini pekiştirmesi adına tarihe adını kanlı harflerle yazdırmıştır.
Sanayileşmenin güç odakları, cephe savaşları ile yeni düzeni iki kutup üzerine oturtmuştur. Bu iki kutbun (ABD-Rusya) savaşı 20.yüzyılın son demlerine kadar devam etmiş ve 1989’da Rusya’nın yenilmesi ile dünya tek kutup haline gelmiştir.
Sanayileşme devriminin getirdiği en büyük kavram olan küreselleşme, ilk başta sömürü düzeni olarak algılanmış ve salt ABD tekelinde bir dünya yaratmaya yönelmişken, arka planda yapılan toplum mühendisliği gözden kaçırılmıştır. Bu toplum mühendisliğinin iletişim ağı üzerinde tekel yaratması ve tek dünya vatandaşlığı kavramı üzerine inşa edilmesi 21.yüzyıl şekillenmesinde önemli bir belirleyici olmuştur.
21.yüzyıla gelindiğinde özellikle internet ağının gelişmesini göz önüne aldığımızda hiçbir bilginin saklanamaması ve dünyanın küresel bir köy haline getirilme düşüncesi fiili olarak hayata geçirilmiştir.
Bu yüzyılın bilişim çağı olduğunu varsaymamız imkânsız bir yorum değildir.
Bilişim çağında öne çıkan kavramlar; özgürlük, demokrasi, tek dünya vatandaşlığı ve şeffaflık ile birlikte takip edilebilirlik olmuştur.
Düşüncelerin özgürce paylaşılabilmesi ile dünyanın herhangi bir yerinde olan bitene ulaşma hızı saniyelerle ifade edilecek bir hal alırken, Wikileaks ve (TASVİP ETMEDİĞİMİZ) Kaset olayları ile şeffaflık ön plana çıkarılmış, giz kavramı internet aracılığıyla ortadan kaldırılmıştır.
Sosyal Medya’nın Girişi:
Yeryüzünde milyarlarca insanı takip edebilme düşüncesi belki 19.yüzyılda imkansız gibi görülebilirdi. Belki böylesi bir düşüncenin var olabileceğini düşünmek bile yeni Galileo’lar yaratabilirdi. Ancak günümüz teknolojisi ve sistem bunu iki büyük proje ile başarmıştır.
Bunlardan birincisi facebook tur. Milyarlarca insanın sosyal erişimine olanak tanıyan hatta en önemli reklâmı sosyalleşmenizi sağlar sloganı olan bu site, şüphesiz ki müthiş bir buluştur. Bilişim Devriminin öncüsü olarak en önemli itici gücüdür. İnsanları, gerçek hayattan sıyırıp sanal bir dünya imkanı sunan, hatta kendi istedikleri bir dünya sunabilecek kadar ileri giden bir site haline gelmiştir.
Kendi istedikleri gibi bir dünya….
Arkadaş profillerinizi, kendi düşünce yapınıza, sosyal hayattaki değer yargılarınıza, hobilerinize ve zevklerinize göre seçebileceğiniz müthiş bir alan.
Aslında 20.yüzyıl sosyalistlerinin de istediği aslında tam olarak buydu. Büyüyen bir dünyayı kontrol etmek için, kendi sisteminiz ve kontrolünüz altında her türlü ittifakı kabul edebilen bir yapı oluşturmak hayali, sınırsız bir dünya hayali 21.yüzyılın başlarında baş düşman Amerika tarafından başarıyla gerçekleştirildi. Kapitalizm kazandı. Hem de aynı silahla.
Facebook’ta zamanla geliştirilen eklentiler, birçok çeşitlemeyi ve sınıflandırmayı da beraberinde getirdi. Örneğin herhangi bir beğenilen video, ciddi anlamda propaganda malzemesi olarak kullanılabilir oldu. Bu gerekçeye baktığımızda da siyaset Leviathan’ının bu emperyal oyuncakta saf tutması zor olmadı.
Özellikle Türkiye ölçeğinde yapabileceğimiz değerlendirmelerde, siyasilerin facebook üzerinde yönetim paneli sahibi olması, hitap edeceği kitle için de ciddi bir belirleyici oldu.
Bu konuyu en iyi anlayacak olanlar akademisyenlerdir. Devamlı öğrencilerin arasında kaldıkları için hiçbir zaman güncelden kopmaz, gençlikle iç içe model ve düzen üzerine fikir alışverişleri yaparak belirleyicilik noktasında gerçekçi analizleri ortaya koyabilirler.
Türkiye nüfusunun genç ağırlığına sahip olması, sokakta karşılaştığımız bir gerçekliğin sanala dönmesini de beraberinde getirmiştir. Facebook kullanıcı profilleri üzerine Türkiye özelinde bir değerlendirme yapıldığında yüzde 84 gibi bir oranla genç nüfusun tüketimine açılmış bir sahayı görebilmekteyiz.
Haliyle bu durum, siyasi değerlendirmede de gençlik üzerine politika yapmak zorunluluğunu ve gençliği takip etme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Şüphesiz ki, facebook üzerinde yapılacak siyasi propagandanın olumlu bir dönüşü olacaktır. Ve siyasal partiler burada oluşturacakları kamuoyunu ciddi anlamda değerlendirmek zorundadır.
İkinci proje ise twitter dir.
Twitter, facebooktan farklı olarak sistemin koşullarına göre inşa edilmiş bir sahadır. Sektörlerin gelişmesi sonucu zamanın müthiş değerlendiği bir yerde tam da bu koşullara göre inşa edilmiş bir site olarak karşımıza çıkar. Anlık düşüncelerinizi kısa ve net olarak (140 karakter uzunluğunda) paylaşıp, birbirinizi takip edebileceğiniz bir alanın tasavvurudur.
Twitter da öne çıkan olay, takip olgusudur. Gerek kullanıcı gerekse kullanıcıyı izleyen kişi takip edilme sonucu, otokontrol ölçütünü geliştirmektedir. Hem kişi bazında hem kurum bazında günün koşullarına uygun olarak anlık çözümlere ve sorunlara yönelik değerlendirmelere ulaşmanız da mümkündür.
Ayrıca, gündem ve arama bölümleri ile ilgili olarak, dünyada ne olup bittiğini herhangi bir kitle yönlendirme aracına ihtiyaç kalmadan kaynağından öğrenebileceğiniz bir alan sunarak da haberleşme özgürlüğünün sınırı olmadığını gösteren bir alandır.
Siyasi ölçekte değerlendirmeye baktığımızda ise, partilerin gerek kurumsal kimlik hesaplarının, gerekse de parti liderlerinin hesaplarının Twitter üzerinden yakından takip edildiği gözle görülür bir gerçekliktir.
Türkiye’de buna sebep olan aslında bir ihtiyaçtan öte Amerika veya genel hatlarıyla Batı öykünmeciliğidir.
Bu sosyal medya akımını kullanarak hareket eden ilk lider olan Obama, siyasi dünyada bir çığır açmış ve tüm dünya ülkelerindeki politizasyonun internetle entegrasyonunda ciddi bir süreci ortaya çıkarmıştır.
Sonuç itibarıyla; internet özellikle de sosyal medya oransal olarak belli bir eğitim seviyesine hitap ederken, liderlerin, siyasilerin ve bürokratların yeni dünya düzeninin en önemli araçlarından olan facebook ve twitter gibi sosyal medya üzerinde de var olması, sosyal medyanın bu kişilere bir de facto dayatmasıdır. İsteseler sosyal medyada yer almayabilirler. Ancak 21.yüzyıl, siyasileri ve politik figürleri sosyal medyaya de facto olarak çekmektedir.
Şimdiden dünyada belli ülkelerde bu iki sosyal medya alanında yapılacak seçimlerle ülke iktidarlarının belirlenmesi gibi istekler ve çeşitli makaleler yazılmaktadır. Her eve girecek olan internet, her ülkenin kendi vatandaşında olması gereken vatandaşlık numarası ve belirlenecek bir şifrenin kendi kullandığı cep telefonuna yollanarak oylama işleminin yapılması aslında bir hayal değil.
Yakın zamanda olacakların şimdiden habercisi.


Saygılarımla


ilker.ekici@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.