Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- PKK ile Müzakere mi Mücadele mi?
- Teröristle İşbirliği Yapan Kim?
- İskilipli Atıf Hoca'yı Bilirsin de Mut'lu Nadir Mutluay Hoca'yı Bilmez Misin?
- Habur'dan Nevruz'a Bir AKP Klasiği
- PKK ve Ermeni Dönmeleri Kim?
- Nevruz, Yenigün, Hıdırellez
- Bunlar Bilinmeden Ne PKK Bitirilebilir Ne de Küdristan'ın Kurulması Engellenebilir!
- Sıra Kubilay'ı Yargılayanlara Geldi
- Kısaca Musul Sorunu
- Köln’de Kürt Diasporası Toplantısı ya da Bir Türlü Öfkesi Dinmeyen Kürt Siyaseti
- PKK ve "ÇEKİLME"
- Hesap Günü Yaklaşıyor…
- Savaş Başladı
- Sağda Kürtçülüğün Temelleri
- Peki Barış’ta Bizi Görecek mi ?
Sözde Barış Süreci: Kürtçe İsimler
Habur, Nevruz..Sözde ‘barış süreci’nin gelecekte sembolleşecek adımları ve tarihleri.. Peki, sürecin mimarlarının bu sürece katkı koyacağını düşündükleri diğer uygulamalar neler? İşte bunlardan bir örnek..Belki de Nevruz’un, Habur’un psikolojik ve ayrıştırmacı etkisinden daha kalıcı ve uzun sürecek bir uygulama:MİT-Oslo görüşmelerinde MİT’in PKK temsilcilerine "eğer sizi rahatsız eden jandarma bölge komutanı, emniyet müdürü, vali, kaymakam vb varsa isimlerini bize verin, halledelim" demesiyle açılmıştı şu uygulamaların önü:
Siirt Valiliği, Siirt Belediye Meclisi tarafından alınan karar gereği, belediye bünyesinde kurulacak olan Halk Kütüphanesi’ne ’Celadet Ali Bedirxan’ ve her yıl Nevruz kutlamalarının yapıldığı alana da ’Newroz’ adının verilmesini onaylamış.
Alfabemizde olmayan harflerin kullanılması bir yana neden ‘Celadet Ali Bedirxan (Bedirhan)’? Kimdir bu kişi?
Kürt aydını, yazarı ve dilbilimcisi olarak bilinen Celadet Ali Bedirhan, 1893’te İstanbul’da doğmuş ve hayatını Kürt Devleti kurulmasına adamış birisidir. Kürt Teali Cemiyeti'nin 2. Başkanı Emin Ali BedirHan'ın oğludur. Kürt Teali Cemiyeti’nin milli mücadeleye karşı faaliyetlerde bulunmuş, Kuva-yi Milliye'nin bolşevik fikirlere sahip yurtsuz serseriler olduğunu gazetelere ilan olarak vermiş bir örgüt olduğunu parantez açarak hatırlatalım.
Celadet Ali Bedirhan 1927 yılında Lübnan’da Kürt Milliyetçi Örgütü ‘Hoybun’un kurulmasında önemli rol oynamıştır.
Hoybun örgütü, Kürdistan Teali Cemiyeti, Kürt Milli Cemiyeti, Kürt Bağımsızlık Komitesi ve Taşnak kökenli Ermenilerin de katıldığı Lübnan’da yapılan gizli kongrede kurulmuştur.
Bu kongrede alınan en önemli karar şudur:
Hoybun üyeleri Bağımsız Kürdistan'ın yaratılması adına bütün Kürtlerin birleştirilmesi uğruna mücadele yürütülmesine and içmişler, Kürt silahlı birliğini kurup tek bir komutanlığın emrinde hareket edilmesini kararlaştırmışlardır.
Celadet Ali Bedirhan’da bu örgütün faaliyetlerini yürütmüş, Türkiye’de Kürt isyanları çıkarmışlardır. Bunlardan en önemlisi 1927-28’de ki Ağrı Dağı İsyanlarıdır.
Ve bu kişinin adı bu ülkede Siirt Vali’sinin onayıyla bir Halk Kütüphanesine koyuluyor; barış süreci olarak empoze edilen bir dönemde ülkenin bölünme sürecine ekilen bir tohum olarak!
Sadrazam Damat Ferit Paşa 1920’de Anadolu'da barış anlaşması şartlarını kabul etmeyen Mustafa Kemal'i durdurmak için İngilizlere, Kürtleri kullanmayı önermişti. İngiliz Yüksek Komiseri Amiral de Robbeck, Ferit Paşa’nın bir Kürt Devleti kurularak Mustafa Kemal’e karşı kullanılabileceğini teklif ettiğini açıklamıştı.
Bugün AKP iktidarının da Damat Ferit Paşa’nın İngilizlerin isteği üzerine kurduğu ‘nasihat heyetleri’ gibi ‘akil adamlar’ komisyonları kurması bir tesadüften mi ibarettir? 100 yıl önce verdiğimiz milli mücadele-kurtuluş mücadelesinin karşısına çıkan, çıkarılan güçlerle bugün Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak, bölmek isteyen güçlerin ne farkı var? Ve tabii ki Osmanlı’nın yıkılma sürecinin sözde barış süreci ile?
Uğur Mumcu da öldürülmeden kısa bir süre önce, yakın bir gelecekte “dinci-bölücü ittifakı”na tanıklık edeceğimizi yazmıştı. Bugün bu öngörünün tanıklarından birisi olarak bu ittifakın parçalarına hatırlatalım ve uyaralım, tarihteki acıların tekrar yaşanmaması amacıyla:
‘Geçmişin gericileşmiş, çürümüş zihniyeti ölmüştür. Bütün dünya bilmelidir ki, Türk milleti hakkını, haysiyetini, şerefini tanıtmaya kadirdir. Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar. Haysiyetinin bir zerresine, vatanının bir avuç toprağına vuku bulacak tecavüzün bütün mevcudiyetine vurulmuş darbe olacağını artık Türk milletinin fark etmediği düşüncesine kapılmak hatadır. Saygısızlığın, tecavüzün küçüğü büyüğü yoktur.’
Mustafa Kemal Atatürk
Oğuz Kemal ÖZKAN
- Oğuz Kemal ÖZKAN içeriği
- 11258 okunma
Yorumlar
Sayın Özkan;İşte bu; bir
Sayın Özkan;
İşte bu; bir yazıdan beklediğim benim. Girer, açıklar, sonucu pat diye ortaya koyar. Tez / anti-tez / sentez yani. Pek güzel yazmışsınız, aklınıza sağlık.... Epeydir, böylesi iyi bir yazı okumamıştım...
Saygılar, selamlar
çok teşekkürler..Sizin de
çok teşekkürler..Sizin de yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum.
Selamlar.
Yeni yorum gönder