Tam Ortasındayız

   Güncel yazı yazıyorsak gündemin hareketsiz olması bizi zorlar. Gelin görün ki beni zorlayan gündemin hareketsiz oluşu değil; aksine, çok fazla hareketli oluşudur.

   Bir yanımızda küresel finansal krizin ülkemize yapacağı etki beklenilmekteyken, diğer yandan teröristlerle uğraşıyoruz. Belki de küresel krizin örtbas edilmesi için terörü kullanan güçler var; bilemeyeceğim. Bu kadar mı gündem? Hayır. Yaklaşan yerel seçimler öncesi kılıçlar da çekilmek üzere.

   Finans krizi hakkında teknik analizler yapmayacağım. Temel iktisat bilgimle bu konuda ahkâm kesecek değilim; fakat bu konuda benden çok daha cahil durumdakilerin çokbilmiş tavırları beni rahatsız ediyor. ‘Hamdolsun’ diyerek küresel krizle başa çıkacak olan bir hükümetimiz var. Çok iyi biliyoruz ki hiçbir şey olmasa, içerideki yabancı bankalar kredi hattını kesseler bile sanayimiz büyük bir çöküntüye uğrar. Son yasa ile yabancı bankaların borçlu çiftçilerimizin arazilerine el koyamayacağı hakkında kim güvence verebilir? Gurbetçilerimizin bavulla para getirmesi öngörülüyor; bu konuda başbakanımızın büyük bir azmi var, yadsıyamayız. Turgut Özal da bu yolu denemişti. Mark getireni emekli etti ve sosyal güvenlik sistemimiz çöktü. Bakalım, yine nereler çökecek? Hani yazmayacaktın diyen arkadaşlarımız olabilir; gördüğünüz gibi, elimden geldiğince teknik kısma girmemeye özen gösterdim.

   Bilenin, bilmeyenin çok fazla ahkâm kestiği bir konu daha var; terörle mücadele. Medyada Taraftarı bol olan büyük bir kesim, askerimizle uğraşıyor; yalancı görüntüler yayınlıyor. Hayatlarında Ankara’nın doğusuna geçmemiş olan bir takım aydın sıfatlılar da bunlara uyuyor. Ordumuz ile mücadele etmeyi marifet sayan güruh, halkımızı da ordu düşmanı yapmaya çalışadursun; Org. Başbuğ, bu konuda sert açıklamalar yaptı. Daha yumuşak mı olmalıydı, açıklamalar hiç yapılmamalıydı tartışmasına girmek istemiyorum. Orduyla bu kadar uğraşılmasını hoş göremiyorum. Türkiye’nin kendine özgü bir konumu vardır ve ordunun yıpratılması ulusumuzun işine hiç gelmemektir. Her kişi eleştirilebilir; fakat bu yapılan bir kampanyaya dönmüştür. Olay, kurumlara yıkılmıştır. Milletvekillerine kızıp, Meclis kapatılması kampanyası başlatmak gibi bir durum söz konusu. Ayrıca, anti-militarist geçinenlerin ne büyük askerî bilgisi varmış da haberimiz yokmuş.

* * *

   Gündem Türk milletinin beynini sulandırmaktadır. Her kafadan bir ses çıkmakta ve çok fazla bilgi kirliliği olmaktadır. Şehitlerin hesabı sorulmalıdır; fakat tek yönlü değil.

   Tam ortasındayız; ateşin ve ihanetin. Ya silkinip ulusal politikalar üretip, dezenformasyon uzmanlarına geçit vermeyeceğiz,ya da… Burasını söylemeye dilim varmıyor.

   Herkese duru düşünmeler…

emrah.ozdemir@politikadergisi.com