Taşeronlar İşbaşında, Sloganları da "Yetmez, ama Evet!"

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ekipler işbaşında. Çalışıyorlar canla başla!..

Ama telaştalar, meydan savaşı telaşındalar... Bulundukları  mevki savaş alanı onlar için. Gazete sayfaları, televizyon ekranları, meydanlar...  Yetmiyor; iftar sofralarına kadar uzanıyor. Hat değil satıh taarruzu yaptıkları sanki!.. Ekrandan birisi iniyor, öteki biniyor!.. Köşe yazıları bir gizli kavilleşmenin ürünü gibi... Sanki tek elden çıkmış!..  Ama telaş her söze her satıra sinmiş, gizlenemiyor.

İftirayı yalanı, çarpıtmayı, silah olarak kullanmak, mübah!. Kutsal Görevde takiyye  mübah!. Toplumun,etik yapısı, kimyası  bozuluyormuş!.. I r g a l a m a z  onları!

Devletin tüm olanaklarını sonuna kadar kullanan,  antidemokratik dayatmacı iktidarlarını sürdürmekte olan  onlar değil sanki!..

İktidarlarını sürdürebilmek adına, herkesi zorunlu yandaşlığa çağıranlar onlar değil!.. Bitaraf kalanların bertaraf olacaklarını ilan edenler de onlar değil. Yarın kapımıza gelirlerse kapıda kalırlar diye tehditler yağdıranlar  sanki yurtdışından ithal kafalar!

Ve adları demokrat, düzenleri demokrasi!.. Cuk oturuyor başbakanın sözü: Dürüst ol, dürüst!..

Vatandaş kovulmuştu kapıdan, sıra sanayicide!..

Başbakanın, söylemlerinin demokratlık olmadığını bilir. Bilir ama söyler!.. Öyleyse, söylemin altında yatan asıl gizli ifadenin mutlaka çözümlenmesi gerekir. Kapalı niyetlerin açık delili. Kendileri ile birlikte ebediyete intikal etmeden hemen uygulama telaşının dışavurumu!..

Bu ülkenin, işçisi, köylüsü, memuru emeklisi, sanayicisi, yaşlısı genci ve her etnik kökenden gelen, ama bu coğrafyada huzurlu yaşamak isteyen tüm vatandaşları çok iyi görmeli nasıl bir niyetle karşı karşıya olduğumuzu.

Henüz sahip çıkacak bir ülkemiz var elimizde, henüz, baskı altında da olsa bir hür irademiz var elimizde ve bir de fırsatımız var önümüzde: Halk oylaması!

Geç kalmak, henüz elimizde olanlardan da yoksun kalmak olacaktır!

Saldırıyorlar… Edep dışı...  İnançları kullanarak; imanı, kültürü, soyu-sopu kullanarak!.. Sadakayı bile tehdit aracı olarak kullanarak!.. İaşe torbalarınızı keseriz haa!..

Yetmiyor, boyu-posu kullanarak!. 

Akıl izan ve vicdan ölçüsünü  1.85’lik boyunda arayan  bu zata çevresi ciddiyetle mukayyet olmalı, halk bu bulaşıcı illetten uzak durmalı!.. .

Saldırdıkça hırçınlaşıyorlar. Hırçınlaştıkça öfkeleri artıyor!.. Aşırı öfke ile de, akıl başı terk ediyor, vicdanla irtibatlar kesiliyor. Meydanlardan, ağız kokusu ishal yayılıyor!..

Biliyorlar ki referandumun sonundaki o sihirli sözcük “hayır” bir gerçekleşirse, bittiklerinin resmidir. İşte bu yüzden, “bu referandum on genel seçime bedeldir!.” diyerek saldırılarına hız veriyorlar… Bir “evet” bin ibadetten evla!.. Ehli kubur bile mezarından kalkıp oy kullanmalı buyuruyor, Pensilvanya’daki mukim.

Önceki yıllarda söylenemeyip de içlerine dert olan ne varsa, bu meydan savaşında tümü dökülüyor ortaya… Ne Yaratandan ötürü yaratılanı sevmek  söylemi hatırlanıyor, ne de bile bile tarihi çarpıtmanın aymazlığı!.. Yalanın  anında bir şamar gibi suratlarına ineceğini bile bile!.. Alkış gelsin!.. Atılan çamur iz bıraksın, yandaşa sermaye olsun! Hedef saptırsın, yandaşın gönlünü okşasın, muhaliflerin canını sıksın. Amaca rant sağlasın!..

Salonlar, ekranlar, gazeteler, köşeler dolusu taşeronları var bu meydan savaşında başkomutanın emrinde.  Kimileri bir cemaatin önde geleni, kulu kölesi, kimileri  kuyruk acısı çekenler, kimileri köşelerinde süne zararlısı edasıyla canhıraş gayretkeşler, kimileri de 12 Mart ve 12 Eylül’ün faşist cuntalarınca ayıklandıktan sonra geriye kalan Filistin artığı solcular, kimileri de, cumhuriyetin temel ilkelerini içlerine sindiremeyip ikincisine soyunan, Ali Kemal bakiyeleri!.. Liberaller!.. Ahkamcılar!.. Daha başka adlarla da anıldıkları vaki...

Canhıraş sokaklarda hepsi!..  “Halkı iktidara karşı uyarmayı değil, iktidarın yaptıklarına halkı razı etmeyi iş edinmişler kendilerine.”

13 Eylülden itibaren, hükümeti, yepyeni demokratik bir anayasa yapmaya zorlamak için;

“Yetmaz ama evet” diyerek omuz veriyorlarmış, Erdoğan anayasasına!..

Yetmezmiş ama evet(!)miş...  Devrim niteliğindeymiş bu çıkış!..

Oysa; ey millet!..Karşıdevrimin ayak sesleridir üstümüze  gelen..

Onlara “neyin yetmediği” apaçık ortadadır.

Hedef, Atatürk’tür, Atatürk devrimleridir!. Hedef Türkiye Cumhuriyeti’nin “değiştirilemez!” ilkeleridir. Üç temel ilkedir!..  Önümüze sunulan ise asıl hedefin ilk provasıdır!

Anayasa paketine “hayır” demek, akılsızlıkmış, vatan-millet sevgisinden yoksun olmakmış!..

Ağız ishali bulaşıcıdır!.. Bari dinime söven Müslüman olsa!..

Eğer vatanseverliğimiz bu sözün sahibi ile kıyaslanacaksa, elbette oyumuzun rengi onunkiyle benzer olmayacaktır!.. Biz vatanseverliği, uşaklık ve ülkeyi satmak olarak algılamıyoruz!..

Aklı boyla ölçmek de, erdemi boyla  ölçmek de salt erdemsizliğin ve tahammülsüzlüğün göstergesi değil, ayni zamanda “ağız ishalinin” de tedavisizliğinin kanıtıdır!..

İnancımız odur ki; ülkeyi gelecek tehlikelerden korumanın yolu “hayır” demekten geçmekte!.

Evet; yağmanın devamından yana olmaktır!.

Hukuksuzlukların sürmesine evet demektir!..

12 Eylül faşist idarecilerine dokunulmazlık sağlayan 15. maddeyi sözde kaldırmak adına, Erdoğan’a yeni 15. maddeler getirmektir evet’in gerçek anlamı…

Ülkenin bölünmesinin önünü açmak demektir!..

BOP’un  daha çabuk devreye sokulmasına razı olmak demektir!..

Zayıflatılmış bir orduyla, hainlerin ve düşmanların işleri kolaylaşsın demeye hizmet etmektir!.

Eğer vatanseverlik buysa, ben bu tarifin vatanseveri değilim!. Vatanseverim,oyum HAYIR!..

Sonuç; “AKP tarafından dayatılan, bu değişiklikler, 12 Eylül Anayasasının eksik kalan bölümlerini tamamlamayı amaçlamaktadır.  Büyük Ortadoğu Projesinin acil ihtiyaçlarından doğmuştur. Bu yüzden AKP anayasa paketine hayır demek, 12 Eylül anayasasına evet demek  anlamına geldiğini iddia etmek tam bir, Tayyip, Arınç, Kuzu, Çiçek, Şahin, Bağış, Zapsu, Ergün, Atalay, Ergin, Gül, Çelik, Gökçek.. ve  kendilerine demokratlığı  ve özgürlükçülüğü yakıştıran, “yetmez ama evet!”çi, Baskın Oran, Ilıcak, Aköz, Nabi Yağcı, Karakaş, Çongar, Ardıç, Alpay ve Altan’lar’ın çarpık mantığıdır!..

İçine sindiriyorsan ve bu ülkenin geleceği seni  ı r g a l a m ı y o r s a  git evet’çilerin safına!..

Evet diyenler için çoktan seçmeli bir soru:

Vereceğiniz evet oyuna paralel olarak; aşağıdakilerden hangisi veya hangileri vicdanen aşağıdaki cümleyi doldurmaya uygun düşer?

“Durmak yok  ........... devam!.”

 a) yola  b) yolmaya c) yalana d) talana  e) öfkeye e) ayrışmaya  f) ayrıştırmaya

g) çarpıtmaya h) saptırmaya  i) kışkırtmaya,  j) dayatmaya   k) aymazlığa  l) laiklik karşıtı olmaya   m) hapı yutturmaya   n) işsizliğe  o) kanunları dolanmaya  p) yandaş yaratmaya, 

r) cumhuriyetle hesaplaşmaya  s) hukukla cebelleşmeye   t) orduyu yıpratmaya

u) BOP eşbaşkanlığına v) Habur rezaletine y)Ergenekon hukuksuzluğun z) hepsine…

iletisim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

HAVET

Yetmezcileri ve boykotçuları anlamak çok zor. HAVET der gibiler. Ama düpedüz EVET diyorlar işte!

KONTROLSÜZ ÖFKE SANATI.

bir devlet büyüğümüzün ağzından , devamlı şiirler dinleriz.
şimdiye kadar okuduklarının çoğu mehmet akifin şiirleri.
2010 avrupa kültür başkenti istanbul oldu ya.
şiireden , edebiyattan , hikayelerden bahseder.
arasıra kasımpaşa edebiyatı , arasıra eşrefpaşa muhabbetleri yapar.
bazen ikisini harmanlayıp meydanlarda icra eder.
meydanlarda sanatsal öfkesini icra eder.
köylüyüz ya , safız ya.
çeşitli sanat dalları biliyorduk ama.
bilmem kaçıncı dalı olan , öfke sanatını yeni öğrendik.

bir devlet büyüğümüz çok kızdığı zaman.
öfke de bir hitabet sanatıdır diyordu ya.
öfkesi bir türlü dindiremiyordu.
öfkeyi sanat yapıp , her yerde icra ediyordu.

al ananı git ulan , yazıklar olsun ,sevsinler seni.
benzeri lafları duymuştuk ta , ruloyu da yine ilk defa duymuştuk.
rulonun yeni versiyonu , boy post çıktı.

bizi yönetenler yola devam diyor ya.
yol hikayeleri , artık rulalara yazılacak.
bizi yönetenler yola devam diyor ya.
bilmem kaç km duble yollar yapıyorlar.
duble yol yapanlar , duble duble yollarını buluyor.

ikide bir samanyolunu şarkısını , hep beraber söylüyorlar ya.
yolları da rulo yaptılar ya.
yağan yağmurlarda , beraber yürüdüler ya.
boyunuza postunuza , dublesinden helal olsun bu yollar size.
helal olsun rulolu , boylu postlu , duble öfke sanatınıza.

_______(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)______________MONŞER_KUBİ

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.