Toprağına Bir Tek Ağaç Dikmemiş Olanlar Ne için Savaşırlar?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Barış mı istiyorsunuz ve dahi bu topraklarda huzur?

Emeği ve ürettiğini bölüşmeyi öğretin insanlara...

Küçük bir bahçe; 2 adet gül ve çevresine ektiğim kasımpatılar, iki adet küçük süs çamı ensiz boysuz...

Toprağı havalandırdım bel küreğiyle şöyle bir, toprak kokusu her mevsim güzel. Geçen seneden sarı papatyalardan bir kaç kök donmadan kalabilmiş. Garaj girişinin yanına ektiğim sarmaşıklar çoktan kurudu lakin bir sürü tohum düştüydü toprağa. Bu senede umutluyum onlardan. Mor, beyaz ve pembe açacaklar. Akşam sefaları sürecek düştüğü yerlerden peşi sıra, seyreltmek gerek, üç renk; sarı, beyaz ve kızıl açacaklar yine.

Çam ağaçları 3'üncü yaşına girerken 2'inci yaşını kutlayacak kırmızı ve bordoya çalan harika kokulu güller bu toprakta.

Toprağı belledim bu gün, umutluyum bahardan...

İnsan, çocuğunu sever gibi seviyor emek verdiğini neredeyse.

Emek, güzel şeyler üretebiliyor demek yabancılaşmadan kendisine.

***

Ektiğin ve baktığın sürece sürüyor güller
Emek dünyayı değiştiren gerçek
Kabul yaygın bir kanı
Bahçemde akmasın bu bahar toprağa insan kanı?

***

Herkes insan aklının uydurduğu "en güzel" yönetim biçimini salgın bir hastalık gibi yaymaya çalışıyor dünyaya. Biz de ülkemizde bu sonuçları belirsiz olan "iyi" yönetim biçimini oturtmaya çalışıyoruz işte, memleketin her yerinde.

Yüz yıldır güneşin anlında yanan insanlar, ağaç dikmeyi öğretememiş olanlar, insan öldürmeyi öğrenince; harekete geçiyor büyük devletin büyük adamları ve dahi emrinde olanlar; bu kan dursun diye demokrasi denen neidiğü belirsiz bir şey ile... (Kalben demokrasi istemek ile demokrasi diye sunulanın beğenisi arasında ciddi farklar olduğunu düşünürüm.)

Ve büyük devletimizin büyük adamları, yüz yıldır ağaç dikmeyi öğretemediği insanları yönetmek için ağalarına ve şeyhlerine muhtaç politikalar geliştiriyor yine...

Madem ki demokrasi var; ağaç dikmeyen insanlar oy kullanırlar.
Madem ki demokrasi var; ağaç dikmeyi öğretmeyenler oy kovalarlar.

Şeyhin emri müridine geçer, ağanın köylüsüne...

"Kitlesel bir demokrasi" yansır oy pusulalarına, kardeşlik ve kan arasında ki çizgi, kirli bir ticaretin adı olup çıkıverir karşımıza oralarda. Ve birileri beslenir ağaç dikmeyi öğrenmemişlerin adam öldürmeyi kolay öğreneceğinden.

Her insan yavrusuna, ağaç dikmeyi ve bakmayı öğretmek gerek. Toprakla haşır neşir olmayı... Topraktan olmayı ve dahi oraya dönecek olmayı hatırlatır bu emek ve dahi emeğin ürettiğinin gölgesinde 70'inde çay içmek bahtiyarlığı.

Barış mı istiyorsunuz?

Silopi'de ağaç dikmeyi öğretin halkınıza; emeğin ortak dili ile yeşerir her ağaç!
Üretmeyi öğretin insanlara ve dahi bölüşmeyi!
Baharın kızıl güller ekin, başı boş sürsün gelincikler, silah yerine elimizde kazma, kürek ve orak; kızılı böyle tanısın yalnızca kızıla muhtaç toprak!
İnsanı toprağa, toprağı suya kavuşturun...

İnsanı insanla buluşturun!

Erdinç AYDIN

erdinc.aydin@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.