Türban Tuzağına (Yine) Düşülecek mi?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bu ülkeyi içine itildiği karanlıktan kurtarmak istiyorsan, ilkin “türban” tuzağına düşmeyeceksin…

Türban tuzağına düşmemek için ise, öncelikle bu tuzağın koordinatları hakkında ortak bir mutabakatın oluşturulmasına çalışacaksın.

Türban, başörtüsünün öteki adı mıdır?.. Hayır, asla değildir.

Babaannemizin başını örttüğü örtü, sosyal bir geleneğin 2010 Türkiyesi içindeki “masum” bir uzantısıdır.

Türban ise, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet değerlerine karşı girişilen karşı devrim hareketinin “derin” nitelikli bir siyasal simgesi ve hatta yeşil bayrağıdır.

Türk halkı, bu yeşil bayrak altında sistemli bir biçimde cihada çağrılmaktadır…

Ve bu ülke, tam bağımsız bir Cumhuriyetten, emperyalizme tam bağımlı bir karakola doğru dönüştürülmek istenmektedir.

Türban, al bayrağı yeşil bayrak haline getirmek için girişilen bir yürüyüşün simgesidir…

Ancak yaşadığımız süreçte türban, sıraladığımız bu niteliklerin hemen yanı başında ama onlardan oldukça farklı bir giysiye daha büründürülmüştür.

Başka bir deyişle bugün türban, iki farklı işlevi birlikte üstlenmiş bulunmaktadır.

Türban artık sadece bir karşı devrim simgesi değildir…

Türbanın üstlenmiş bulunduğu ikinci işlev, siyasetin gerçek gündeminde stratejik bir eksek kayması yaratma “görev”idir…

İşte bu ikinci işlev, belki de birincisinden çok daha fazla dikkat edilmesi gereken bir hamledir.

Türkiye halkının gerçek gündemi, yoksulluktur, sömürüdür, tam bağımsızlıktır, aydınlık düşünce ekseninde direnmektir…

Lütfen dikkat buyurun… İşte kaydırılmak istenen esken budur!.. Ne zaman bu gerçek gündem halkın bilincinde canlanıp, konuşulmaya başlasa… Ve konuşulmaya başlanan bu hakiki gündem belirli çözümlere doğru yaklaşacak olsa… Türk siyasetinde sahne alan parlatılmış bir aktör vardır: Türban!..

Başörtüsü, halkın geleneklerine sinmiş bir toplumsal gelenektir; değerdir.

Türban, bu geleneğin halkın vicdanında yer etmiş duygusal tellerine dokunmakta ve insanların kendi gerçek gündemlerinden uzaklaşması yönünde duygusal bir direnç cephesi yaratmak için hunharca kullanılmaktadır.

Vitrine konan türban, dükkânın içindeki gerçek niyetlerden çok farklıdır…

Vitrindeki türban, üniversiteye türbanlı oldukları için alınmayan “masum” genç kızların özgürlük sorunudur…

Ortaçağ’a doğru cihat ilan eden siyasal hareketin yeşil renkli bu özgürlük meşalesi, çağdaş özgürlük değerlerini açıkça istismar etmekte ve böylece de asıl işlevini yerine getirmektedir. Bu işlev, eldeki yeşil bayrakla ve kafayı saran rengarenk örtülerle Türkiye halkının gerçek gündeminin üzerini örtmektedir.

O gerçek gündem ile toplumsal mücadele arasındaki bağı kopartmaktadır.

Kafalara sarılan örtü, salt bir kıyafet özgürlüğü olarak ele alınamaz…

O örtü, bir zihniyetin, emperyalizmin güdümünde Cumhuriyet değerlerine ve tam bağımsızlık ilkesine karşı yürütülen karşı devrim hareketinin ifadesidir. Örtünün altında oluşturulan abartılı makyajın gözlerden kaçırmak istediği asıl gerçek budur…

Dolayısıyla mücadelenin hedefi, sırf ve salt olarak ve bu anlamda, türbana karşı değildir ve olmamalıdır.

Toplumsal mücadelenin yönünü türbana çevirmek, önümüze itina ile yerleştirilen tuzağa tepe taklak yuvarlanmak anlamına gelmektedir.

Ancak bu gerçeğin ve dolayısıyla önümüze serilen bu tuzağın, öncelikle Türkiye’nin toplumsal muhalefeti ve bu muhalefeti temsil iddiasında olan kişi ve kurumlar tarafından anlaşılıp, sindirilmesi gerekir…

faruk.haksal@politikadergisi.com

 

Yorumlar

HACCA GİDENLER YAHUDİLERE YÜZDE DOKUZ KOMİSYON ÖDÜYOR

70 li yıllarda dünyaca ünlü bilim adamı diyorlardı.
ağır sanayi hamlesinin mimarlarından.
arka bahçesi , imamhatip liseleri olan.
adil düzenin bir numaralı fikir adamı.
siyasetçilerimize , glu glu dansını öğreten.
kendisine özel olarak , evci yasası çıkartılan ilk ve tek kişi.
parti başkanlığı yapmış , bakanlık yapmış , başbakanlık yapmış.
ülkenin en meşhur hoca efendisi.
cuma namazından çıktı.
kameralar etrafına çöreklendi.
geleneksen oturma toplantısına başladı.
değişen dünya düzenine ver yansın etti.

adil düzen kuramamıştı ama ,
yahudi düzeninden şikayetçi oldu.
üçkağıt ekonomisi dünyaya hakim olmuş.
siyonizim hakimiyeti ve hizmeti başlamış.
hacca gidenler yahudiye çalışıyormuş.
hacca gidenler yahudiye hizmet ediyormuş.

devlet adamı olarak , ilk kendisi hacca gitmişti.
başbakan yardımcısı olarak , hacca gitmişti.
başbakan olarak , hacca gitmişti.
parmak hesabına göre , 27 kere hacca gitmişti.
27 kere yahudiye çalışmış.
27 kere siyonizme hizmet etmişti.
27 kere yahudiye , yüzde dokuz komisyon ödemiş.

siz hacca niye gittiniz , sorusuna kızdı.
siz hacca kaç kere gittiniz , sorusuna kızdı.
siz hacca uçaklamı gittiniz , sorusuna kızdı.
siz hacca gemiyle mi gittiniz , sorusuna kızdı.

hoca efendiye göre tuhaf sorular.
ama yine cevap verdi.
mubarek ramazandayız.
iki laf edelim dedik.
ramazan kucaklaşması yaptık.
orasını burasını karıştırmayın.
aman MİLLET UYANMASIN.

_______(üçbeş_köyün tiriviri_yazarı)_________CÜBBESİZ_KUBİ_EFENDİ.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.