Türkiye'de Bilim 50-d / Hem de 2009 Senesinde

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 
“Dert çok
            hem dert yok
                        yüreklerin kulakları sağır”
Bir şiir vardı.
 
Bir şarkı başladı ; Aman sende…
 
 
2547 sayılı YÖK yasasının 50/d maddesi nedir?
 

 
“Lisans üstü öğretim yapan öğrenciler, kendilerine tahsis edilebilecek burslardan yararlanabilecekleri gibi, her defasında bir yıl için olmak üzere öğretim yardımcılığı kadrolarından birine de atanabilirler.”  
 
2547 sayılı YÖK yasasının 50/d maddesine tabi olan üniversite camiasının araştırma görevlileri, bir süredir doktora çalışmalarını tamamlar tamamlamaz işlerini kaybetmekte.
 
         
Madde 33 - (Değişik: 17/8/1983 - 2880/16 md.)                              
    a) (Değişik: 12/8/1986 - KHK 260/3 md.) Araştırma görevlileri,yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok üç yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. 
                       
    Lisans üstü eğitim - öğretim için yurt dışına gönderilecek araştırma görevlileri ile ilk defa bu amaçla bu göreve atanacaklarda aranacak nitelikler ve diğer hususlar Yükseköğretim Kurulunca tespit edilir.
 
 
Madde 35 - Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında,   kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler.
  
Bunun yanı sıra lisans üstü öğretim konusundaki istekleri karşılamak üzere Yasa planlama ve önlemler almayı yüksek öğretim kurumlarının sorumlulukları arasına sokmuştur.
 
Madde 50 – b. Yükseköğretim kurumları, lisans üstü öğretim konusundaki istekleri karşılamak üzere gerekli planlamayı yapar ve önlemleri alır.
 
Bu günlerde 50 /d ye tabi araştırma görevlileri doktora süreci tamamlandığında işsizlik ile yüz yüze bırakılmışlardır. İlgili maddelerin “Sözleşmeli Personel” statüsünü çağrıştırması YÖK tarafından bu personelin iş akitlerinin doktora bitince fes edilmesine varan noktaya gelmiştir.
 
Hangi yayını yaparsanız yapın, hangi şartları yerine getirirseniz getirin yüksek lisans ve doktora yaptığınız üniversite sizi kapının önüne koyabilir. İstese de istemese de.
 
İlginçtir ki; 35. madde ile kendisine kadro yetiştirmek adına görevlendirilmiş üniversite, kendisine 50-b ile plan ve önlemler almak zorunluluğu verilmiş üniversite yetiştirmiş olduğu personelini doktora bitiminde kadrosuna dahil edememektedir.
 
Yapılan yeni düzenlemeler ve belirsizlikler neticesinde önümüzdeki yıl itibariyle 50-d kapsamında ki araştırma görevlilerinin (yüksek lisans ve doktora öğrencileri) akibetleri belirsizliğini korumakta ve işten atılmak, sözleşmesi fesih edilmek durumlarıyla karşı karşıya kalabileceklerdir.
 
Öğretim Elemanı yetiştirme sürecinin askıya alınmış olması bu yıl dahi pek çok doktoralı insanın akedemik hayattan uzaklaşmasına, yetişmiş olan bir çok kişinin birikimlerini değerlendirecek ortamdan uzaklaştırılmalarına neden olmuştur ve yakın zamanda bu olacaktır.
 
Yasalar insan ve toplum hayatını kolaylaştırmak, düzene koymak adına yapılırlar. Fakat son uygulamalar göstermektedir ki; bir takım yasal açıklardan istifade ederek pek çok insanın hayatını alt üst edecek uygulamalar ortaya çıkabilmektedir.
Açılması övgüyle anılan 41 devlet üniversitesinin, sayıları 41’e ulaşan vakıf üniversitelerinin öğretim görevlisi ihtiyacını karşılamak adına “sözleşmeli personel statüsü” kullanılarak iş akitleri fesih edilmeye çalışılan insanların yarınlarımızın aydın kimlikli insanlarını yaratacak olan bilim insanları oldukları bir an bile akıldan çıkarılmamalıdır.
 
Bilim, Teknoloji YÖK uygulamalarının aksine “ol der ve oluverir” ile emir ile gelişecek kavramlar değildir.
 
Günlük siyasi hesaplar, kadrolaşma amaçları yüzünden bilim bir kez daha ayaklar altına alınıyor ülkemde.
Ülkeme ve  ülkem insanına, Yazıktır !
 
Hoplaya zıplaya slogan atan birileri vardı bir zamanlar YÖK’ün kaldırılması için televizyon ekranlarına yansıyan genç, üniversiteli insanlar diyorlardı ki;
 
“DÜNYA YERİNDEN OYNAR, YÖKTEN ADAM ÇIKSA”
 
Ve şarkının bitimi ;

Adam nerde?
Adam yok… (Fikret Kızılok)
 
erdinc.aydin@politikadergisi.com
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.