Uğur Mumcu ve Diğer Devrim Şehitlerimize: Uğurlar Olsun...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Selvihan ÇİĞDEM

 

Devrim şehitlerimizden gazeteci-yazar Uğur Mumcu suikastı üzerinden tam 17 yıl geçti. Bu konuyla ilgili birçok yazı kaleme alındı şimdiye kadar, pek çok şey yazıldı çizildi. Uğur Mumcu şöyleydi, Uğur Mumcu böyleydi gibilerinden burada yaldızlı kelimeler paylaşmak istemiyorum açıkçası. Ama gönlümün gam telini sızlatan bazı şeylere de değinmezsem içim rahat etmeyecek.  
Uğur Mumcu’nun ölüm haberini bir sabah kahvaltıda, sıcak haberle aldık. Altı yaşındaydım. Ama annemle babamın haberi aldıktan sonra gözlerinden akan yaşlar dün gibi hatırımda. O zamanlar bilmiyordum tabi Mumcu kimdi? Neden öldürülmüştü? Babamın anlattığı kadar iyi bir insandı ve iyi şeyler yaptığı için yaşamasına izin vermemişlerdi. Seneler sonra anladım ki ülkemizde iyi şeylerin yapılmasına izin verilmiyor, yapmaya çalışanların da sonu Uğur Mumcu gibi oluyor, kalemi bombalarla parçalanıyor. Faili meçhul kalıyor…

 
Aslında hiç şaşırmıyorum hala Uğur Mumcu’nun katillerinin bulunamamasına, hangi örgüt adına çalışanların, hangi gerekçeyle öldürdüğüne ve hala cinayetin aydınlatılamamasına hayret etmiyorum. Uğur Mumcu bu konuda ne ilkti ne de son olacaktı. Uğur Mumcu’dan önce öldürülenlerin cinayetleri aydınlatılabilseydi belki Uğur Mumcu bugün hayatta olurdu. Ama olmuşla ölmüşe çare yok, bundan sonra önümüze bakalım dediklerinde, aydınlarımız olmadan önümüze bakmanın bizi ne kadar aydınlatacağı da tartışma konusu ya neyse. Hadi biz yine önümüze bakalım(!)
 
Bizim için önemli kişiler Kubilay, Aksoy, Üçok, Emeç, Mumcu, Kışlalı, Hablemitoğlu, Okkan… ve adını sayamadığım birçok isim. Hepsi de bu ülkenin ileri gelen, kalemleriyle savaşan aydınlanma savaşçıları; üreten, paylaşan, öldükten sonra da geriye eserleriyle yolumuza ışık tutan, bizlere rehber olan kişiler. Bu ülke için acaba nasıl daha faydalı olabilirim kaygısıyla başını yastığa koyanlar için, onların yarım bıraktıklarını nasıl daha ileri götürebilirim diye kendine soranlar için önemliler. Ya diğerleri? Hâlâ bu isimleri hayatlarında ilk kez duyanlar var: Hadi canım, demek öldürüldü, gerçekten mi yapma yaaa, hiç haberim yoktu, onlar da kim, ilk kez senden duyuyorum, niye öldürülmüş ki gibi gözlerini belertip şaşkınlıkla dinleyenler, bir de üstelik, canım yapmıştır bir şeyler kimse kimseyi durduk yere öldürmez gibisinden dâhiyane fikirlerini(!) sergilemekten de geri kalmıyorlar. Evet, sebepsiz değildi. Bir şeyler yapmışlardı ki ceza olarak öldürülmeleri şart olmuştu. İrticacıların, kaçakçıların, mafyanın, şeriatçıların, teröristlerin, anarşistlerin tavuklarına kışt demişlerdi. En başında dedik ya gericiliğin, yobazlığın, bölücülüğün düşmanlarıydılar ve bunlarla savaşmayı kendilerine görev bilmişlerdi hani. Kemalist düşünceye sahip çıkmaları, özgürlüğü, barışı, hukuku, bilimi, sosyal devlet anlayışını savunmaları boğazlarında ip takılıyken ayakları altındaki sandalyelerine tekme atmaktı.
 
Öyle bir ülke düşünün ki, özgürlük mücadelesi veren, karanlıkta kalmış, halktan gizlenenleri belgeleriyle su yüzüne çıkaran, halkının hakkını korumaya çalışan önderlerin ölümüne göz yumuyor. Gelecek nesillere onları unutturacak bir eğitim sistemi ile midesi dolu ama kafası boş gençler yetiştiriyor; tıpkı onlar gibi ters gidişata dur diyecek kimseleri alıp bir de üstüne “Dikkat Ergenekoncudur” yaftasını yapıştırıp tutukluyor. Ve o ülkenin halkı hâlâ üç maymunu oynuyor. Tüm bu olan biten üzerine gelecekte kendisini bekleyen karanlıktan habersiz ya sessizliğe gömülüyor ya görmezden geliyor ya da omuz silkip geçiyor. Yazık…
 
En gereksiz haberleri bile (başbakanın bayram namazını hangi camide kıldığı gibi) gazete, dergi ve ekranlara taşımaktan geri durmayan basın zahmet edip bu konularla ilgili halkı aydınlatmak için kalem oynatmıyor. Yargıda cinayetler zaman aşımına uğruyor, üniversitelerde ballandıra ballandıra Osmanlı hanedanlığının cihat uğruna yaptığı soykırımlar anlatılıyor da çağımızda yaşanan suikastler hakkında insanlar bilgilendirilmiyor. Gerçekten hayret duygularım törpülendi, şaşırmıyorum!
 
Kendi ömrünün bu şekilde noktalanacağından belki haberli belki habersiz, savundukları fikirler dolayısıyla işkenceden geçirilen gençler için “Vurulduk ey halkım unutma bizi” demiştin. Yaşasaydın belki sen de Ergenekon davasından içeride olurdun şimdi. Ama kalemin durmaz, yazardın, seslenirdin parmaklıklar ardından yine bizlere.
 
İşte bu yüzden, aydınlanma meşalesi ve cumhuriyet ve demokrasi sevdalısı sakıncalı piyade “Vurulsan da seni asla unutmayacağız ve unutturmayacağız.”
 
Uğur Mumcu’dan küçük bir anı:
 
Uğur Mumcu’nun gazetecilik anlayışı
 
Gazeteciyi nasıl tanımlarsınız? Kimdir gazeteci, ne yapar? İşlevi nedir?
 
Gazeteci, her konuda fikir ileri süren, her şeyi bilen insan demek midir?
 
Hayır.
 
Nereden bilecek gazeteci her şeyi?
 
Ben kendime göre bir tanım yapayım:
 
- Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunan insan demektir.
 
Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur. Sır saklayan, haber ve bilgi kaynağını gizlemesini bilen, gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir. (Milliyet, 3 Mayıs 1992)
 
         iletisim@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.