Yeni Anayasada Bayrak, Laiklik, Bölünmeme Şartı Yok!...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Küçük Amerika olacağız diyenler amaçlarına ulaştı gibi görülüyor. Bilirsiniz emperyalizmin icra şefi olan ABD yapacağı ve yaptığı kötülükleri sıkılmadan açıklar. Çünkü halkının okumak diye bir derdi yoktur. Haberleri bile olmaz.

Yeni anayasa tartışmaları ile gündeme gelen konuları yandaş da olsa bazı gazeteler yazıyor ama halkın umurunda bile değil. Tek dertleri “Sülümanın saray entrikaları” veya “Fatmagül’ün suçu”. Tabii emperyalistlerin güdümünde olan egemenler de oy aldıkları kesimin horultularından memnun, efendilerinin isteklerini uyguluyorlar.

Kurucuları arasında R. Tayyip Erdoğan ve Cemil Çiçek’in de bulunduğu Birlik Vakfı'nın yayınladığı 85 maddelik anayasa önerisine bir göz atmak bile insanın tüylerini diken diken ediyor. Sakın bu vakfın şekillendirmeye çalıştığı veya çoktan şekillendirdiği (bizimle sadece demokrasi oyunu oynuyorlar) anayasadan dolayı onları kınadığım sanılmasın. Onlar sistemli bir şekilde yollarında yürüyorlar. “Demokrasi asla bir amaç değil bir araçtır. Tramvay gibi. İstediğiniz durağa geldiğinizde inersiniz” diyenlere bu halkın yarısı oy veriyorsa onlar da yaptıklarında tabii haklı olacaklardır.

Bakın neler var bu istekte.

-Parlamenter sistemin sürekli sorun ürettiği ve ülkeyi müdahalelere açık hale getirdiği savunuluyor. Yani kurucuları parlamenter olan bu vakıf, parlamenter demokrasiyi istemiyor. İlk fırsatta ortaçağın karanlığına Vahdettinlere, deli İbrahimlere geri dönebiliriz.

-Birinci madde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak yüce yaratanın devletimizi sonsuza kadar koruması dileğiyle bu anayasayı kabul ediyoruz. Yani bu devlet yaşamazsa suçlu hazır. Korumasını diledik ama korumadı.

-Anayasanın değiştirilemez maddelerinde devletin “laiklik” niteliği buharlaşmış, adı bile edilmiyor. Sebep olarak da bu ilke sadece dünyada üç ülkenin anayasasında varmış.  İyi de onların başında laiklik karşıtı bir yönetim yok ki. Tabii ki bu maddeye ihtiyaçları yok. Bir gün bizde de laikliği yaşam felsefesi haline getirmiş bir yönetim başa gelirse bizde de ihtiyaç olmayabilir.

-“Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür”  cümlesi de sizlere ömür. Yani birileri bu ülkeyi bölerse, buna iktidar seyirci kalırsa veya teşvik ederse suçlu olmayacak.

-Devletin başkentinin Ankara’dır, hükmü de yok artık. Amaç en kısa zamanda başkenti İstanbul’a taşımaktır.

-“Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır” maddesi de yok artık. İnsan, neden diye soruyor. Yoksa bayrağıda mı değiştirecekler?

Sevgili okur; Cumhuriyeti var eden unsurlar bir bir hayatımızdan sökülüp atılıyor. 23 Nisanı çocuklar üşüyecek diye, 19 Mayıs’ı çocuklar yorulacak ve üşüyecek diye kaldırıyoruz diyerek bir de bu milletle açıktan alay ediyorlar. Yapmayın diyenlerin nerelere tıkıldıkları belli. Sanki attıkları her adımda uykuda olan seçmenlerini kontrol ediyorlar, hala derin uykudalar mı diye.

Bu gün gazetelerde yer bulan bu öneri bir alıştırma, bir nabız yoklamadır. Her zaman yaptıkları gibi. Eğer halktan büyük tepki gelirse bir adım geri atıp arkadan dolaşmayı deneyecekler. Başarırlarsa bu anayasa bu hali ile bağımsız Türkiye Cumhuriyetine veda biletimiz olacaktır.

 

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

Dikkat, çok önemlidir!

 

Sevgili Cem Osman TAMTÜRK, ülkemizin geleceği için yaşamsal önem taşıyan bir konuya, yani "bölücü" Yeni Anayasa konusuna değinmiş.

AKP'nin 9,5 yıldır iktidarıyla demokratik, laik, sosyal hukuk cumhuriyetine karşı yürüttüğü KARŞI DEVRİM artık finale yaklaşmıştır. İstedikleri; Türkiye’nin ulusal birlik ve bütünlük cıvatalarını gevşeten, idari olarak otonom (özerk) bölgelere ayrıştırılmış, siyasi olarak etnik kimliklere bölünmüş, ideolojik olarak Atatürk milliyetçiliğinin, laikliğin ve kadın-erkek eşitliğinin tasfiye edildiği yeni bir devlet modeli yaratmaktır.

Böyle bir Yeni Anayasayı talep eden emperyalizmdir. 1923 yılı Temmuz ayında Lozan'da, Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlık tapusu olan anlaşmayı imzalarken İngiliz Temsilcisi Lord Curzon İnönü'ye şu uyarıyı yapmıştı:

"Müzakerelerde sizden istediklerimizi alamıyoruz. Ama unutmayın; bugün reddettiklerinizi yarın cebimizden çıkarıp önünüze koyacağız!"

İşte emperyalizm; tek bir kurşun atmadan, bir tek askerinin burnunu kanatmadan, içimizdeki satın aldığı hainler aracılığı ile kimi aydınlarımızı da “Türkiye'ye demokratik yeni bir anayasa gerekiyor!" aldatmacasıyla 89 yıl öncesi söylediği bu hedefine adım adım yaklaşıyor!

Henüz son söz söylenmedi. Türkiye'nin hayırlı evlatları bu tuzağa düşmeyeceklerdir. Nitekim Türkiye'nin dört bir tarafında bu yeni Bölücü Anayasa girişimine karşı "Milli Anayasa Formu" toplantıları düzenleniyor. En son 28 Nisan 2012 Ankara’da Nazım Hikmet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Milli Anayasa Formu toplandı ve aşağıdaki kararları aldı:

1982 Anayasası'nın

- BAŞLANGIÇ BÖLÜMÜ,

- TÜRK DİLİ, TÜRK MİLLETİ ve LAİKLİK KAVRAMLARI,

- İLK 4 MADDESİ,

- 174. MADDESİ

asla değiştirilmemesi gereken madde ve hususlardır.

Yurtsever, demokrat herkesin çok uyanık olması, konuyu yakından takip etmesi, BÖLÜNME Anayasası’na karşı direnmesi gümümüzün en yakıcı acil görevidir. Bu bağlamda herkes harekete geçmelidir! Üniversitelerde, fakültelerde, yüksekokullarda komiteler kurulmalı, konu tartışılarak "Milli Anayasa Forumu" desteklenmelidir. (İletişi için Facebook ta Milli Anayasa Forumu linki= http://www.facebook.com/pages/Milli-Anayasa-Forumu/295849630482103)

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.