Yolun Sonu Şimdiden Gözükmüştür

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Fenerbahçe Türk sporuna önemli bir nokta koydu.

Bu noktayı önemli kılan, sporun sadece tribün magazini olmadığı, bunun yanında toplumsal bir işlev de yüklenebileceği gerçeğinin ortaya çıkartılmasıdır.

Fenerbahçe seyircisi artık tezahüratlarına “Onuncu Yıl Marşı”nı da katmıştır.

Kitleler artık sadece Fenerbahçeli olduğunu haykırmamakta;

  • Mustafa Kemal’in askerleriyiz!.. diye gökleri inletebilmektedir.

Niçin böyle olmuştur?

Fenerbahçe seyircisi neyi görmüştür?

Nasıl bu kadar kısa bir süre içinde bilincini yeşil sahalardan alıp, ülkesinin sorunlarına taşıyabilmiştir?

Düşüncemize göre bu hızlı gelişmenin temelinde “olaylar” yatmaktadır.

Fenerbahçe seyircisi yaşanan olayların penceresinden bakarak içinden geçilmekte olan koşulları görmüştür.

Görmekle yetinmemiş, anlamıştır.

Kadınlarla çocukların Şükrü Saraçoğlu Stadı’nı doldurduğu son maçta tribünleri süsleyen en anlamlı pankart şudur:

  • Farkındayız!.. Arkandayız…

İşte sözünü ettiğimiz şey, bu farkındalıktır.

Önemli olan budur.

Milyonların bilincini örneğin, hakem hatalarını tartışmaktan, ülkenin içinde bulunduğu koşulları düşünmeye iten gelişme budur.

Fenerbahçe, “ne sağcıyım, ne solcu… Futbolcuyum, futbolcu” tekerlemesinin içeriğindeki bilinçsizliği buruşturup, çöpe atmıştır.

Hep birlikte söylenen Fenerbahçe Marşı’ndan sonra daha gür bir sesle haykırılan marşın “Onuncu Yıl” adını taşıması büyük bir adımdır.

Bir anlamda meydan okumadır.

Gelinen yerde önemli olan ikinci nokta ise, muhatabın doğru olarak belirlenmiş olmasıdır.

Kalabalıklar hep birlikte ve büyük bir coşku ile Onuncu Yıl Marşı’nı söylüyorlarsa, muhatap bellidir.

Bu uyanış, Cumhuriyet’e sahip çıkma refleksidir.

Cumhuriyet’in Türk toplumuna armağan ettiği değerlere sahip çıkma mesajıdır.

Tam bağımsızlığa, hukuk devletine, gerçek demokrasiye ve sosyal devlete sahip çıkma bilincidir.

Ve toplumumuzun Fenerbahçe’ye gönül vermiş olan bir kesiti, futbol sahası ile toplumsal mücadele arasındaki köprüyü bilinci ile kurmuş, eylemi ile onarmaktadır.

Ya da şöyle düşünülebilir: zaman içinde toplumun ortak aklında biriken potansiyel, Fenerbahçe’ye yöneltilen suçlamaların aydınlattığı yolda gelişmiş, enerjisini içine akıtacağı bir kanal bulmuştur…

Evet… Aynen düşündüğünüz gibi: “Nicelik birikimi, niteliksel bir sıçramaya dönüşmek” üzeredir.

Buna bilim adamları determinizm, diyorlar.

Biz nedensellik, diyoruz.

Siz isterseniz, illiyet bağı ya da kozalite deyiniz.

Fark etmez.

Çünkü, yüksekten bırakılan taş düşmektedir. Dünya güneşin etrafında dönmektedir. Su, sıfır derece donmaktadır.

Ve yolun sonu daha şimdiden gözükmektedir…

Şöyle bir bakın çevrenizde gelişen olaylara, siz de göreceksiniz.

 

Faruk HAKSAL

faruk.haksal@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.