-AB- Düş Kırıklığı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Eurobarometre’nin hafta başında açıklanan kamuoyu yoklama sonuçları doğru. Hiç yalanı yok. Çok değil daha altı yıl evvel Kıbrıslı Türkler arasında tavan yapmış olan “AB’ye duyulan Güven” şimdi taban yapmış durumda.
 
24 Nisan 2004 Referandumu öncesinde söylenenlerin süreç içinde yalan olduklarının ortaya çıkması, verilen vaatlerin boş oldukları ve kurdurulan hayallerin havaya uçması sonrasında KKTC’de AB’ye duyulan güven artık yerle bir olmuş durumda. Türkiye’ye duyulan güven ise tavanı da delmiş daha da yukarılara doğru giden bir grafik çizmekte. Kıbrıslı Türkler zaman içinde sadece kime kayıtsız şartsız ve gönül huzuru ile güvenebileceklerini bir kez daha anladılar.
 
 
Kıbrıslı Türklerin, Avrupa Birliği’ne olan güvenleri boşuna azalmadı.

Bırakın söylenen yalanların, vaatlerin ve hayallerin sadece göz boyamak ve Kıbrıslı Türkleri aldatmak için olduğunu, yıllar içinde Avrupa Birliği’nin ve kurumlarının Kıbrıslı Türklere karşı takındıkları aşağılayıcı ve düşmanca tavırlar da bu güvenin yerle bir olmasını pekiştirdi.
 
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın geçen hafta yaptığı Brüksel ziyaretinde Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek’le 4 Şubat Günü saat 17:30’da gerçekleştirdiği görüşmenin perde arkası, Avrupa Birliği açısından tam bir yüz karasıdır.
 
Cumhurbaşkanı Talat daha Belçika’ya gitmeden önce Rum “Ana Muhalefet” partisi DİSY’nin Avrupa Parlamentosundaki Milletvekillerinden Eleni Theoharus, Avrupa Parlamentosu Başkanı Jerzy Buzek’e bir mektup gönderir.

Bu terbiyesiz milletvekili Kıbrıs’ta yaşayan ama Rum olmayan, daha doğrusu Kıbrıs Rumcasında “Kypriaki” diye tabir edilen ve Türkçesi “Kıbrıslı” olan tanım kapsamına girmeyen adaşları “Kıbrıslı Türkleri” yok ve AB yetkilileri ile konuşmak hakları olmadığı farz ettiğinden, Buzek’e Talat’ı kabul ederken neler yapması gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunur. Buzek ise bu mektubu ciddiye alır. Kıbrıslı Türkleri adada yok adlederek Cumhurbaşkanı Talat ile görüşmesini bu mektuptaki tavsiyeler doğrultusunda programlatır ve resmi sıfatı olmayan kişilerle yapılan görüşme düzeyine indirgetir.
 
Programa göre, söz konusu görüşme Buzek’in ofisinde değil görüşmelerin yapıldığı salonda gerçekleştirilir, görüşmenin tamamlanmasının ardından ortak basın toplantısı düzenlenmez ve olağan basın bülteni yayımlanmaz.

KKTC basınında yer alan protestolardan sonra yapılan yanlışlığın, içine düşülen hatanın ve Rumların oyununa geldiklerinin farkına varırlar.
 
AB’ye yakışmayan ve AB’nin kuruluş ilkelerine ters düşen bu aptalca davranış doğrultusunda “Hem KKTC’de iki ay sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde destekledikleri aday olan Talat’a, hem de Avrupa Birliği’nin saygınlığına” zarar verdiklerini anlarlar ve apar topar bir açıklama yaparlar.
 
AP Kabine Başkanı Maciej Popowski yaptığı açıklamada KKTC gazetelerinin olay hakkında yanlış bilgilendirildiğini, toplantının resmi web sitesinde duyurulduğunu ve görüşmelerle ilgili fotoğrafların da yayınlandığını belirtir.

Popowski’nin, AB’nin saygınlığını kurtarmak amacı ile yapmış olduğu bu açıklama tam bir “çevir kazı yanmasın” örneğidir. Tabii referandum öncesi verilen ve yıllarca tutulmayan sözlerden, bunca yalandan, taraflı mahkeme kararlarından ve bu Buzek kaynaklı son çirkin olaydan sonra artık saygınlıkları kaldıysa.
 
iletisim@politikadergisi.com
 

Yorumlar

Türkiye'nin zik zaklı Kıbrıs politikası

Türkiye adada ki guya çözüm yanlıları Kıbrıslı Türkleri ver kurtul mantığı içinde Annan Planı çerçevcesinde Rumların önüne yem olarak oylama da yem olarak atmışlar dı. Allahtan Kıbrıslı Rumlar böyle yemlere klarnı AB tarafından doyurulmuş olduğu için tercih etmediklerinden oylama da hayır oyu kullandıkları için kıbrıslı Türkler yok olmaktan mücüze eserikutuldular. AB'nin vermiş olduğu sözlerin ne kadar gerçeği yansıtmış olduğunu hele bu son olaydan sonra iyice anlamış oldular.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.