Atatürk'ü Anlamak Atatürk'ü Unutmaktır

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Onur İlimsever
Yazının Yazıldığı Tarih: 
13.09.2012

Cumhuriyet Halk Partisi’nin 6 oku anayasaya 1937 tarihinde girmiştir. Resmi ideolojiyi 6 kelimede özetleyen bu ilkeler cumhuriyetin varoluş sebebini açıklar. Bu ilkeler cumhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık, laiklik, devletçilik ve devrimciliktir. 1937 yılından bakıldığında, 10 sene neredeyse durmadan savaşmış ve yıkılmış bir imparatorluktan doğan cumhuriyetin aşağı yukarı 15. yılında bu ilkeler son derece ilericidir.

Cumhuriyetçilik, milliyetçilik, laiklik ve devrimcilik 19. Yüzyıla damgasını vurmuş Fransız Devrimi’nin düşünceleriyken halkçılık ve devletçilik ise “Yeni Ekonomi Sistemi” ile muazzam büyüme rakamlarına ulaşmış Sovyetler’in, dolayısıyla o çağa kadar tek ekonomik sistem olan liberalizmin sorgulanmasına sebep olmuş sosyalist devrimin ilkeleridir.

Atatürk’ün tüm askeri ve siyasi yaşamına baktığımızda bu ilkeleri kabul etmesinden daha doğal bir şey olamaz. Zira Mustafa Kemal, müthiş bir stratejist ve siyaset adamıdır. Ülkesi için ise çizdiği tek yol vardır: muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak. 1937’de muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak için kesinlikle gerekli olan bu ilkelerin tamamı artık bugün bu ihtiyaca cevap verebilmekte midir? Sorulması gereken soru kesinlikle budur.

Eğer amaç muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmaksa bu artık devletçilik ilkesiyle olamaz. Devrimcilik ilkesinin devreye girip devletçilik ilkesini yemesi şarttır. Zira günümüz dünyası artık iletişim ve ekonomi alanlarında tamamen enternasyonel bir hale bürünmüştür. Ne liberalizm, ne sosyalizm 1930’lardaki gibi algılanmamaktadır. Dinamizm ve sürat dünyanın yeni “code word”leri haline gelmiştir. Bugün, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak için olmazsa olmazlarımız bu iki kelimeden ibarettir. Dolayısıyla, artık Mustafa Kemal’in istediği yolda ilerleyebilmemiz ancak onun düşüncelerinin özünü anlamakla hasıl olabilir. Bu öz de, hiç bir ideolojiye bağlı kalmadan sürekli değişimdir. İşte bu yüzden de devrimcilik ilkesi mevcuttur. Dolayısıyla Mustafa Kemal’i anlamanın, onu hatırlamanın ve onun izinden gitmenin yolu gerekirse ilkelerinden de taviz vermekten geçer.

 

Onur İLİMSEVER

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Bir; "..Mustafa Kemal’i

Bir; "..Mustafa Kemal’i anlamanın, onu hatırlamanın ve onun izinden gitmenin yolu gerekirse ilkelerinden de taviz vermekten geçer..."  Bu cumlenin algoritması yanlıştır.İlkelere ya inanılır ya da karşı durulur.

İki; "...Zira günümüz dünyası artık iletişim ve ekonomi alanlarında tamamen enternasyonel bir hale bürünmüştür. Ne liberalizm, ne sosyalizm 1930’lardaki gibi algılanmamaktadır."...   Enertansyonele dönüşen emperyalizmin "globelleşme yurtturmacasıdır. Liberalizm de  ve sosyalizm de  olduğu gibi yerinde durmaktadır.

Üç; Kurucu iradenin 6 ilkesi kendi  ekonomi politiğini içinde barındırır. Bunun adı Kemalizmdir.

Ortalama akılla algılanacak şekilde tanımlanır ise, Sosyal devletin gereği  yurttaşlar arasindaki eşitlik ilkesi çerçevesinde, eğitim sağlık savunma her sekilde devletce üstlenilecek diğer sektörlerde  tüm alt yapı ise  devletce başlatılması ancak "karma ekonomi" gereği  statejik önemi olmayan diğer  hizmet ve üretim özel sektörce uygulanabilmesidir. Bu  uygulama tamamen özel mülkiyetli kapital işletmeleri eli ile yapılabileceği gibi   tamamen özerk  TAO Türk Anonim Ortaklıkları,   ya da baskaca olanak yok ise tamamem Kamusal İşletmelerle de sürdürülmesidir.

Bu gün bile ABD de tüm deniz ve limanları ike iteşim ağı omurgası kamu erkinindir.AB de savunma/silah/ağır sanayi ve telekomunikasyon omurgası her bir AB ülkesinin kendi kamu erkindedir.

 

 

Sanırım ne demek istediğim

Sanırım ne demek istediğim çok iyi anlaşılamamış, sırayla yanıtlayayım:

1- Yazının tamamı Kemalizm'in dogmalaştırılma sürecinin karşısında duran bir görüşü ifade ediyor. Nesnel bir yazı iddiasında tabii ki değilim, ancak M.Kemal'in tüm askeri ve siyasi hayatı incelendiğinde çelişkili denebilecek hamleler görülebilir. Bu Mustafa Kemal'i ilkesiz yapmayacağı gibi, tam tersine ne kadar iyi bir siyaset adamı olduğunun da kanıtıdır. Bu yapıdaki bir insanın eğer bir ilkesi günümüz şartlarına yanıt vermiyorsa, onun değişmesini istemesinden daha doğal bir şey olamaz. Bu yazının kaleme alınma refleksi de zaten budur: Kemalizm'in ve Mustafa Kemal'in kalıplar içerisinde dondurularak, esas söylemek istediği "ileri, hep daha ileri" mottosunun unutulmasıdır.

2- Kendi ülkesinde çok çok küçük bir azınlığın sadece devlet işlerinde telefon kullanabildiğini bilen Atatürk interneti, forex piyasalarını görseydi herhalde bu ilerleme karşısında şok geçirirdi. Sizin refleksinizi anlıyorum ve globalleşmenin emperyalizmin son aşaması olduğuna da katılıyorum, ancak bahsettiğim bu değil.

3- Bu ifade Kemalizm'i dondurmaktır, yazının da tüm yazılma refleksi buna karşıdır. Oysa ki Kemalizm, bizzat dondurulmamak amacıyla Mustafa Kemal tarafından bilinçli olarak kitaplaştırılmamış bir düşünce ve aydınlanma sistemidir. Işığı ve yol göstericisi ise Mustafa Kemal'in kendisi bile değil, bilim ve sanattır.

Son paragrafı neden eklediğinizi ise anlayamadım. Zira, yazının hiç bir yerinde ne sosyal devlet ilkesinin gereksizliği gibi bir şeyden bahsediliyor, ne de eğitim, sağlık, barınma gibi temel ihtiyaçların sermayedarlar tarafından karşılanması gerekliliğinden.

Atatürk’ü Anlamak, Onun İlkelerine Sadık Kalmaktır!

Sayın Onur İlimsever Kemalizm’i ve onun ilkelerini değerlendirirken, ana ölçü olarak "Dinamizm ve sürat" kavramları ele almaktadır. Bu kavramlar toplumsal gelişimin kavramları değil teknik kavramlardır. Son çeyrek yüzyılda dünyamızda iletişim ve ulaşım alanlarında olağanüstü bir hızlanma ve dinamizm olduğu doğrudur. Ancak bu kavramla ifade edilen olguların ekonomik, sosyal ve siyasi etkileri çelişkili ve farklıdır.

Yaşanan bu teknolojik devrimle bir yandan uluslararası ilişkilerde karşılıklı veya geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerin emperyalist ülkelere olan tek taraflı bağımlılıkları artarken, diğer yanda kimi sosyalist veya ulusal devletler büyük bir gelişme yaşamışlardır(Özellikle BRİC devletleri gibi).

Küreselleşme süreciyle yine bir yandan emperyalizmin yeryüzündeki ekonomik, askeri ve siyasi saldırıları ve kısmen egemenliği artarken, öte yandan emperyalist kapitalist sistemin finans sistemi ve ekonomisi büyük bir krize girmiştir.

Kısaca günümüz dünyasının değiştiği doğrudur. Ama bu değişikliklerin niteliğini iyi anlamadan, değişikliği doğru tanımlamadan, soyut olarak ele alıp bir de "devrimcilik" ilkesini "hiç bir ideolojiye bağlı kalmadan sürekli değişim" e indirgerseniz eğer, o zaman doğal olarak bu mantıkla çıkaracağınız sonuç "Atatürk'ü Anlamak Atatürk'ü Unutmaktır" olur.

Oysa Kemalizm, bütün ilkeleriyle kendi içinde tutarlı bir bütündür. Tıpkı bir makinanın önemli bir parçasını çıkarırsanız, o makina nasıl çalışmaz hale gelirse eğer, Kemalizm'de de herhangi bir ilkeyi düşünce sisteminden çıkarırsanız, Kemalizm’in süşünce sistemi de bütünüyle çöker!

Kemalizm’in "Cumhuriyetçilik", "Milliyetçilik" ve "Laiklik" ilkeleri parlamenter demokratik Cumhuriyetin "Siyasi Eşitlik" ayağını oluşturur.  Aslında Kemalizm’de bu bağlamda bu ilkelere "Kadın Erkek Eşitliği" ni de eklemek gerekir.

Öte yandan "Halkçılık", "Devletçilik" ilkeleri ise parlamenter demokratik Cumhuriyetin "Sosyal Eşitlik" olan diğer ayağını oluşturur.

Devrimcilik” ilkesi ise toplumsal bir yöntemdir. “Devrimcilik” ilkesi; toplumun ilerlemesi ve gelişmesi için zorunlu olan, ekonomik, sosyal ve siyasi alandaki köklü değişimleri uygulayan bir yöntemdir.

Özetle Atatürk'ü anlamak demek onun ilkelerine harfi harfine sadık kalmakla olanaklıdır. Değişen onun ilkelerinin özü değil, dünya ve ülkemizin koşullarıdır. Bu bağlamda Kemalizm’i dondurmadan anlamak demek, günümüz dünyasının yukarıda kısaca anlatmaya çalıştığım çelişkilerini ve ülkemizin tarihi ve coğrafyasından kaynaklanan kendine özgü ekonomik, sosyal ve siyasi koşullarını her zaman göz önünde tutarak bu ilkeleri uygulamak demektir. 

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.