Ben Değil, Kedi..!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Tamer Yazar
Yazının Yazıldığı Tarih: 
25-7-2015

Gökten zembille inmediyse, nasıl indi?

Peki ya hangi ara aramıza karıştı?

Hangi ara Devlet’e yanaştı?

Sahi, ne oldu da ortaya çıktı?

Ne oldu da ÖCÜ oldu?

Ne oldu da HEDEFE kondu?

 

Hatta SUÇ oldu, SUÇLU oldu…

 

PARALEL maceramızın DERİN’e kaçan devletten daha POPÜLER olduğu başka bir dönem yaşamadık sanırım, hele ki o ünlü SUSURLUK kazası ile başlayan süreç bile bu kadar HAREKETLİ, bu kadar DEBDEBELİ geçmemişti, belki de ondandır yaşanan ŞAŞKINLIĞIMIZ, şaşkınlığımıza ekli CEVAPSIZLIĞIMIZ… !

Peki, yeni histerimiz mi?

 

BİRBİRİNİ DİNLEYEN bir devlet haline gelişimiz !

 

Sahi, kendi kendine mi geldi?

Kendiliğinden mi oluştu?

Emir komuta zinciri yok muydu?

Ya onay veren bir Ankara… !

O Ankara’ya EKLİ siyasiler… !

O siyasilere ekli sorumluluklar… !

O sorumluluklara eklenen hedefler… !

O hedeflere ekli isimler, kurbanlar… !

Ardından gelen operasyonlar… !

 

Sahi, iç içe geçmiş ülkeler yumağı gibi olmuşuz da haberimiz olmamış… !!!

Kim tarafından yönetildiği belli olmayan kurumlarımız olmuş, habersizmişiz… !!!

 

Bugün mü?

 

Temizleniyor muşuz… !

Derine ekli Paralel’den kurtuluyor muşuz… !

Hele ki elleri kelepçeli götürülen polisleri izlerken… !

Ve o kelepçelere ekli suç dosyalarının bitmeyen suçlamalarını okumaya devam ederken… !

 

Çok sevdiğim bir şarkı var, Candan Erçetin’den…

Sözlerini hatırladım bir an, gülümsetti ama derinden…

Hani bugüne eklesem mi diye düşündüm ve size de okutsam mı diye…

 

Hani düşündüm de… !

 

Belki konumuz KEDİ’dir… !

SUÇ da SUÇLU da o’dur… !

 

Okusak mı sözleri?

 

Hadi… !

 

Ben özlemedim ki seni

Kedi özledi

Çağır onu gelsin diye

Bana kedi söyledi

Çok severmişsin onu

Doyamaz öpermi?sin

Sarılıp uyurmuşsun

Nasıl özlemesin ki seni

O da çok severmi? hani

Derdinde yanındaymış

Sevincinde o da mutlu

Sen özlemedin mi onu

Ben istemedim gitmeni

Kedi istedi

Sonra pişmanım diye

Bana kendi söyledi

Sen bilirsin bu kedi

Karşılıksız sevdi seni

Belki de her kedi gibi biraz bencildi

Sende itiraf et hadi

Suç biraz da senindi

Dayanamıyorum de hadi

Çok özlemesin bu kedi

 

KEDİ ne kadar anlattı derdimizi bilmiyorum ama, Türkiye’de yaşananları anlamak zor, hele ki yapılanı, edileni, dinleneni, dinleyeni, tutuklananı, tutuklayanı, soruşturmayı, soruşturulanı, siyaseti, siyasiyi, Ankara’yı, Polisi, kahraman ilan edeni, kahraman ilan edileni, Paralel’i, Paralel’i Paralel ilan edeni, Cemaati, Cemaatçi siyaseti, dini siyasete alet edeni, etmediklerinin iddiasında olanları, ayakkabı kutularını, onları dolduranları, boşaltanları, hatta kutu diye niye ayakkabı kutusu kullandığı belli olmayanları, saat diye bir serveti kolunda taşıyanları, istifa sürecini siyaset etiğine eklemeyenleri, ‘Ölüm bu işin fıtratında var’ diyenleri, diyenleri eleştirmeyenleri, eleştirmeyip susup oturanları, ölenle ölenleri, çabuk unutanları, unutmak için yaşayanları…

 

Sahi, anladınız mı?

 

Peki, ne kadar anladınız?

 

Anladığınızın ne kadarını sahiplendiniz?

 

“Ne kadarı ben” dediniz, ne kadarını dışladınız, ne kadarından korktunuz?

 

Ben mi?

 

Ben en çok KEDİ’den korktum…

 

Tamer YAZAR

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.