Bencillikten Uzak Hizmet

“Halkın % 90’ı Müslüman”; Başbakan ve birçok iktidar partisi milletvekilinin ısrarla her fırsatta söylemek zorunda olduğu cümle.

% 90 Müslüman olan insanlarımıza, “cihat” çağrısı yaparsanız bu insanlarımızın % 95’i size güler...

Seçim meydanlarında şeriat getireceğiz, diye oy isteyin de bu sonucu test edelim!

Bu veriler, Mustafa Kemal’in 4 yıl içinde gerçekleştirdiği “halkın egemenliğine dayanan Cumhuriyet”in, halkın öz benliğinin eseri olduğunun göstergesidir.

Cumhuriyetin ilanından beri rejimi değiştirmeye çalışan “siyasal İslamcıların” mücadelesinde gelinen nokta; % 5’tir.

Kemalizm’i geçmişin satır araları ile karalayanlara 87 yıllık Cumhuriyetimizin genel tablosuna bakmalarını tavsiye ederim.

Yıllardır laikliği, “dinsizlik” olarak açıklamaya çalışanların;

İslam’da mezhep ve tarikat mücadelelerine karşı,

Çıkmaz sokakta yol ararken,

Doğruyu bulduk da dilimiz varmıyor, “Laikliği yeniden tanımlayalım”, “ılımlı İslam” gibi geçmişteki karalamalarının içinden çıkmaya çalışmaları hezimetin ta kendisidir.

Laikliğe sahip çıkın da bari Müslümanları bölmeyin;

Söz; ayıplamayız, “kucaklarız” sizleri...

Yeniden tanımlamaya, Ilımlı-yumuşak-karışık yapmaya çalışmanın bir manası yok...

Din, mezhep, tarikat ayrımı yapmaksızın laiklik temelinde kucaklaşmalıyız.

Ekonomi kötü gidiyor, istihdam yok, yolsuzluk çok...

“Efendim, Cumhurbaşkanı bizi engelliyor”,

Kavga gürültü, derken Cumhurbaşkanını istedikleri kişi yaptılar.

Ekonomi hâlâ kötü...

“Efendim TSK”,

Genelkurmay Başkanı, “buyurun arayın, sorgulayın, tutuklayın” dedi.

Ekonomi hâlâ inişte, işsizlik diz boyu...

“Efendim yargı, iktidarı sorgulayamaz”,

E güzel, yıllarca hâkim savcı atamalarını geciktirdiniz, istediğiniz gibi atama yaptınız.

İşten çıkarmalar başladı, üstelik özel sektöre kızarken, devlet kendisi çıkarıyor.

Efendim köşe yazarları, ekonomiyi alt üst ediyor;

Arkadaşım, söylesene benim oynamaya niyetim yok, diye...

Askeri veya sivil bir darbe ile halkı istediğim gibi yönetirim, zannedenlerin;

Kendilerini fazla akıllı, halkı ise cahil / muhtaç gören,

Ortaçağ özlemi ile nefsine hâkim olamayıp her gördüğünün kendisine ait olmasını isteyen,

Doyumsuz,

Durduğu yerde değil de

Durduğu yerden ülkeme bakış açısında problem olan,

Yardıma muhtaç yurttaşlarımız olarak görüyorum.

İnsanın insana secde ettiği,

Şeytanın insana secde etmediği için Allah tarafından kovulduğuna inanılan dünyada;

İnsanın insana kini, öfkesi bencilliğinin “kör yalanları” değil mi?

Serhat KUŞDOĞAN

iletisim@PolitikaDergisi.com