Cumhurbaşkanlığı Seçimin Ardından

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Gökhan Cebeci

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını 2015 Haziran’ında yapılacak olan genel seçimler açısından değerlendirmekte yarar var. Çünkü Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın 12. Cumhurbaşkanı seçilmesinin doğurduğu göz ardı edilmemesi gereken sonuçlar var:

1) Erdoğan %50’nin biraz üzerine çıkarak ilk turda kazandı. Ancak psikolojik üstünlüğü tam anlamıyla elde edebileceği %55 hatta %60’ı bulan oy oranını yakalayamadı. Yani son genel seçimde oyların yarısını aldığı gerçeğinin bir tık dahi olsa ötesine geçemedi. Üstelik İhsanoğlu’na oy vermesi beklenen milyonlarca seçmen boykot kararı almışken… Yani boykotçular sandığa gitselerdi seçim kuşku yok ki ikinci tura taşınacaktı.

2) Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi ile birlikte, HDP/PKK’nın ikinci tur öncesi masaya oturup pazarlık yapma fırsatı kalmadı. Daha doğrusu şu an için mevcut olan ‘çözüm süreci’nde fazladan taviz koparma şansı ortadan kalktı.

3) Kendi partisinden daha fazla oy alabilen bir lider olan Erdoğan artık AKP’nin başında değil. Aklınıza gelebilecek hangi AKP’li partinin başına geçerse geçsin asla Erdoğan’ın seçmen üzerindeki etkisini yaratamayacaktır. Seçime daha aylar varken AKP-CHP arasındaki farkın azaldığını gösteren anketlere karşın, seçime kısa süre kala Erdoğan’ın seçim otobüsü üzerine çıkarak kullandığı ‘Eyyy Cehape’ başlıklı itham edici ayrıştırıcı dili ve yaptığı mağduriyet edebiyatı AKP’nin yeniden açık ara ile kazanmasını sağlıyordu. AKP’nin artık böyle bir şansı yok.

4) Ekmeleddin İhsanoğlu tercihi ile risk alan ve bu tercihi tutmazsa bedel ödemeye hazır olduğunu dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi hesap vermek durumundadır. ‘Tıpış tıpış gideceksiniz’ sözüne karşılık, İhsanoğlu’nun aldığı oy sayısı kadar seçmenin sandığa gitmemesi nedeni ile Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanlığı tartışmalıdır ve tartışılmalıdır. Gerçeği varken, her seçimde dinci adaylar ve söylemler ile ‘taklit’ olmayı tercih eden bir CHP Genel başkanı ve yönetimi yerine, kurucusunun ilkelerine yeniden sımsıkı sarılan ve bu ilkeleri halka anlatarak halkın onayını alacak bir genel başkan ve yönetim gereksinimi vardır.

Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması, getirmeye çalıştığı başkanlık sistemi açısından pek bir anlam ifade etmez. Bunun için 2015 Haziran seçiminde AKP’nin anayasayı değiştirebilecek çoğunlukta milletvekili çıkarması gerekecektir.

Ancak, 2015’te, Erdoğansız bir AKP ve yeniden Atatürkçü, cumhuriyetçi, antiemperyalist bir CHP’nin girdiği seçimin sonuçları çok farklı olacaktır.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası yukarıda yazılı ilk üç madde zaten doğrudan hayata geçmiş ya da geçecektir. Ancak bu üç maddenin en büyük tamamlayıcısı olacak olan dördüncü maddenin de gerçekleşmesi ile birlikte 2015 Haziran genel seçimi sonrası bırakın başkanlığı, iktidarı kaybeden bir AKP ve Çankaya’da yalnız bir Cumhurbaşkanı Erdoğan resmi ortaya çıkacaktır.

10 Ağustos’tan çıkarılabilecek en önemli sonuç budur. Gerçekleştirildiği takdir de iktidarın, başkanlık sistemi ve özerklik gibi tartışmaların, kısacası ülke siyasetinin tamamen değişebileceği ortadadır. Yeter ki farkında olunsun.

 

Gökhan CEBECİ

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Dünyanın Sonu Değil

Erdoğanın cumhurbaşkanı seçilmesi dünyanın sonu değildir. Boykotçular,sandığa gitmeyenler,oy kullansaydı erdoğanın 1nci turda seçilemeyecekti.2nci tura kalacaktı seçilmesi.Mhp tabanının da erdoğana oy verdiği anlaşılmaktadır.100 kişiden 38 kişinin erdoğana oy verdiği hesaplanmaktadır.1 milyon akplinin sandığa gitmediği ifade edilmektedir.Aslında akp oylarında giderek bir erime gözlenmektedir.Demirtaşın bdpnin oy aldığı doğu ve güneydoğu illerinden beklenen oylarına istanbul ve izmir gibi büyükşehirlerden özellikle chp tabanından oy aldığı gözlenmektedir.Ancak demirtaş pkk uzantısı bdp-hdpnin özerklik talebiyle kitleler karşısına çıkmayarak,sol söylemle chpnin eksik bıraktığı sol muhalefet alanını iyi kullanmıştır. Doğrultusu etnik sola dayalı,kürt burjuva milliyetçisi solun hedefi,apoya özgürlüktür,solla başka bir alakası yoktur. Emperyalist dünyada sınıfsal,siyasal mücadele perspektifinden yoksun etnik kimliklere,cinsiyetlere,çevre duyarlılığına dayanan yeni bir sol yaygındır.Demirtaş işte bu bağlamda solcu olabilir.Sosyalist soldaki başta ödep ve emepin demirtaşa destek olmuşlardır bu da onlardan beklenen hareket tarzıydı.Chpnin dramı emekçi halk kitlelerinden bir türlü yüksek oranda oy alamamasında düğümlenmektedir.Bu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de ihsanoğlu chpnin geleneksel kıyı şeriti illerinden  burjuva,kentli  ve yer yer feodal kesimlerin oylarını alarak,her seçimdeki benzer tablonun dışında bir açılım ve oy artışını gerçekleştirememiştir.Batılı ülkelerde sosyal demokrat partiler büyük oranda işçi sınıfından oy alırken chpnin bunu başaramamasının altında yatan nedenler nelerdir?Sosyalist partilerin krizine bu noktada girmeyeceğim.Chp yönetici kadrosunun bu sorunun yanıtını kendi içinde bulması zorunludur.Yoksa her seçimde aynı oy oranı ve aynı tablodan kurtulması mümkün olamayacaktır. Her seçim başarısızlığının ardından bir grup ulusalcı milletvekilinin dün yaptığı gibi sorumluluğu salt lidere yükleyerek,kurultay çağrısı yapmak da çözüm değildir. Chp halktan oy alamamaktadır bunun nedenleri ortaya çıkarılmalıdır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.