Derin Operasyon

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Koray KAMACI
Yazının Yazıldığı Tarih: 
20.09.2013

Son zamanlarda gündem bir anda Ankara’da ki, ‘’Başbakanlık Yurtdışı Türkler Başkanlığı’’na çevrildi. Malum bir böcek tartışmasıdır gidiyor. Daha öncede Başbakan’ın ofisinde de dinleme yapıldığı tespit edilmişti. Bu sefer ilginç olan Ak Parti’nin kuruluşunda da rol alan iki kadına çevrildi. Fatma A. ve Azime D.’ye böcekleri temin eden kişinin İran uyruklu bir işadamı olduğu iddaa edildi. Tabii ki gözler hemen İran’a çevrildi. Birileri ısrarla bu ve birçok gelişmenin ‘’Acem’’ oyunu olduğunu söylemeye başladı. Bazıları kamuoyunda bu işi resmen bir görev addetmiş. İsrail için bu kadar karalama kampanyası başlatamazlar ama birileri İran ile ilgili her haberi aleyhimize yorumlamak için adeta emir verilmiş gibi hareket etmeyi biliyor.

Doğrusu son dönemde aramızın bozulmadığı Ortadoğu ülkesi kalmadı.(Suudi Arabistan. Katar vs. hariç) Oyun büyük gerçekten, hem de çok büyük! Baksanıza belki de bölgede bir İran şöyle böyle kalmıştı ki onunla da Kürecik üssü hadisesinden sonra ilişkiler bugün itibari ile kopma noktasına geldi. Ama İran’a karşı yapılan karalama ve linç kampanyası, ne İsrail’e ne de ABD’ye karşı yapılmadı ve yapılmıyor da. Malum Mavi Marmara olayından sonra bile İsrail’i haklı görenler vardı… Aynı grup bugün İran’a karşı görülmemiş bir karalama operasyonu yapıyor. Sanal alemden özellikle Hükümeti çaktırmadan hedef alarak eleştirip, sözde İranlaşmakla suçluyorlar. Bir taşla iki kuş misali… Bu derin operasyonu bilinçli olarak yapıyorlar ve sonuçta zarar görecek olan bu topraklar ve bu toprakların insanı!

Hal böyleyken Türkiye’nin Ortadoğu’da ki komşuları ile arası bozularak malum ‘’Değerli Yalnızlık’’ adı altında bölgede iyice yalnızlaştırılıyor. İlginçtir bu karalama kampanyasının da başında bir zamanlar hükümet ile arası iyi olan, ama daha sonra kaldığı lojmanından apar topar çıkartılan ve Polis Akademisinde ki görevine de son verilen bir zat geliyor. O zamanlar her şey iyidi de, iş bu noktalara gelince mi beyefendinin kafası tak etmiş acaba. Yani menfaati bitenin, dostluğu da biter misali bir durum oluşmuş. Şimdi de belli bir grup ile inadına ve körü körüne müthiş bir İran karalaması başlatmış ve ince bazı nüanslarla da bunu süslemiştir. Bu zat yoldan geçerken kafasına taş düşse, İran’dan bilecek. Maalesef paranoya derecesinde iş bu kadar vahim! Aslında zat-ı muhteremi de severim arada bir takipte ederim lakin bu İran’ı karalama görevini ona verenler, daha sonra yine apar topar onu terk ettiğinde bu sefer başka kimler ne görevi verir orası bilinmez. Maazallah başkasının kayığına binmemek lazım.

Sevgili okurlarım, İran ile bizim tarihi ilişkilerimiz çok eskiye dayanır. Bu topraklarda ve bölgede iki önemli Devlet var ve bunlar Arap değil. Bunların birisi Türkiye, diğeri ise İran’dır. Bizim ve İran’ın Devlet geleneği çok eskiye dayanır. İran’ın da Devlet teşkilatı yapısı gayet derindir. Bunu asla unutmamak lazım. Yok, acem oyunu yok İran bizi satar yok İran’a güven olmaz gibi söylemler bilinçli çıkarılan ve Siyonizm’in bu iki Devlet’in bir araya gelmesini engelleyen söylemlerdir. Bu iki Devlet’in en çok kim ister biraraya gelmemesini? Bölgede kendinden başka bir güç istemeyen İsrail ister tabii ki! Bunu görmek bu kadar zor olmasa gerek…

Unutmamak lazım ki bizim Osmanlı Devleti ile İran arasında yapılan 1639 Kasr-ı Şirin Anlaşmasından beri İran ile aramızda bir sorun yoktur. Hatta hiç unutmam rahmetli 54.Hükümetin Başbakan’ı Necmeddin Erbakan başa geldiği zaman ilk ziyaretini bazıları gibi ABD veya İsrail’e değil, İran’a yapmıştı. Bu Erbakan’ın ne kadar ileri görüşlü ve Batı ittifakının en korktuğu İran-Türkiye birlikteliğine nasıl önem verdiğinin en önemli göstergesidir. Üstelik daha sonra kurulan D-8 Projesinde de İran, Türkiye’nin bu projedeki liderliğini kabul etmiş ve katılmıştı. Ancak İttihat-ı İslam’ın kurulmasını istemeyen Siyonist güçler devreye girerek meşhur 28 Şubat Posmodern Darbesini yaptılar ve Refah-Yol hükümetini devirdiler. Rahmetli Erbakan’a da yapmadıklarını bırakmadılar.

Maalesef bu topraklarda ne zaman bir şeyler yerli yerine otursa mutlaka şer güçler anında devreye girerek istikrarsızlaştırma politikasını devam ettiriyorlar. Yukarıda bahsettiğim zat ile birlikte bazı kişiler, Acem oyunu deyip MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı da yine bu kapsamda çaktırmadan ucundan ucundan hedef gösteriyorlar. Ne de olsa Hakan Fidan göreve geldiğinde ilk karşı çıkan Ülke İsrail idi. Bununla beraber karalama kampanyasına Hakan Fidan’ı da dahil eden malum zat ve bazı kişiler içimizdeki İsrail gibi davranmayı kendilerinde bir görev addetmişler. Ama merak etmeyin bu Ülke çok büyük yıllardır dışarıdan ve içeriden bu kadar sarsıntıya rağmen hala emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Bütün olumsuzluklar elbet bu fitneleri çıkartanların başına kalacaktır. Tarih, mutlaka bunları da yazacaktır.

Ve son söz: ‘’ Dostunu da Düşmanını da, sen seçtiğin sürece güçlüsün’’

 

Koray KAMACI

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.