Doğu Türkistan`da Türklere Karşı Soykırım Politikası

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Sadun KÖPRÜLÜ

 

Dünyanın her bir yerinde olduğu gibi, Türkler kıyıcılar, dikta rejimler tarafından her türlü baskı, soykırım, katliam, asimilasyona uğramaktadırlar.  Ortadoğu devletlerinde olduğu gibi Avrupa, ve günümüze kadar Amerika’da  Kızılderili Türkleri yanında, en önemlisi de insanlık duygusu, sevgisi bilmeyen Çinliler tarafından uzun yıllardan bu yana Doğu Türkistan’da soykırım ve katliam asimilasyon politikası tüm hızıyla kapsamlı olarak uygulanmaktadır.

Türkler büyük millet olarakTanrı dağlarından inerek kahraman Atalarımız kısa korktu, ölüm kaçınmayarak, Çin Seddini aşarak sonra İslam Diniyle onurlanarak Viyana kapılarını çalarak dünyanı kurtarmaya ulaşmışlardır.

Türk milletini hiç bir güç Yıldıramadan, yok edemez dünyada ilk milleti olarak 117 devletler kurmuşlardır Atabeyler, büyük İmparatorluklar savaşlarla yaratmışlardır, kazanılmıştır, ama ne yazık günümüzde kendi yurt, topraklarında Türk dünyasında Türkistan, Uygur ve öteki Türkler ile birlikte acılar yaşayarak, Doğu Türkistan Uygurlar Türkleri Kızıl Çinin işkence zulmüne uğramaktadır,

Mao'nun kurduğu komünist Çin'de, düzenin ve istikrarın ancak korku işkence, baskı ve şiddetle sağlanabilmektedir.

Doğal olarak acı, işkence, idam hapishane ve acı olaylar altında güvenlik, huzur ve istikrar yerine tedirginlik, korku ve güvensizlik bulunmaktadır.

Böyle kanlı, kıyıcı Çinin toplumsal yapısında sevgi, özveri, merhamet, milli konulardan konuşmak iç duyguları sergilemek büyük suç sayılmaktadır.

Özgürlükten, demokrasiden ve insan haklarını gündeme getirmek imkânsızlık yaratacaktır.                                

Uzun yıllardan Baskı ve esaret, işkence altında yaşayan milyonlarca Doğu Türkistan Türkleri, yavrularını, baba, anne, bacı kardeşlerini,  Çin komünist rejimi tarafından şehit edilmektedir.

Yüz binlerce Müslüman Türk Çin hapishanelerinde işkenceye var gücüyle dayanarak, evlerinden, Topraklarından sürülmektedirler.

Dünyanın en önemli ülkelerinden olan Türkistan’ın Tarihi MÖ 200'lü yıllara (Göktürkler ve Hunlar dönemine) kadar dayanmaktadır, Türkistan toprakları, tarihin ilk dönemlerinden bu yana Türklerin ana, ata yurdu olarak, bin yıldan beri de İslam toprağı sayılmaktadır.

Bu Türk topraklarda doğan Karahanlılar, Gazneliler, Harzemşahlar, Selçuklular, Saidiler İslam'ın bayrağı altında devlet kurarak, en güzel varlı, zengin uygarlığı yansıtmaktadır.

Ve insanlığa büyük hizmetler vererek çok sayıda bilginler, liderler büyük devlet adamları da bu topraklarda yetişmiştir 

Buna rağmen Türk insanları, çocukları, kadınlar tüm İslamların önünde öldürülmektedir. Özellikle son yıllarda bu sinsi acımasız, haksız politika tüm yönüyle artmaktadır.

Doğu Türkistan Türklerine yapılan soykırımı politikası tipik örneği olarak Barın Olayı Doğu Türkistan Türklerine soykırımın en acısıdır, şiddetlisidir Barın olayı demir kale içinde yaşayan Türkler 40 yıl kölelik fikri aşılanan Doğu Türkistan özgür olmak için bağımsızlık elde etmek amacıyla canlarını vererek şehit düşmüşlerdir.

Çinlilerde insanlık duygusunun yok olduğundan dolayı her türlü işkence, baskıyı Türklere karşı uygulamaktadırlar.

Barın, Doğu Türkistan’daki binlerce Uygur köyünden yükselen milli şuur mücadelesi olmakla beraberce, birlikte Doğu Türkistan Türklerinin uzun yıllardan içindeki özgür sesinin tüm dünya yayılmasıdır ve görmüş oldukları baskıların, işkencelerin tek bir yanıdır.

Doğu Türkistan Türklerinin Barın olayı özgürlüğe ve bağımsızlığa kavuşmak için başarılı bir mücadelesi ve bütün dünyaya duyurmak amacıyla milli bir hareketidir.

Haklarını kazanmakla dava adamları bu uğurda kanlarını vererek, şehit düşmüşlerdir önde gelenlerden mücadeleci, kahraman Zeydun Yusuf ve onun silah dava arkadaşları din, vatan ve millet uğrunda büyük güce sahip olan Çinlilerle, acımasız düşmanla savaşarak, kanlarını, canlarını vererek şehit olmuşlardır.

Bu milli mücadele yolunda Doğu Türkistan Türkleri bağımsızlığı elde etmek için mücadelelerini sürdürdüler ve sürdürmek üzere yeni bir güneşin doğuşunu Umutlaşarak yiğitçe savaştılar, ölüme yok diyerek çalıştılar. Ama kıyıcı komünist Çinlilerin Doğu Türkistan’da yaptıkları katliamlar 55 yılda binlerce Türkler şehit olarak binlerce kayıp olmuşlardır, her türlü ağır işkencelerle güçsüz ve zayıf duran sivil halka yapılmakla Çinliler tam olarak vahşileşmiştir suçsuz Türkleri öldürmek biricik amaçları olmuştur.

Doğu Türkistan uygulana Soykırım katliamlardan 1949 yılında işgalci komünist Çin ordusunun komutanlığında bulunan Kızıl komünist Wang Zhen Türkistan (Şin Jiang) Türklerine karşı yapmış olduğu zulmün işkencenin benzeri görülmeyerek, Çin Komünist ordusu Doğu Türkistan’a girmeden Doğu Türkistan Türklerine cezalandırarak, türlü silah araçlarla öldürmekteydi.

Çinliler öte yandan Türklerden korkarak yapılan her harekete karşı önlem alarak Türklerinin uyanmasından, ayaklanmasından nasıl olursa iyice ne yapacağını düşünmekteydi.

Çin yönetimini daha fazla korkudan Türklerin mücadelesi ve ağır silahlarla 40 bin kişilik Doğu Türkistan ordusun var oluşu yönetimi Doğu Türkistan’a karşı bir baskı kullandığı zaman milli ordu sessiz kalmayacağını iyice bilmektedirler.

Çinliler Türk milletini yok etmek amacıyla, milli orduyu kendi güçleri içine almayı katmayı düşünerek, tamamen kontrol altına aldıktan sonra komünist Çinlilerin tam olarak düşmanlıkları yansıyacak, onlara inanmak çok zordur, nasıl olursa bu milletin mutlu olmasına gençlerin aydınların ve tüm Türklerinin üstüne düşen önemli görevleri örgütlenerek bir güç halına gelmekle haklarını korumalıdırlar, artık birlikte çalışmalıdırlar.                

1959 tarihinden siyasi komplo baskılar yüzünden millet içinden aydın lider çalışkanlar dava adamlarının birçoğu yok edilerek, bir bölüm milliyetçi milli dava sahipleri yurdundan toprağından uzak hapishanelere atılarak çok sayıda Türk başka ülkelerde yaşamaya zorlanmışlardır.

Doğu Türkistan’ da bu milletin kahraman yiğit dava adamları vatanın gururunu, onurunu, töresini üslenen Türkler tüm güçleri ile aydın kalemleri ile haklarını savunmaktadırlar, öyle zan ederek bir gün düşünen Çinler Türkler tamamen yok edilecek, umutta olarak katliamlarını, soykırımını sürdürmekteydiler.

Ama iyice bildi ki Çin dikta yönetimi hiçbir rejim büyük devletler, uygarlık kuran Türk milletini yok edemez yıldıramazdır.

Kıyıcı Komünist Çinliler Türk milletine karşı reva gördüğü işkence zulüm, katliamlar tam dünyanın yüzü önünde korkmadan ve hiçbir insan hakları, BM, af örgütü ses çıkarmadan hiçbirini çekinmeden yapmıştır, sinsi politikasını sürdürmüştür.

1959-yılından Türklere karşı başlayan, işkence baskılar, Türkleri kendi yurtlarından, topraklarından uzaklaştırılarak, Çinliler tarafından tüm Türk bölgeleri işgal edilerek Çinliler Türklerin yerlerine, topraklarına yerleşerek, akın, akın Çinliler Türklerin ekin, yiyeceklerini tahılını ve evlerini yağmalayarak Çin’e götürüldüler, yüz binlerce Türk insanımız açlıktan, susuzluktan öldüler, parçalandılar insanlık dışı işkenceye maruz kaldılar,  binlerce Türklerin gömülmeye sırası gelmeyen ceset dağlarda, tarlalarda kargalara, hayvanatlara yem olmuştur.

1962 tarihinde acımasız işkence her türlü zülüm uygulanan soykırımda yalnız Bay ilçesinde 20 bin insan açlıktan, susuzluktan karşı işkenceden öldüler.

Kıyıcı Çin diktatörü bu işkence, baskıya rağmen kan emmeye yetmeyerek gibi, Türk milletimize acı baskısı daha artacak günde gençleri, yaşlıları 18 saat çalıştırmaya başladılar, İslam dinimize Türk milletimize, örf ve adetlerimize, gelenek, görenek kutsal büyük tarihimize açıkça kötü sözler söyleyerek,  hakaret etmeye başladılar.

Türk şehirlerinde bulunan milletimizi işkence zorlukla köylere göndererek,  tüm Türk şehirlerine yeni Çin göçmenleri yerleştirmeye kalkarak, acımasız politikasını tüm Türk topraklarında yürütmekteydi.

Atılgan, kahraman Türkler birden güçlenerek, örgütlerini kurarak 1944 tarihinde Gulca’da Doğu Türkistan Cumhuriyetini kurmuşlardır, ama ne yazık çok sürmeden kanlı Çinliler Gulca, Çöçek, Altay Türklerini en ağır işkenceler, baskılar altında yok etmekle yeni soykırımla yurtlarını bırakarak, Batı Türkistan’a göç ettirme mecbur edilmişlerdir.

Türklere karşı her bir türlü silah kullanan Pekin dikta yönetimi daha fazla işkencesi artırarak, 1962 tarihinde yeni bir katliamla baskı silah zoruyla bütün Türk milletini kendi yurtlarını bıraktırmaya ve başka yerlere gitmeye zorlamışlardır.

Artık tüm silah araçlar toplar, roketlerle 100 binden fazla insan Batı Türkistan’a göç etmiştir

Türkler tarafından 1944. Yılında kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyetinden, Çinliler kıyarak, yürekleri yanmadan merhamet bilmeden intikam ederek, birçok Türkleri öldürmekle sürgün etmişlerdir.

Türklerin köyleri, yaylaları, evleri, tüm varlıkları Çin göçmenlerinin arasında paylaştırılmıştı.

Milli gururumuzu, Türk milletimizi yok etmek için milli varlığımızı ortadan kaldırmak amacıyla planlı ve sistemli olarak yapılan siyasi hareketleri baskılar bir gün bile Türk milletine karşı azalmadı durmadı. 

Öte yandan Türk aydınlarını ve yeni yetişen millet, yurtlarını sever yiğit Türk gençlerini her türlü işkenceyle öldürerek. Hayatta yaşayanları bile kıyıcı dikta rejimin hapishanelerde ağır işkencelerle öldürmüşlerdir.

Aynı olaylarda Çinliler Nisan 1970 tarihinde Ürümçi’de 74 Türk’ün yargılanmadan işkenceyle öldürülmüştür.

Doğu Türkistan Türkleri tüm idam işkence öldürmeye karşı sosyalist, Komünist sistemin zulmü yanında bir milyarın üstünde olan Çinlinin ağır ekonomik yükünü zorla çalıştırılarak kaldırmaktaydı.

Türk yurdunu işgal eden Çinliler hiçbir günahı olmayan bu millet Türk olması suç olarak türlü işkence baskıya yüklenmekteydi.

Çin dikta rejimi 1957 tarihinde Çin’in neresinde bir Türk milliyetçisi varsa ona karşı işkence uygulayarak, buna rağmen Türkler bu baskıya karşı mücadeleleri sürdürmekteydiler Doğu Türkistan`da olduğu gibi Çinliler, Moğolistan ve Tibet bile bu türlü hareketlere, mücadeleye karşı Çinliler katliamlar, soykırım sinsi siyaseti uygulayarak Türkleri kendi topraklarında çıkarmak için her türlü oyunları denemek istiyordu.

Doğu Türkistan`da kıyıcı Çin rejimi Uygur, Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen, Tisin  ve Tatar Türklerine aydınlarına, din adamları, öğretmenlere, öğrencilere, çocuk, kadınlara yüz binlerde Türk insanına işkence yaparak, sorguya çekerek, nedensiz  dövüldükten sonra birçoğunu  idam ederek, sayısız Türkleri hapishaneye atmaktaydı  milleti çökerteceği kadar yok atmaktaydı, ama bu büyük milleti yok etmeye gücü yetmiyordu, Çünkü onlar Allah’a, Milletlerine, mücadele veren kardeşlerine inanıyordular.

Türklerin tüm haklarını elinden alarak On binlerce Türkleri Türkçülük, milliyetçilik diye öldürdü yok etti. Çin Pekin kanlı yönetimi Türklere karşı politikası değişmeyerek, sömürgesi altındaki Doğu Türkistan Türklerini yoksul eğitimsiz, ekonomisiz, ana haklarından yoksun bırakarak, günümüze kadar yok etmeye tüm gücüyle uğraşmaktandı.

Türk milletini yoğun sinsi politikasıyla, Ajanlıkla suçlayarak idam etmektedir.

Türklerin yaşamış olduğu bölgelerde Yoğun kontrollerini arttırarak, Türklerin yer altı ve yer üstü kaynaklarını yağmalayarak, nükleer sonucu milleti zehirleyerek, öldürerek, baskı zorluğu kullanarak Türkleri susturmakla, kültürel, siyasi ana eğitim haklarını ellerinden almakla onları Çinleştirmekle toprak yerlerine Çinlileri getirmekle yerleştirmektedir.

Ayrıca Çin yönetimi yerli Türkleri ölüme mahkûm etmektedir. Bu kadar işkence, baskı, nefret, kindarlık Türklere karşı Çin devleti tarafından elli yıldan beri yürütülmektedir.

Türklere acı gösteren Çinli cellât Şeng Şisey Türklerin dünyada en çok yer altı ve yer üstü zenginliklere sahip olmasıyla  dünyada hiçbir milletin görmediği yoksulluğu çekerek, esaret içinde yaşamakla eskiden günümüze kadar hiçbir siyasi hakka, ana haklara, eğitimi kendi diliyle yapmayan Türkistan Türkleri Komünist rejimi tarafından silinmeye, yok olmaya karşı acı günlerini yaşamaktadırlar.

 

Not: Yazarın kullandığı dil kendisine özgü olduğu için değiştirilmemiştir.

 

Sadun KÖPRÜLÜ

Irak Türkmen Cephesi Türkiye eski temsilcisi

Türkmen Araştırmaları ve Projeler Koordinatörü

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.