"Fiilen" İlişkisi Kesilmeli ve Gönderilmelidir!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Hayri GÜNEL

Kendisi bugün 72 yaşındadır. Hukuk Fakültesini bitirmiş ve ardından Siyasal Bilgiler Fakültesinde yüksek lisans yapmıştır. ABD’de yaklaşık iki yıllık bir akademik çalışması vardır.

14 Ekim 1973 seçimlerinde CHP’den milletvekili seçilerek başlayan politik yaşamı boyunca, devlet ve hükümet yönetimi anlamında olmak üzere, 1974 yılında sekiz ay süren Maliye Bakanlığı, 1978-1979 yıllarını kapsayan yaklaşık 20 aylık Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 1995-1996 yıllarını kapsayan beş aylık bir başbakan yardımcılığı ve dışişleri bakanlığı dönemi vardır.

CHP’nin genel başkanı olarak girdiği 18 Nisan 1999 genel seçimlerinde CHP ile birlikte, parti tarihinde ilk kez parlamento dışında kalmıştır.

Kendisinin içinde ya da başında bulunduğu CHP, 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde %19,4 oy, 22 Temmuz 2007'de yapılan genel seçimlerinde %20,8 oy ve 2009 yılı yerel seçimlerinde %23 oy almıştır.

CHP’nin kurulduğu günden bu yana topladığı (olağanüstü kurultaylar hariç) toplam 33 kurultayın dörtte birlik kısmı kendi döneminde gerçekleşmiştir.

72 yaşına gelmiş ve yaklaşık 50 yıldır aktif politika yapmış olan “şahsın” bütün bir politik geçmişi özetle böyledir.

Herkesin malumu son kaset operasyonuyla, CHP genel başkanlığını terk etmek zorunda kalan bu “şahıs”, referandum oylamasının hemen ertesinde, yani bu oylamadan çok kısa bir süre sonra yeniden öne çıkarak, onca kurultay yetmiyormuş gibi, yeni bir kurultay yapılması çağrısında bulunmuştur.

Bilindiği gibi, “şahsın” bu çağrısına parti içinden bir destek gelmiş, her şeye rağmen ve hala çevresinde tutmayı başardığı ya da çevresinde durmakta pek bir sakınca görmeyen kimi milletvekilleri de bu çağrıyı destekler yönde abartılı açıklamalarda bulunmuşlardır. Örneğin önceki gün, “Onunla oylarımız %30’lardaydı” diyerek abartının ölçüsünü kaçıran CHP İzmir milletvekili Canan Arıtman bu sözleriyle inanılmaz bir yalanın altına imza atmakta bir sakınca görmemiştir. CHP’nin “O”nunla oyları hiçbir dönem %30’lara çıkamamış, tam tersine %23’leri zor görmüştür.

Son yaşadığımız referandum kampanyası boyunca, başından sonuna kadar; sürece, üzerinde konumlanılan “Hayır” hattına ve dolayısıyla da partiye, tavır, davranış ve açıklamalarıyla büyük zararlar vermekten “kaçınmadığı”nı düşündüğümüz “şahıs”, sözgelimi bir Mustafa Sarıgül görüşmesiyle ya da her fırsatını bulduğunda, üstelik de medyanın bu yöndeki tuzağını b(m)al gibi gördüğü ve bildiği halde, Kılıçdaroğlu’nu kastederek, “başkanla görüşmüyor oluşumuzda benden yana bir sıkıntı yok” yollu açıklamalarıyla, sıradan yurttaş da bile “acaba bütün bunları kasıtlı mı yapıyor?” izlenimi uyandırmış ve yeni bir umutla çıkılan ve de üzerinden henüz pek kimsenin geçmediği, ilk defa yürünecek bir yolun daha başlangıcını tıkamakta herhangi bir sakınca görmemiştir. Görmemiştir, çünkü kendisini “endekslediği” tek hedef, bütün bir politik geçmişini de kapsayan ve başka hiçbir hedefe yer bırakmayan CHP genel başkanlık koltuğudur. O koltuğa giden yolda, her şey ama her şey, kendisi açısından mübahtır.

Kısacası, politik yaşama adımını attığı günden bu yana geçen yaklaşık 50 yıllık çok uzun bir süreçte, , toplam 2.5 – 3 yılı bulan hükümet etme görevi dışında başkaca herhangi bir “politik başarısı” ya da “arka plan”ı bulunmayan bu “şahıs”, bütün bir politik yaşamının tek ve biricik hedefi olduğuna artık herkesi inandırdığı ve de ikna ettiği CHP genel başkanlığı için, hiç kuşkusuz bundan sonra da o sözünü ettiğimiz “her şey mübah” tavrını sürdürecektir. Böyle bir devamlılık, her şey bir yana, ülke içerisindeki bütün “gerici işbirlikçilere” karşı verilmekte olan mücadelenin bugün için en önemli, en örgütlü ve en büyük mevziisi olan CHP’nin doğrudan zarar göreceği bir devamlılıktır. 2011 seçimlerine kısa bir süre kala, CHP’nin böyle bir “yük” ve “risk”le devam etmesi aptalcadır.

Bir başka yazının konusu yapmayı düşündüğüm, -seçim nedeniyle- sosyalistlerin bile bir zorunluluk olarak CHP’de toplanmalarının gerekliliğinin önümüzde durduğu mevcut koşullarda CHP için, bu açıdan bakıldığında yapılacak en önemli işlerden bir tanesi ve belki de en başta geleni, bu partinin, hem de en kısa zamanda “fiilen” Deniz Baykal’dan kurtulması olmalıdır. Deniz Baykal ve onunla birlikte hareket eden her unsur, en kısa zamanda CHP’den “gönderilmelidir!”.

Bu yönde atılacak her adım, CHP’ye “yeni oylar” olarak geri dönecektir. Bundan en ufak bir kuşkum yoktur.

Hayri GÜNEL
iletisim@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

böyle anlayış olur mu!

görüşde mi belirtmeyecek adam! bu ne faşi,zan bir bakış açısıdr!

deniz baykal ister beğenirsiniz ister beğenmezsiniz türkiyenin konusunda en bilgi sahibi, en duruş sahibi, devlet bilincinde olan adamlarından biridir. hiç düşünmenizmi ab neden sevmez diye... hiç düşünmediniz mi sermaye medyası neden alaka duymaz diye..

ha bende değişmesi lüzumunu söyledim. ama bu adamı çöpe atar gibi göndermekte hiç doğru değil sn. günel.

partiye deniz baykaldan ziyade önder sav zarar vermektedir. kılıçdaroğlunu elüstünde tutacağım diye ne demek 'gönderilmelidir'? böyle bir anlayış olur mu? bu ne kumpasçı, baskıcı bir zihniyetin tezahürüdür?

gaza gelip yazı yazmaktan çok bilimsel/felsefi/teorik vs. temellere dayandırmak hayrınıza olur beyefendi..

syg...

Bari götürün de bir duvar dibinde kurşuna dizin adamı.

Sayın Hayri Günel, böylesi peşinen yargılara varmanızı hangi öngörülerinizle izah edebilirsiniz ki? İşte bir referandum ve görünen bariz kel ortada ayan beyan; yüzde 42. Rüzgar müzgar yok beyefendi; üfürükten teyyare estirildi vantilatörlerce ve işte yüzde 42, üç parti (CHP, MHP, diğeri de neydi o yahu demokrat parti mi yoksa doğru yol mu, işte o) arasında paylaşsın simitten kendilerine düşen bu payı. Bu Adam, yani sizin yerlere vurduğunuz bahsi geçen zat dik duran, ilkeli bir liderdi netice itibariyle; durup dururken elde kalan son ilkeyi de (Türbanı da çözeceğim)sizin umut bellediğiniz zat bir kalemde kurtların önüne attı. Şahsen, geçen süreç içinde Gandi namıyla piyasaya sürülen şahsın sistem dışı tek söylevine rastlamadım; siz rastladıysanız lütfen buraya not ediverin de gözümüzden kaçanlar batsın, çıkarması pahasına; varsa yoksa bir mahalle kavgasını andıran sataşma politikası ve hani benim irecep beyim, seni sandığa gömeceğim! Sonrası sizin yerlere vurduğunuz Bu Adam CHP yi en dipten almış çatışa çatışa, en azından küllerinden var ederek yüzde 23'lere kadar taşımıştır; saygıyı fazlasıyla hakkettiği gibi, konuşmaya ve eleştirmeye de hakkı var. Sorgulanmayacak hayatta Yaradan'dan başka ne var Sayın Hayri Günel; bu tabu, bu kayıtsız şartsız tabi olma, riayet etme düşüncesi, saplantısı niye? Din midir politika da gelişmeler eleştirilmeyecek? CHP son dalganın etkisiyle yörüngesinden çıkmış, her şeyin pahasına iktidar ateşiyle tutuşmuş ve karşıtına dönüşmeye başlamıştır (Türbanın cazibesine kapılmayan kalmadı; kamu alanında bikini giyme hakkını da yakında birileri talep edecektir eminim) ve taviz vere vere oldu ya diyelim (orijinali varken marka meraklısı bol bu ülkede zor satar çakması) iktidara geldi; gelen sadece CHP'nin üç harfi ve flaması olur, ilkeleri değil. Sizin hakaretlere boğduğunuz Bu Adam günahıyla sevabıyla saygıyı hak ediyor açıkçası çünkü çok emek verdi, sizin yaptığınız gibi aşağılanmayı değil. Özrünüzü beyan edene kadar sizi kınıyorum; politika ne dindir, ne de liderler peygamber, eleştirilecekse hepsini eleştireceksin; yoksa kendilerini dev aynasında görmeye başlarlar liderliğin doğurduğu yalnızlıkla. Yazdığınız her şeye rağmen yine de size saygılarımla.

Türksan Gündoğdu.

TÜRKSAN ADLI YORUMCUYA YANIT

SEN EN AZINDAN YUKARIDA "KİMLİĞİ DOĞRULANAMADIĞI" BELİRTİLEN VATANDAŞ GİBİ "hayrınıza olur beyefendi" ŞEKLİNDEKİ İFADELERLE "TEHDİTVARİ" BİR HATTA DURMUYOR GİBİSİN Kİ BUNU SEVDİM....... DE, ÖTE YANDAN, BU YAZIMDA HİÇ KILIÇDAROĞLU DEMEDİM Kİ...YA DA BİR KIYASLAMA FALAN YAPMADIM, YAZI ÖYLE BİR YAZI DEĞİL ÇÜNKÜ...BEN YALNIZCA BİR BAYKAL ELEŞTİRİSİ YAPTIM. ANLAMADIĞIM BİRŞEY VAR, NİYE ÜSTÜNE ALINDIN Kİ SEN ŞİMDİ? BUNU YAPMAK YERİNE KEŞKE YAZIYI BİR KERE DAHA OKUSAYDIN...OLMADI MI? BİR KERE DAHA...BİR KERE DAHA...AYIP DEĞİL Kİ BU...NE ZAMAN ANLADIN, O ZAMAN BIRAKIRDIN OKUMALARI...KEŞKE BÖYLE YAPSAYDIN...İSTERSEN BU CEVABI OKUDUKTAN SONRA HEMEN BAŞLA, NE DERSİN...? YOLUN EPEY UZUN ÇÜNKÜ...KOLAY GELSİN...!!!!

Baykal+CHP

Baykal'ı göndermek yerine kullanmak CHP için daha hayırlı bir iş olur.Kullanmak dememden kasıt yararlanmak.Zaten Sayın Baykal'ın yakın hedefi Sav'ın tasfiye edip Kılıçdaroğlunun partide elini güçlendirmektir.Takviye edilmiş yeni bir ekiple CHP yeni bir rüzgar yakalayabilir ancak.Yine de bu rüzgarın kalıcı olması ulusalcı söylemin bitirilip sosyal-demokrasiye geri dönmektir.Bu sayede AKP'nin argümanları da elinden alınabilir.
Kılıçdaroğlu-Gürsel ekibi ve zihniyeti bir ekiple takviye edilirse bu iş olur.
Baykal'ın sonraki planına bakılırsa o Sarıgül'ün arkasındaki H.Özkanla flöörtü tercih edecektir.Ama O güne kadar Baykal'la kantrollü ittifak yararlı olur kanaatindeyim.
Son olarak,Sayın H.Göksel'e bir yanıt.Demiş ki Düşündünüzmü AB ve SErmaye neden sevmiyor Baykal'ı diye.Sayın Göksel biraz da Halk niye sevmiyor..bi de bunu düşünse derim.

Kendinizi köşeye sıkıştırmayın.

Aşağıdaki satır sizin yazınızdan bir kesittir:

Kılıçdaroğlu’nu kastederek, “başkanla görüşmüyor oluşumuzda benden yana bir sıkıntı yok” yollu açıklamalarıyla, sıradan yurttaş da bile “acaba bütün bunları kasıtlı mı yapıyor?” izlenimi uyandırmış ve yeni bir umutla çıkılan ve de üzerinden henüz pek kimsenin geçmediği, ilk defa yürünecek bir yolun daha başlangıcını tıkamakta herhangi bir sakınca görmemiştir.

Burada da son cevap mesajınız var:

SEN EN AZINDAN YUKARIDA "KİMLİĞİ DOĞRULANAMADIĞI" BELİRTİLEN VATANDAŞ GİBİ "hayrınıza olur beyefendi" ŞEKLİNDEKİ İFADELERLE "TEHDİTVARİ" BİR HATTA DURMUYOR GİBİSİN Kİ BUNU SEVDİM....... DE, ÖTE YANDAN, BU YAZIMDA HİÇ KILIÇDAROĞLU DEMEDİM Kİ...YA DA BİR KIYASLAMA FALAN YAPMADIM, YAZI ÖYLE BİR YAZI DEĞİL ÇÜNKÜ...BEN YALNIZCA BİR BAYKAL ELEŞTİRİSİ YAPTIM. ANLAMADIĞIM BİRŞEY VAR, NİYE ÜSTÜNE ALINDIN Kİ SEN ŞİMDİ? BUNU YAPMAK YERİNE KEŞKE YAZIYI BİR KERE DAHA OKUSAYDIN...OLMADI MI? BİR KERE DAHA...BİR KERE DAHA...AYIP DEĞİL Kİ BU...NE ZAMAN ANLADIN, O ZAMAN BIRAKIRDIN OKUMALARI...KEŞKE BÖYLE YAPSAYDIN...İSTERSEN BU CEVABI OKUDUKTAN SONRA HEMEN BAŞLA, NE DERSİN...? YOLUN EPEY UZUN ÇÜNKÜ...KOLAY GELSİN...!!!!

Ve şimdi gelelim şahsımın şimdi size verdiği cevaba: Lütfen, bu kadarına gerek yok, kıpırdadıkça batıyor olduğunuzu söylemek beni ne kadar üzse de maalesef diyorum.

Not: Dolaylı gönderme dahi olabilseydi, böylesi bir eleştiri getirmezdim, sizin ki çok açık bir saldırıdır. Samimiyetimle söylüyorum, provakatör değilsiniz, ama yazınız CHP ye katkı değil, eksi getirir. İnsanlar hata yapabilir ve hatalar bedeli ödenen deneyimler kazandırır; özür dilemek ve hatayı kabul etmek insanı yüceltir, küçültmez.

Demişsiniz ki: YOLUN EPEY UZUN ÇÜNKÜ...KOLAY GELSİN...!!!

Ve cevabım: Benim yolum uzun olabilir ve ne mutlu hiç yürümeye mecali olmayanlara ve yerinde sayanlara göre. Ve şahsıma öngördüğünüz uzun yol için de ayrıca teşekkürlerimi size bir borç bilirim, TEŞEKKÜRLER...:))))

Türksan Gündoğdu...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.