Hep İktidarda Kalacaklarını Sanırlar...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
NURİ BABA
Yazının Yazıldığı Tarih: 
01.11.2011

Son günlerde gözlerimiz kan çanağına döndü...Neye yanacağımıza, neye ağlayacağımıza, neye kahredeceğimize şaşırdık... Dış basın son aşağılık ve kahpece yapılan saldırıda şehit olanları 157 olarak açıkladı...Resmi olmayan kaynaklar ise bu sayının 83 olduğunu söyledi...Resmi kaynaklar ise hala 24 şehitte ısrarlılar..Bırakalım bu sayıları...Biz Başbakan değiliz ki "Kelle" sayalım...

Biz,İsrail gibi küçük bir devletçik de değiliz...Onlar,bir askerleri için bin küsur esiri bırakırlar ama biz büyük devlet olduğumuzdan, gencecik Anadolu delikanlılarını kahpece kurşunlayanlarla müzakere masasına otururuz...

Dünyada hiçbir devlet, hiçbir terör örgütüyle masaya oturmaz. Zira, terör örgütü, ciddi bir devletin muhatabı değildir. Yapılacak işlem bellidir. Sadece bu örgütü yoketmek...Gerisi laf kalabalığıdır. Ancak,bizim devletimizin ileri gelenleri,laf kalabalığı yapmıyorlar; somut sorular sorup,somut yanıtlar bekliyorlar...

Devlet görevlilerimiz diyor ki; "Bizden daha ne istiyorsunuz? Ne dediyseniz yaptık.Habur´da çadır mahkemeleri kurup 88 yıllık Cumhuriyetin Adalet sistemini iğdiş ederek, dünya aleme maskara olduk. Sizinle savaşan tüm komutanları cezaevlerine Ergenekon, Balyoz, Darbe yalanlarıyla doldurduk. Sizlerin külliyen imha edileceğinizi anladığımızda, sınır dışı operasyon kararını 1,5 ay sümen altında bekletip imzalamadık. İmzaladığımızda da zaten kış bastırmıştı ve ikimizin büyük patronu (Bu kadar oyun yeter) dedi ve geri çekildik. Daha bizden ne istiyorsunuz? Biz sadece sizlerden, seçim arefelerinde eylem yapmayı kesin dedik. Oylarımız düşmesin dedik. Daha sonra ne yaparsanız yaparsınız."

Bu görüşmeler neden yapılıyor? Herkes görevini bilsin ve ortak amaç etrafında gereği yapılsın diye. Ortak amaç ne? "Kürdistan"mı ? Elbette hayır. "Kürdistan" talebi sadece bir maske. Akp nin Başbakanı "Ben BOP´un Eşbaşkanıyım" demedi mi ? Dedi! Öyleyse ortak amaç, 22 İslam ülkesinin 53 parçaya bölünmesini ve "Böl Yönet" politikasının hayata geçmesini sağlayacak olan bir operasyon...

Buna biz "Büyük İsrail Projesi" de diyebiliriz ama ha Ali Veli, ha Veli Ali olduğundan sözcükler bizi yanıltmamalıdır. İslam ülkelerinin bölünmesi işlemleri, yine kendini müslüman sayan yöneticiler tarafından destek verilerek yürütülmektedir. Bunun en somut örneklerini Irak,Tunus,Libya,Mısır,Yemen ve Suriye´de yaşayanlar, dinciliğin ne melanet bir şey olduğunu anlamamakta hala ısrar ediyorlar ki, Libya´da şeriat yasalarının geçerli olacağı ilan edildiğinde ve erkeklerin dört kadın alabilecekleri vurgulandığında, buna en çok sevinenlerin de kadınlar olması, biat kültürünün geldiği noktayı göstermesi bakımından oldukça anlamlıdır...

Şehitlerimiz hakkında hamasi nutuklar çekmek yerine, neden şehit olduklarını irdelemek daha yararlıdır. İşte gencecik delikanlılarımızın toprağa düşmelerinin temel nedeni, ABD nin yüz yıllık rüyası olan Ortadoğu´yu dikensiz gül bahçesine döndürme planının sonucudur.

Bölününce ne olacak? Olacak bir şey yok.! Sadece Emperyalizm, Ortadoğu´nun, madenlerine, petrollerine ve tüm enerji kaynaklarına el koyacak...Peki,karşılığında bu ülkelere ne verecek ? Libya´ya ne verdi ise onu! Bir erkeğe dört kadın! Daha ne yapsın adamcağızlar.

Burada kafamıza takılan bir konuyu da aydınlatmak gerekmektedir...Diktatörlükleri yıkarak "Demokrasi" getireceklerini söyleyenler, neden demokrasi yerine din ağırlıklı bir yönetimi işbaşına getiriyorlar. Nedeni çok basit. Neden getirdiklerini, ülkemizin yönetimine bakarak daha iyi anlayabiliriz.

Dincilerin vatan sevgisi olmaz. Dincilerin inancı da olmaz. Dinciler, kendi çıkarları için inandıklarını söyledikleri dinlerini bile pazarlarlar. Bu anlamda, Haçlı-Batı, dincileri, kendi dindaşları sayılan halklara saldırmaları için, kendi çıkarlarını vurgunlarını gözetmelerine izin vererek ikirciklenmeden kullanabilirler...İlk kararları dört kadın alma olan dincileri, emperyalizm koyun sürüsü gibi güdebilir ve güdecektir...Aksi halde bu kadar zahmetin bir anlamı kalmazdı değil mi ?

İşin en acı tarafı, birilerinin hala ülkemizin üzerine kapkara çarşafların örtülmeye çalışılmasını ıskalayarak,padişahın eteklerine yapışmalarıdır...Padişahın eteklerine yapışmak dediğime bakmayın.Padişaha dokunmanın bile ibadet sayıldığı bir yerde, eteklerine kim yapışabilir ki...

Ama bizler..Ama 88 yıllık Cumhuriyetimize, canıyla kanıyla yüreğiyle sahip çıkan bizler... Sabanın sapına öyle bir yapışacağız ki, Akdeniz´e mi dökülürler, Arap çöllerine mi, onu da artık o günün koşulları belirleyecektir!

Nuri BABA

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.