İktidar Savaşında Çok Boyutluluk

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Başlığı bu şekilde koymuş olmam düşüncelerimdeki ikilikten değil, ortaya çıkan olayın gerçek anlamda iki biçimde adlandırılabilmesinden kaynaklanıyor. Bir ulus-devlette sıkça meydana gelmeyen bir durumla karşı karşıyayız. Ulus-devletin dinamikleri ile ona yeni bir şekil vermeye çalışanlar arasındaki mücadeleye ise yalnızca tek boyutlu bir iç iktidar mücadelesi olarak bakmak varacağımız sonuçların sakat doğmasına neden olur.

İç ve dış iktidar mücadelesi bugünlerde daha anlaşılır şekilde yerini almaktadır. Meseleye Murat Belge'nin dediği gibi tek durum ve olay üzerinden değil bütün olarak bakmak gerekir. Erzincan'da yaşanan savcı krizi de bu bütünün sonucudur. Türkiye'de Ergenekon davası başladığından bu yana mesele son derece içselleşti. Dışarıya bakılmadı. Evet, bazı konularda meselelere yerel ve içsel bakılması gerektiğini kabul edenlerdenim; ancak burada Türkiye'nin bölgedeki ve dünyanın geleceğiyle ilgili dikkate şayan rolünü hesaba katmadan yapılan yorumlar düşüncelerimizi ve vardığımız sonuçları eksik ve sakat bırakacaktır.

Ergenekon davası kapsamında içeriye alınmış generallerin ve aydınların çoğunun “Avrasyacı” olduğunu bilmek yazımızda bir yol açıcıdır. Tuncer Kılınç, Hurşit Tolon, Şener Eruygur misli isimler AB ve ABD karşıtlığı ile bilinen isimler. Bugün ABD'yi zora sokan Irak savaşında kuzey cephesinin açılma kararının parlamentomuzca reddedildiği dönemde bu paşalar ve emrinde bulunanlar ABD'ye destek vermemiştir ve daha da önem teşkil eden kısmı bu paşaların Rusya, Çin ve Hindistan gibi yeni müttefik arama çabalarıdır. Wolfowitz misli ABD'li şahinler bu duruma çok içerlemiş ve kızmıştır. Büyük Ortadoğu Projesi’ne muhalif Türk ordusunun bu isimlerini veya diğer muhalif isimleri AKP hükümetiyle ve cemaatle işbirliği yaparak içeri aldırmış, susturmuş, yıldırmıştır.

Bugün, ABD'nin ve Batı dünyasının Türkiye'ye her zamankinden fazla ihtiyacı vardır. Türkiye'nin enerji koridorlarına yakınlığı, Kafkaslara, Balkanlara, Ortadoğu’ya hâkim olan bakışı iştahlarını kabartmaktadır. Bu 2001 yılında Ecevit'in nasıl düşürüldüğünü izlemiştik, o hareketli günlerin aynısını bugünlerde Erzincan'da izlemekteyiz. Cumhuriyet halkımıza ne getirdi, psikolojik savıyla hareket edip halkımızı can damarından vurmak istemektedirler. Halbuki unutulmamalı ki cumhuriyet bir süreçtir ve iyiye gidecektir; ancak AKP'nin ve dolayısıyla arkasındaki destekçilerinin istediği cumhuriyeti görmezlikten gelip ABD'nin Ortadoğu’daki çıkarlarının bekçisi olacak daha bağımlı bir rejimdir. İnsanlarımızı cemaat ile aynılaştırmak ve elindekine şükür et ve sus deme amacını güden bu proje ABD'nin gözünde en uygulanabilir projedir. Türkiye, ABD tarafından böyle çevrelenecektir.

Sonuç olarak, bir savaşın ortasındayız. Siz isteseniz de istemeseniz de bu savaş olacaktır. Savaşta bir taraf olarak yer almanız onurlu bir yaşam mücadelesidir. İçi boş kelimelere inanmayıp aklımızı kullanarak yaşananlara çok boyutlu bakabilmek bizleri zafere götürebilir.

 

iletisim@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

o değil de HSYK savcısını

o değil de HSYK savcısını koruyor, her türlü savunmasını yapıyor.
vatan gazetesi internet yayın yönetmenini nasıl savunuyor, görüyoruz.
bir ordunun mu başı kel arkadaş!

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.