Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Basın Özgürdür (!)
- "Utanıyorum!"
- Yüksek bilinç(!)
- Padişahın Fermanı!
- Pes !
- Bu Sorulara Cevap Arıyorum
- Bir Tarih Kitabı
- Şen Ola Sandık, Şen Kıla
- Toplum, Tepkisiz Olmaya Görsün
- Ba(*)baya Mektup
- Referandumdan AKP’ye Güven Teyidi!
- HES ler kimleri besler?
- Yeri Doldurulamayanlar
- O Dediğin Şey Bayrak Değil, Trafik Işığı!
- Benim Demokrasim, Senin Demokrasin, Onun Demokrasisi
Koltuktaki Müslüman ve Hedef Kitlesi
Bu ülkede milletin hassas noktaları nelerdir?
Bir tanesi ''Din'' sonra bağlantılı olarak ''Namus'' gelir, ardından ''Ahlak'' ta bir takım dinci çevreler tarafından toplumsal ahlaka dönüştürülmesinin sonucu temeli yine din'e dayanmaktadır. Geçim derdini veya okuma çabasını dürüstçe sürdürdüğünüzde toplum içinde alnınız ak olarak kalır. Ama geçim sıkıntısından, öğrenciliğin maddi yükünden kurtulamazsınız. ''Dürüstlük'' ise özellikle siyasette çok zor bulunan bir değerimizdir.
Zaten dürüst ve temiz olsanız kirli ve şaibeli siyasete soyunmazsınız ve bazı düşman odaklar tarafından zengin edilerek desteklenmezsiniz!
'' Minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, camiler kışlamız müminler askerimiz olacak !'' şeklindeki tehlikeli sözlerinizden dolayı hapis yatmanız, dini siyasete alet etmenizde, laik düzeni yıkma savaşınızda ve Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Anayasasını yerle bir etme yolunda sicilinizi altın gibi parlatacaktır hedef kitlenizin gözünde !
Patlamak üzere olan bir su tankını örnek aldığımızda, su kaçıran yerlerini tıkamaya, baskı uygulamaya çalışırsınız.
Ancak bir kaç yeri kapatırken, başka yerlerden çılgınca ve asice fışkırmaktadır.
İyi bilirsiniz ki içindeki basıncın patlaması durumunda sizi yöneten ve şekillendiren Siyonizm bile sizi korumayacaktır. Bu yüzdendir ki her yere adamlarınızı gönderir, herkesi dinler, baskı altına alır ve bütün Atatürkçü düşünenleri hatta kurumları çıldırmışçasına yok etmeye çalışırsınız.
Bir mahalle muhtarının ya da belediye başkanının açılışını yapması başarı sayılabilecek, üst geçit, park, kavşak veya halk eğitim merkezi gibi yerleri toplu açılış adı altında gösterişle tanıtırken, tüm masrafları babanızın cebinden çıkar gibi rahatlıkla halkın vergileriyle karşılar ve bedava seçim turları yaparsınız. Ama fabrikalar açmaya gerek bile görmezsiniz.
Tam tersine devletin köklü kurumlarını, fabrikalarını, taşınmaz mallarını yabancılara yok fiyatına ''Babalar gibi '' satarken, bunu da ''Hatip'' yeteneğinizle hedef kitlenize ''Ülkeye sıcak para girdi '' şeklinde anlatarak, karizmanıza hayran bıraktırırsınız!
Ülke vatandaşlarının farklı inanışlarını ise ciddiye almaz, gelen insanca istekleri sadece seçim zamanlarında dile getirir, sonrada umursamamaya devam edersiniz. Çünkü hedef kitlenizin ve sizin gözünüzde azınlık olarak görülmekle kalmayıp neredeyse hor görülürler.
Sonuçta her yaptığınız, ülkede ele geçirmediğiniz birkaç TV kanalı ve bir iki gazete dışında, yerlere göklere sığdırılamayacaktır. Çünkü siz Müslüman bir hatipsinizdir.
Ayrıca eyalet sistemine geçildiğinde, parçası ve eşbaşkanı olduğunuz Büyük Orta Doğu Projesi’nin haritası dâhilinde kalacak eyaletlere sağlanacak paralardan asla ve asla bahsetmezsiniz.
Bu sağlanacak paralar babanızın cebinden çıktığı için, dile bile getirmezsiniz.
Özellikle açılış törenlerinde okuduğunuz şiirler, gönül tellerimizi titretmektedir. Hele ki 1990'lı yılların o manidar kamyoncu edebiyatından alıntı yaptığınız '' Nazar etme ne olur, çalış seninde olur! '' dizeleri sizi eleştiren muhalefeti aklınızla köşeye sıkıştırmaktadır.
Yorumlar
Yeni yorum gönder