Kuvvetler Ayrılığı Üzerine

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
İzzet Kütükoğlu
Yazının Yazıldığı Tarih: 
19-12-2012

Başbakanımız kuvvetler ayrılığından yakınıyor. Böylece "kuvvetler ayrılığı" gündemin konusu haline gelmiştir. Madem gündemin konusu kuvvetler ayrılığı o halde bizde vatandaş olarak kuvvetler ayrılığı konusunda düşündüklerimizi yazalım.

Türkiye cumhuriyeti anayasalarında kuvvetler ayrılığından bahsedilir. Lakin bunun biliçsizce anayasalarımıza yazılmış olduğu, anayasalarımızı yazanların kuvvetler ayrılığı konusunda tam bir cehalet içerisinde oldukları açıktır. Anayasalarımızı yapanlar bir yerlerden "Kuvvetler ayrılığı demokrasinin olmazsa olmazı" falan diye bir yerlerden duymuş veya okumuş madem bu kadar möhimdir. öyle ise anaysamıza yazalım diyerek yazılmıştır. Bu ülkede kuvvetler ayrılığının ne olduğunu ne anayaslarımızı yapanlar nede bir başkası ciddi olarak düşünmüş değildir!  Arada, başkanlık sistemini savunanlar kuvvetler ayrılığı derler ama, onlarınki de biliçli bir savunma değildir.

Bu konuda en yetkin fikir sahibi; Korkut Özal'dır. Bu zatın başka yönleri beni ilgilendirmez. Seversiniz, sevmeyebilirsiniz. Bu konuda en doğru tesbitlerde bulunan bir şahsiyettir.

Korkut Özal, Tayyip Erdoğan'la hiç bir konuda görüş ayrılığına düşmesede bu konuda tamamen zıt düşünen bir şahsiyettir. Korkut Özal bu konuda Turgut Özalla bile zıt düşünmüş bu konuda ağabeyini bile tenkit etmiş bir adamdır.

Gerçek şudur ki, "Kuvvetler ayrılı" Bu ülkede bir bilinmeyendir. Türkiye bu konuda tam anlamıyla cahildir. Ve anayasamızda  kuvvetler ayrılığı ifadeside cehaletle yer edinmiştir. Her halde konuyla ilgili maddeleri yazanlar, bir yerlerden okumuş veya duymuş olmalılar ki, madem bu kadar önemli öyleyse yazıverelim hafifliğinde anayasamızda kuvvetler ayrılığı ile ilgili maddeler yazılmıştır.

Bunu neye dayanarak yazıyorum?

Bir anayasa düşünün ki, bu anayasada kuvvetler ayrılığından bahsedilecek, aynı anayasada yasamadan bir hükumet kurulması düşünülecek, ve bu anayasaya göre hükumetin yürütme olduğundan bahsedilecek. Oy anam oy! oy ki, ne oy!

Bu nasıl akıl tutulması? bu ne cehalet?

Hükumet, yasama yetkisi kullanan millet vekillerinden, yasamanın büyük partisinin lideri tarafından kuruluyor,  Eğer senin anayasan bu hükumete yürütme diyorsa, yasama ile yürütme arasındaki ayrılığın yeri nerersidir. Hükumet hem yasama, hem yürütme! ayır yasama ile yürütmeyi ayırabilirsen. 

Ayrılmasa olmaz mı?

Olmaz! oldurulamaz! 

Olduruverlim... hayır olduramzsınız. Oldurursanız ne mi olur? Bu ülke için şehit olanlara yazık olur, bu ülkeye yazık olur!

Şunu bilhassa anayasa yapanlar bilmelidirler ki; kuvvetler ayrılığını sağlamaktan yoksun bir demokrasi dünyanın en rezil rejimidir! Demokratik bir rejim anayasası yapıyorsunuz. Fakat, anayasanız kuvvetler ayrılığını sağlayacak sistematiklikten yoksun ise, kimse sağdan soldan düşman aramamamalıdır. Böyle bir ülkenin düşmana ihtiyacı yoktur! Düşmanların topla tüfekle ülkeyi işgal etmesine gerek yoktur! 

Bu ülke Kuvvetler ayrılığını sağlayacak bir anayasa yapamama yüzünden elli yılını kaybetmiştir!

Bu memleket kuvvetler ayrılığı olduğu için değil, olmadığı için harabolmuştur!

Bu ülkede kuvvetler ayrılığı hiç bir zaman olmamıştır!

Peki bu durumda başbakanımızın şikayeti sebepsiz mi?

Durum şudur; Bir ülkede kuvvetler ayrılığını sağlayacak sistem kurgusu yok ise, O ülkenin başbakanı, hükumeti sınırsız bir egemenlik elde ederler. Halk onları seçmiş ise, onlara göre halk, ben seni seçtim dilediğin gibi ülkeyi idare edebilirsin demiştir. Onlar halkın kendilerine oy vermesini, öyle yorumluyorlar.

Egemenliklerinin önünde bir engelle karşılaşınca isyan ediyorlar. Ne yani? size hiç kimse dur ne yapıyorsun demeyecek mi? Böyle bir rejim yok tayyip bey! Osmanlı imaparatorluğu bile senin düşündüğün gibi yönetilmemiştir! 

Sonuç olarak bu ülkede kuvvetler ayrılığı yoktur. Başbakanı engelleyende kuvvetler ayrılığı değil, başka bir şeydir. 

Sonuç olarak söylemek istediğim; Bu ülkede kuvvetler ayrılığı hiç bir zaman olmamıştır. Kuvvetler ayrılığını sağlayacak bir anayasa sistemi kurmak mümkündür.

Lakin, kuvvetler ayrılığını anlatabilmek imkansızlık derecesinde zordur.

Kuvvetler ayrılığı, yasamanın diğer kuvvetlere  müdahalesini önlemek için gereklidir. Diğer kuvvetler; yürütme ve yargıdır. 

Yürütme ve yargı, yasamanın sınır dışına çıkmasını önleyecek, Montesgu'nun değimiyle frenleyecektir.

Ülkenin anayasasında hükumetten "yürütme" diye bahsediliyorsa, yasamayı yürütmeye anayasayı yapan  karıştırmış ise böyle bir düzende kuvvetler ayrılığı falan aramak, ummak beyhudedir, boşunadır.

Hem yasama, hem yürütme görevi icra eden bir hükumet, aynı zamanda devletin bütün kurumlarını yapılandıran, aynı zamanda denetleyen bir hükumet.

Başbakan haklı galiba. Hem demokratik bir ülke başbakanlığı, hem padişahlık, hem krallığı yaşıyor. Zahir insan oğlu doyumsuz.  Genede insanın canı yeni bir şeyler çekiyor besbelli!

 

İzzet KÜTÜKOĞLU

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.