Liselere Osmanlı Türkçesi İmamı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Emine SONSUZ
Yazının Yazıldığı Tarih: 
24 Ağustos 2014

Öğrencisini her yıl farklı bir imtihanla deneyerek strese sokan, dağıttığı bozuk tabletler ile “FATİH” olan, son 12 yılda 40 bin imam hatipliyi 721 bine çıkararak imanlı olan, Mili Eğitim Bakanlığımız –sadece adında “Milli” olan- yeni bir uygulama ile lahana-perhiz ilişkisini bizlere yeniden sorgulatmış oldu..

4+4+4’ün yürümeyen eğitim sitemine gelenekçi bir sıva geliyor…

Liselerde Osmanlı Türkçesi eğitimi verilecek!

Osmanlıca eğitiminin varlığını tartışmak bir yana bu uygulamanın vahim olan tarafı, eğitimi ilahiyat mezunu din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri verecek olması.

Üstelik Osmanlı Türkçesi dersi verecek öğretmen açığı da var.

Daha bitmedi.

Bu eğitimi verebilecek öğretmen ihtiyacı için ilgili(!) bakanlığın sayın yetkilileri “Hayrat Vakfı”  ile sözleşme imzaladı.

Osmanlıcasını bilemem ama bu işin Türkçesi, imamların hoca olacağı pratikte bütünleşmiş modern medrese eğitiminin temelleri atılıyor.

Bakanlığımıza göre, Türkoloji uzmanları ve tarihçiler bu konu da yetersiz!

Bilgi ve tecrübesiyle ilahiyat mezunları ve hayrat vakfının yetiştirdiği sertifikalı müritler bu işi en iyi yapacak kimseler.

Kati surette bu durumun mantık ve bilim ile alakası yoktur!

Aksi olsaydı bu görev yetkili alanında uzman kimselere teslim edilirdi. Bakanlığın hedefi,  lisede alınacak olan Osmanlı Türkçesi eğitimi ile arşivlerdeki belgelerin, babadan kalma tapu senetlerinin vs. anlaşılmasını sağlamakmış…

Osmanlı Türkçesi öyle bir dönemlik eğitim ile kavranacak bir ders olsaydı 7 asır dillerde yaşamaz etrafında baki’ler fuzuliler yetişmezdi.

Yani genç nesil öğrenemeyecekleri Osmanlı Türkçesi ile hali hazırda capcanlı yaşayan Türk dilinin katli aşamasına farkında olmadan yaralar alacaktır.

Bu işte bilinçsizce görev alacak olan ilahiyat mezunu eğitimciler ellerine yüzlerine bulaştırıp belki de Osmanlı Türkçesine dolayısıyla Osmanlı kültürüne sevgisiz yetişen bir nesil yetiştirecek.

Bu uygulama köklerimizi yeşertmek maksadı adı altında bir dilin katli yolunda yanlış adımların atılmasının sebebi olacaktır. Ki bu durum eğitim de gelinen bir nokta değil dönülmek istenen bir vaziyetin tavrıdır.

İlahiyat mezunu din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni ve hayrat vakfının yetiştirdiği kimseler bu görevi hakkıyla yerine getiremeyecektir. Çünkü aldıkları eğitim Osmanlı Türkçesini tüm mahiyetiyle kapsamamaktadır.

Tartışmaya dahi kapalı olan bu yanlış uygulama ile sistem yapacağı işi karma karışık hale getirecek, çıkmaza sokacaktır.

 

Bu konuya ilişkin değerli görüşlerini merak ettiğim, Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı ana bilim dalı öğretim üyesi sayın Doç. Dr. Özkan Öztekten’in  görüş ve tespitlerine eğilmekte şüphesiz büyük  fayda var;

‘’Her şeyden önce Osmanlı Türkçesi adlı bir dersin ilk ve ortaöğretim okullarının öğretim planlarında olup olmamasının veya hangi düzeyde öğretileceğinin tartışılması gerekirdi. Tartışıldıysa da pek duyulmadı.

Bu dersle yalnızca alfabe öğretme amaçlanıyorsa, 1928’den beri sürüp gelen “geçmiş kültürü yeni nesillerin izleyemediği” iddiasına karşı herhangi bir önlem alınmamış demektir. Çünkü alfabe öğretilse bile Osmanlı Türkçesinin söz varlığı, ilk ya da ortaöğretim düzeyinde asla öğretilemez. Söz varlığı, yani sözcükleriyle tamlamaları öğretilemedikçe de yeni nesillerin geçmiş kültüre “bigâne”liği devam edecektir.

Dünyanın her ülkesinde bir dil dersi, aynı zamanda o dilin ait olduğu kültürü de öğretir ve bu da doğaldır. İspanyolca öğretirken İspanya’yı, Cervantes’i ya da İngilizce öğretirken Thames nehrini, BigBang kulesini mutlaka öğretir öğretici. Dili öğretirken seçilen metinler genellikle bu bilgileri de içeren metinler olur. Osmanlı Türkçesini öğretirken de Osmanlıların kültürü öğretilecektir elbette. Bunun için de o kültürü yansıtan metinler seçilmeli ve o kültüre hayranlık duyması şart olmadan, en önemlisi de diziler ya da tarihi romanlardan değil de bizzat orijinal kaynaklardan Osmanlı kültürünü öğrenmiş öğreticiler görev alabilirler. Bu özellikler ise ancak Türk Dili ve Edebiyatı ya da Tarih lisans öğrenimi görmüş öğretmenlerde bulunmaktadır.

İslam teolojisi veya yaygın adıyla ilahiyat formasyonuna sahip bir öğreticinin alfabeyi öğretmek dışında bir şey başaramayacağı kesindir. Bunu ne ölçüde başaracağı ise şüphelidir. Zira yıllardır, bizim bölümümüzdeki Osmanlıca dersini başaramayan öğrencilerimiz, İlahiyat Fakültesi mezunları ya da araştırma görevlilerinden özel dersler almaya yeltendilerse de yine de başarılı olamamışlar ve hem zamanlarını hem de paralarını israf etmişlerdir. Çünkü o fakültelerde Osmanlıca öğretimi amaçlanmamaktadır.

O halde, Şubat 2014’te açıklanan “Öğretmenlik Alanları, Atama ve Ders Okutma Esasları”nda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin yanı sıra, açıkça Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı ve Türkçe öğretmenlerinin de Osmanlı Türkçesi dersine atanabilecekleri belirlenmişken, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı okullarında, uzmanlık alanları ihmal ve andığım “Esaslar” da ihlal edilerek sadece Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin bu derse atanabilmesinin başka “maksad”ı olabileceği akla gelmektedir.

 

Anlaşılan odur ki Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı ve Türkçe öğretmenlerinin bu “maksad”a ya da “maksud”a uygun metinler seçebileceğine yahut yine bu “maksad”a ya da “maksud”a uygun kültürü verebileceklerine olan güven ya eksik ya da “na-mevcûd”dur.

 

Sayın hocamız durumu tüm yönleri ile irdeleyip şüphesiz ki durumu en doğru şekilde izah etmektedir.

Bu uygunsuz uygulamaya karşı alınan tavır pozitif ve sosyal bilimleri; bir ideoloji gölgesi olmadan gelişime açık hale getirmektir.

Sayın hocamız Doç. Dr. Özkan Öztekten’in de vurguladığı gibi bu görev ancak gerçek uzmanların ışığında doğru bir amaca hizmet edecektir.

Aksi takdirde ortada dini ve vicdani duyguların etkisi ile yaratılmak istenen bir eğitim öğretim yelpazesi oluşmaktadır.

İşin aslı burada yöneticilerin maksadı uğruna her yolu mubah görüp yürüklüğe koydukları kararlar ile vaziyeti daha karmaşık hale getirecekleri ortadadır.

 

Emine SONSUZ

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.