MHP'nin Açmazları

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

MHP ilginç bir parti...
 
İlginçliği şuralardan kaynaklanıyor:
 
1. Kendisini "Türk Milliyetçisi" olarak lanse ediyor... İyi güzel etsin de peki nedir milliyetçilik? Fransız İhtilali sonrası ortaya çıkan bu düşünce akımı, en başta "ümmetten" değil; "milletten" yana... Yani "din" kökenli değil... Fransız milliyetçilerin devrim esnasında yaptıkları ilk iş, kilisenin baskılarına karşı çıkmak olmuştur... Devrim başarılınca kiliseleri yakan ve din adamlarını giyotine yollayanlar da Fransız milliyetçileridir... Yani milliyetçilik özünde baskıcı dine ve "ümmetçiliğe" karşı bir düşünce akımı... Yani özünde laik... Anlaştık mı burada...
 
Peki ya MHP? MHP'nin var mı böylesi bir milliyetçi çizgisi?

 


Asla yok ve asla olmadı... O, “Türk milliyetçiliği" savunusu yaparken bir yandan da "ümmetçiliğe" bulaştı... Yani "milliyetçi" duruşunu netleştiremedi...

Bir parti hem "milliyetçi" hem "ümmetçi" olamazdı; ama MHP bu yolu denedi... Bir yanda milliyetçilik yani "laiklik" bir yanda "ümmetçilik" nasıl olacaktı?
 
Üstelik, az gelişmiş ülkelerde "milliyetçilik" özünde anti-emperyalistti. MHP ise, hiçbir zaman anti-emperyalist bir parti olmadı. Hatta tam tersi, emperyalizmle işbirliği içine girdi. Anti-emperyalist olmayan bir "milliyetçi parti" olur muydu?
 
MHP BU AÇMAZINI HİÇBİR ZAMAN ÇÖZMEDİ…
 
2. MHP, milliyetçi çizgisini İslam Öncesi Türk devletleriyle (Göktürk, Uygur) temellendiriyor. MHP'liler bu nedenle çocuklarına Alp, Alperen, Hakan v.b isimler veriyor; ama bir yandan da İslam’ı savunuyordu... Göktürk ve Uygur kadınları tesettür nedir bilmezlerdi... İslam değildilerdi... Hatta incelendiğinde İslami devletlere göre bu İslam öncesi Türk devletlerinde kadının yeri oldukça önemliydi... Eşleriyle birlikte obanın yönetimine katılıyor, erkekler onlara büyük saygı duyuyordu... (Hatırlatırım, o dönemlerde Araplar, doğan kız çocuklarını canlı canlı gömerlerdi... İslam sonrası, kız çocukları canlı canlı gömmek kalksa da İslam'da kadın hep ikinci sınıftı.)
 
MHP BU AÇMAZINI DA HİÇ BİR ZAMAN ÇÖZEMEDİ...
 
3. MHP bir yandan İslam Öncesi Türk devletlerinin kültürlerine dayanmaya çalışırken, o devletlerin kullandığı dile, yani Türkçeye sırt çeviriyordu... Türkiye'de Türkçeyi korumaya çalışan, Göktürk ve Uygur Türkçesinden yeni sözcükler türeterek, Türkçeyi, Arapça ve diğer yapancı dillere karşı korumaya çalışan ilginçtir, milliyetçilikle hiçbir ilgileri olmayan solculardı... MHP, sözde ardında olduğu İslam öncesi Türk devletleri olan Göktürk ve Uygurların Türkçelerini reddediyor, Arapça savunur duruma düşüyor; Göktürkçe ve Uygurcayı savunmak Türk soluna kalıyordu...
 
MHP BU AÇMAZINI DA HİÇBİR ZAMAN ÇÖZEMEDİ...
 
4. Tüm bu açılardan bakıldığında MHP soğuk savaş döneminin "Komünizm karşıtı" bir parti olarak ABD'nin çok işine yarıyor; 1940 - 1980 arası gelişen ve yükselişte olan Türkiye'deki "sol harekete" karşı ABD'nin silahı oluyordu... Türkiye'de sol -sağ çatışmalarında ilk ölen on kişi solcu, ilk ölen yüz kişinin de 80'i solcuydu... Susurluk MHP kokuyordu... Bir dönem devlet tarafından şunu öldür bunu öldür diye kullanılan MHP'lileri artık devlet reddetmeye başlamıştı... Ergenekon'da MHP kokuyordu... İlk tutuklamalar MHP'nin aslında iç savaşıydı... Devlet Bahçeli partisine "Ergenekon'a karışmayın" demesi boşa değildi...
 
MHP KENDİ İÇİNDEKİ İÇ ÇATIŞMA OLAN ERGENEKON'A KARIŞMAYARAK YIRTMAK İSTİYORDU...
 
MHP'nin imdadına bu konuda AKP yetişti...
 
Sözde M.Kemal’ci ve Atatürkçü bilinen ne kadar kişi varsa Ergenekon soruşturması adı altında gözaltına alınarak, Ergenekon / MHP ilişkisini göz ardı edildi... Egenekon, M. Kemalcilerin işi diye basına lanse edildi... Böylece MHP, AKP'ye verdiği desteğin karşılığını gördü...
 
Bu Ergenekon iddianamesi açıklanınca açık beyan görüldü... 1 Temmuz'da tutuklanan iki orgeneral hem örgütün lideri hem de örgütün öldürülme listesinde adları geçen kişiler oldu...
 
Ergenekon iddianamesi sulandırılarak MHP bu sulandırılmış iddianameden kurtarılmaya çalışıldı...
 
MHP BU AÇMAZINI DA HİÇBİR ZAMAN ÇÖZEMEDİ.
 
5. Mehmet Ali Ağca serbest bırakılınca, MHP lideri kendi parti tabanına "Ağca ve arkadaşlarından uzak durun." diyor; ardından da "Ağca'nın hiçbir zaman partimizle bir ilişkisi olmamıştır." açıklaması yapıyordu.
 
Oysa Mehmet Ali Ağca, daha geçende yayımlanan "32.GÜN" programında, kendisinin bir ülkücü, kendisini cezaevinden kaçıranların dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Çatlı olduğunu, kaçtıktan sonra Çatlı'nın evinde saklandığını söylüyordu. (Dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'dur. Çatlı bu kişinin yardımcısıdır.) Abdullah Çatlı kim? 7 TİP'li (Türkiye İşçi Partisi) genci öldürmekten aranan, Susurluk kazasında ölen, cebinde sürekli devletin "kırmızı pasaportu" nu taşıyan adam. Devlet hem cinayet sanığı diye arıyor; hem de kendisine "kırmızı pasaport" veriyordu bu kişiye...
 
"Derin devlet" ya da "Ergenekon" bu değildi de neydi?
 
MHP, ESKİ ÜLKÜDAŞLARINI REDDETME (AKP gibi gömlek değiştirme) AÇMAZINI DA HİÇBİR ZAMAN ÇÖZEMEDİ...
 
6. MHP'nin tabanı, genel anlamda şehirlerin "lümpen" kitlesine dayanıyordu. Hani köyden kente göçen; ama bir türlü işçileşip sınıf bilinci kazanamayan (sistem biz de tam gelişememiş, şehirleşme 'sanayileşme' eksik kalmıştı) ne şehirli / ne köylü kitlesi. MHP'nin ne yüksek bürokraside, ne de burjuvazi de bir tabanı oluşmuyordu. (Bürokrasi ve kıyı burjuvazisi CHP'nin; Anadolu burjuvazisi de AKP'nin tabanıydı. AKP ayrıca köylüden ve MHP'nin tabanı lümpen kitleden de oy alıyordu. AKP'nin şimdilerde durmadan kendi bürokrasisini yaratma çabası bundandı. Bir başka yazımda anlatacağım bunu.)
 
MHP lideri, kendi tabanına kılık kıyafet talimatları bile veriyordu... "Beyaz çorap giymeyin, bıyıklarınızı kesin, tesbih çekmeyin" vs... Evet, MHP lideri çok uğraşıyordu da buna rağmen bile, MHP'liler halka mafya/silah kaçakçısı/belinde silahı olan kişiler olarak görülüyordu.
 
MHP BU TABAN BULMA AÇMAZINI DA BİR ÇÖZEMEDİ.
 
7. MHP, "Türkçü" olduğunu iddia ediyordu da anti-emperyalist anlayışa sahip eski Türkçülerin adlarını anmaktan vazgeçiyordu. MHP'lilerin aklına Türkçü denince Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl geliyordu. Oysa bu iki şair de Türkçü değil İslamcıydı... Nihal Atsız, neredeydi; Yusuf Akçura neredeydi; İsmail Gasprinski (Gaspıralı) neredeydi, (hani ceditçiler) Halim Sabit Bey neredeydi, hele hele Ziya Gökalp neredeydi? O, oldum olası Kuvvacıydı, Falih Rıfkı neredeydi, Hamdullah Suphi neredeydi? Türkçülük, Almanların dürtmesiyle ırkçı/Turancı; Amerikalıların dürtmesiyle de İslamcı oluyor; eski Türkçülerin anti-emperyalist anlayışı emperyalizm tarafından unutturuluyordu...
Soğuk savaş dönemlerinde (1945-1991) hangi Türkçü'ye sorsanız "Komünistler, dinsiz; Türkistan'ı eziyorlar" dışında başka bir söz bulamazsınız. Peki Sovyet emperyalizmi tamam da, ya ABD emperyalizmi?
 
Türkçüler 1945-1980 arası hep ABD yandaşı oluyordu. (1970 darbesi öncesi "6. Filo Defol" eyleminde solculara, dinciler ve devletin polisi ile birlikte saldırıyorlardı. Türk gençlik solu, ilk şehidini bu saldırıda veriyordu...)
 
MHP BU TÜRKÇÜLÜK AÇMAZINI DA BİR TÜRLÜ ÇÖZEMEDİ...
 
Yanlışsam yanlış deyin hadi...
 
ufuk.kesici@politikadergisi.com

 

Yorumlar

güzel yazı...

türkiye ne yazıkki atatürk dönemi hariç hep kendini koruyabilmek devamlılığını sağlayabilmek için yabancı devletlerin boyunduruğu altında olmak zorunluluğu olduğunu zannetti..bu yüzdendir ki sağ sol çatışmaları tuhaf bir şekil aldı ..aslında biri ulusal milliyetçi-diğeri islamcı milliyetçiydi..tuhaftır ki bu 2 kesimde hep birbirinden ayrılmıştır hatırlayınız damat ferit paşa kendini islamcı milliyetçi olarak tanımlıyordu ve ingilizlerin yanında yer alıyordu ulusalcı milliyetçiler ise böyle bir şeyi kesinlikle reddediyor yedi düvele meydan okuyorlardı..günümüzdede böyle olmadımı islamcı milliyetçiler abd yanında yer aldı ulusalcı milliyetçiler ise darağacında....

Yanlışsınız çünkü siz MHP yi

Yanlışsınız çünkü siz MHP yi kendi bakışınızdan yorumlamışsınız.Bulunduğunuz ithamları ispatlayabilirmisiniz tabi ki hayır.Sadece kendi görüşünüze göre bir analiz de bulunmuşsunuz.Ben ortaokuldayken(12 yaşında) sol kesim için bu tarzda bir yazı yazmıştım ve çok inanmıştım o yazıya ama sonradan gördüm ki ben doğruları değil kendi görüşüme göre yorumlarımı yazmışım.Sizin de anlamanız dileğiyle.

Vatan sevgisi imandandır. Hz Muhammed(sav)

başkasının görüşlerine göre

başkasının görüşlerine göre nasıl analiz edicez ki??o ozaman analizlikten çıkar empati halini alır artı burda tarihtende örnekler var ...yakın tarihede bakarsan görürsün en büyük milliyetçilikleri solcu dediğimiz kesim yapmıştır...

HİÇ BİR ŞEY DURAĞAN DEĞİLDİR.

Hayatta hiç bir şey durağan değil. Herşey hareket, devinim halinde. Siyasi düşünceler, partiler ve kuruluşlar da öyle. Örneğin bugün TSK'ya karşı saldırı yapanlar, hep 12 Mart ve 12 Eylül örneklerinden yola çıkarak, Ordumuzu "darbeci" olarak suçluyorlar. O dönemdeki TSK ile 90'lı yıllardan itibaren yeniden şekillenen TSK'nın, zihniyet açısından çok farklı olduğunu görmek istemiyorlar. Halbuki, TSK o yıllardan itibaren yüzünü ABD'ye karşı dönmeye başladı ve bu süreç TSK'yı farklı bir konuma getirdi.

MHP içinde durum öyle. Birincisi 80 öncesini basit ve slogancı tartışmamak gerekir. Hiç bir olay, dolduruşla gösterildiği gibi değildir. İkincisi ve daha da önemli olanı; MHP'deki son dönemde yaşanan değişiklikleri iyi anlamak gerekir. MHP 2007 Seçim Bildirgesinde; "ABD ile stratejik ortaklık en iyi MHP iktidarında yürütülür" düşüncesindeydi (Bildirge Madde 123). Ancak yaz aylarından buyana MHP Genel Başkanı Bahçeli, okyanus ötesi güçlerin Türkiye'yi bölmek istediğini açıkça ifade etmektedir. MHP ve Ülkücüler, Fettullah Gülen gizli örgütüne karşı açıkca tavır almaktadır. (bkz:Etik Haber.com sitesi)

Bütün bu nedenlerle yukarıdaki yazı, kısmen doğru fikirler içerse bile, genel anlamda yanlıştır. Çünkü somut şartların tahlilini yapmamaktadır. Daha da önemlisi; Milli/Ulusal Cephede yer alacak güçleri bir birine düşürmeye hizmet etmektedir. Hangi düşünce adına yapılırsa yapılsın, Anti-Emperyalist Cepheyi zayıflatan her girişim, doğrudan ABD emperyalizmine hizmet eder. Bugün AKP'lilerin çok fazla olarak sağ-sol vurgusu yaptığını, PKK'lı bölücülerin kendilerini "devrimci" gibi göstermeye çalıştıklarını unutmayın. Sağ-sol gibi yapay ayrımlar sadece ABD/AKP/PKK'ya hizmet eder.

Biraz Doğru Çok Yanlış...

Türk aydının yanılgısı batıda süreci doğuda da olduğunu sanmak yanlışlığıdır. Batıda feodalite varken doğuda Mutlak yönetici olan krallıklar vardı. Bunlar ilk mücadelesini ürettiklerini rahat satabilmek için kilise ile birlikte feodal beylere karşı Kıraldan yana olarak verdi. Krallar topun icadının da katkısı ile mutlak krallar haline gelince bu seferde burjuvaziye dönüşen bu yeni paralı kesim yönetimden pay istedi. İngiltere'de Lordlar Kamarası yanında Avam Kamarası oluşturularak Burjuvazi sisteme entegre edilirken, Kara Avrupasında Krallık Yönetimin Burjuvazinin isteklerine sırt çevirmesi nedeniyle ihtilal ile Krallığın devrimesi (Fransız İhtilali) ile sonuçlandı.. İktidara ele geçiren Burjuvazi Kilise ihtiyacının azaldığını görünce din ile devlet işlerinin bir birinden ayrılması olan laikliği ortaya sürdü böylece ayakbağm olan kilisenin vasiyetinden kurtuldu.

MHP seçmen kitlesi geçmişte Köylü ağırlıklı, bunun yanında memur ve az sayıda işçi kesiminden oluşuyordu. MHP, Nato Ve Sovyet Paktı arasındaki evrensel çatışmada sağda yer aldığı için Sovyet işgalinden korkulduğu için ABD'ye kendine yakın görmüştür. Bu dönemde bütün dünyada orataya çıkan bu çatışma ortamında olmasına rağmen ABD'yi ve Batıyı emperyalist olarak görmüştür. Sol taraftan bu yanlış algılanmayı doğurdu. Dil konusunda solun yaptığı dilde Türkçeleştirme dilde ırkçılık olarak görüldü . Çünkü karşı düşüncenin dil jargonu gözüyle bakıldı. Aynı zamanda halktan kopmak olarak algılandı. Yenileşmenin zorlamalarla değil kabul görmeyle olacağına inanılırdı. Aynı şekilde Türklük sembolü olan Bozkurt, Ergenekon ,eski Türk hikayeleri sol kesimce ırkçılık olarak görüldü. Hatta Türküm demek suç olarak görüldü. Dış Türkler MHP tarafından varlığı ortalığa sürülürken sol taraftan tam bir inkar politikası hüküm sürüyordu. Her iki kesimce de yanlış algılama hala sürmektedir. Daha önce Tanrı dağ kadar Türk , Hira dağ kadar müslüman olma ve Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin sözleri tarikatların (Menzil,Nakşi) etkisiyle 1979-1980 arası bazı islami rengi koyulaşan guruplarca eleştirilmeye başlandı. Bunlar Bizim Ocak Dergisi Etrafında örgütlendiler. Sonra kendileri istediklerinin MHP içinde yeterince olmadığını görerek Fethullahçıların etkisiyle Muhsinciler ayrıldılar. BBP'sini kurdular. Ölen ilk 80 kişinin sol görüşlü olduğunu söylüyorsunuz. Hangi kaynağa dayanarak söyleniyor bilemiyorum. MHP 1980 darbesinde Devlete güvenilmeyeceğini gördü . Devletten yana olmak korunurken Milletten yana olmak ağırlık kazandı. Zaten 1980 sonrası kurulan MHP o dönemden yol açtığı tramvadan mümkün olduğunca kurtulmaya çalıştı.Kullanıldığının farkındalığı ile Gizli yapılanmalarla bağını kesdi. Bağı sürenleri dışladı partiden uzaklaştırdı. Özellikle birazda zorunluluktan çek senet mafyası olan eski silahşörleri ya bırakın ya da partiyi terk edin dendi. Onlarda ANAP'ta DYP'sinde yer aldılar. Dikkat edilirse MHP sonraki gizli yapılanmalardan kendini sıyırdı. Şu andaki yapılanmayla da organik bağı bulunmamaktadır. Türkçülüğün temelini atmış olan İsmail Gaspıralı , Yusuf Akçora , Ziya Gökalp , Nihal Atsız milliyetçiler tarafından okunurken ne yazık ki sol gençlik tarafından adı bile anılmazdı. Türk Milliyetçiliğinin geç gelişmesi Türkiye'nin Osmanlıdan devraldığı sanayileşmenin çok cılız olması ,varsa da Türk olmayanların elindeydi. Zaten İttihat Terakki Türk sanayicisi oluşturmak için özel gayret göstermiş, aynı gayret cumhuriyette de devam etmiştir.

Bu nedenle Milliyetçilik köylü değerleri ile taban bulması milliyetçiliğin batılı anlamda oluşmasını engellemiştir. 1980 öncesi küçük esnaf bazı orta sanayicinin Refahçı olması. 1980 sonrası Anap iktidarının içinde ağırlıklı olarak yer alan bu kesim iktidarın imkanlarından yararlanarak büyk sanayici ve işadamı olarak Asya kaplanları sıfatıyla DYP Refah döneminin imkanlarınadan istifa ederek güçlendiler. Özellikle Fethullah Gülen AP ,DSP ve DYP , Refah döeminden faydalanarak kendi maddi imkanlarını artırdılar. AKP iktidarında da zirveye çıkıp devleti nakşilerle birlikte yönetmeye başladılar. MHP zaten 1980 öncesi solun olduğu yerlerde barınamadığı için bu yerlerde barına bilen dini akımlar mevcut gecekondu seçmenini de kendi yanlarına alarak en büyük gecekondu illeri olan İstanbul'u ve Ankara'yı rahatlıkla ilk önce belediyelerde ele geçirdiler. Beldiyedeki itibarlarını genel seçimlere taşıyarak bu günkü tablo ortaya çıktı.

milliyetçilik???

ister sağcı olsun ister solcu bu vatanı canı gönülden seviyorsa ve bu vatan için doğru düşünebiliyorsa bnm için ondan büyük milliyetçi yoktur.....ne sovyet boyunduruğunla mücadele edene nede amerika desteğiyle mücadele edene pirim veririm..eğer ortada bir mücadele söz konusu bir milli şuur sözkonusu ise mücadele edenlerin arkasına milletinden başka kimseyi almaması gerekir....o zaman yapılan mücadele milliyetçi olmuş o mücadeleyi yapanada milli şuura sahip derim...ATATÜRKÜN çizdiği bir milli şuur zaten türkiyede var onu iyi anlayalım yeterli...
MUTLAK BAĞIMSIZLIK YALNIZ VE YALNIZ EKONOMİK BAĞIMSIZLIKLA OLUR.....

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.