Naro Teco Priapos'un Peşinde ve Günah Keçileri

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 81. maddesi gereği eserin tamamının telif hakları yazarına aittir. Fakat bu yasalarla her şeyi açıklayamazsınız. Örneğin; bir yazı yazdınız ve başka birisi o yazıyı alıp temayı bozmadan içeriğinde küçük değişikler yaparak kendisine aitmiş gibi sunabiliyor, bu konuda yasalar mekanik işliyor, aynı bilgisayar sistemi gibi; aynısını görmeli ki uyarı versin.

Senaryosu; Şükrü Üçpınar, Orçun Benli, Alptekin Öztürk'e ait olan ve sinemanın kötü adamlarını bir araya getiriyor olmasından mütevellit "Naro&Teco Priapos'un Peşinde" projesi birçok gazete tarafından bu yılın filmi olarak lanse edildi. Yazılma, uygulama aşamalarını takip ettiğim bu proje konuşulurken birileri elini daha çabuk tutup "Günah Keçisi" adını verdikleri proje ile hemen harekete geçtiler. Onun da konuşulma şekli aynıydı; kötü adamlar bir aradalar. Şükrü Üçpınar ve Orçun Benli'nin altına imzasını attığı sanatsal içerikli, nitelikli filmler basında kendine böylesine geniş yer bulmazken Naro&Teco Priapos'un Peşinde kötü adamlar temasından çok konuşulmuştu, bu durumun film ve sanat adına üzüntü veren yanını boş verin o çokça konuşulan temaya da birileri göz dikmişti. Belki de Günah Keçisi filminde Nuri Alço, Coşkun Göğen sadece 5 dakika gözükecekler ama bütün temaları ve reklamları bu kötü adamlar üzerine oldu; evet, bu fikir ve emek hırsızlığıdır. Eğer incelerseniz Günah Keçisi filmine Nuri Alço, Coşkun Göğen'in eklenişi ve Eray Özbal'ın yerine de Şahin K.'nın alması üzerinden başka bir çıkarım yapamazsınız. İşin bu kısmını da geçiyorum.

Konuyu davalık etmeden, duyarlılık yaratma adına bir metin yazıyorum ve ilgilenmesi gereken basına yolluyorum: Sabah gazetesi duyarlılık gösterip konuyla ilgili görüşmeye davet ediyor, Radikal gazetesiyle temaslar sürüyor ancak internethaber benim yolladığım açıklama üzerine kalkıp Günah Keçisi çalıntıdır görüşümün üzerinde durmuyor -ki filmden haberleri yok anladığım kadarıyla- kalkıp mail yolladığım günün ertesi günü çalıntı olmasını değil, filmin haberini yapıyor; çalınan filme mi yanarsınız, harcanan emeklere mi, sizin varlığınız sayesinde kalkıp kendine haber merkezi diyen bir oluşumun sizin üzerinden haber verme zihniyetindeki çarpıklığa mı? Belki de filmin reklamını da alırlar da para kazanırlar, hee ne güzel olur değil mi?

İnsan olarak kanımıza dokunmayan filmler izlemek, kanımıza dokunmayan haber okumak istemekle ne yanlış yapmışız meğer.

Erdal ERGÜLER

Politikadergisi.com