Neden "Atatürkçü" Değilim?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Okumuş yazmış bir arkadaş, "Ben Atatürkçüyüm; ama Kemalistlere düşmanım, benim davam onlarla" diyor...
 
Hadi ben de bu Kemalistlere "düşman"; ama "Atatürkçü" olan arkadaşa bu iki kavram ne anlatayım, dilim döndüğünce…
 
Önce biraz tarih:
Bilindiği üzere soy adı kanunu 1934 yılında çıkmıştır. Bu kanun üzerine, "bey, beyefendi, hanım, hanımefendi, ağa, paşa, vb gibi lakaplar kaldırılmış, onların yerini soyası almıştır. Soyadı almak, kişinin kendi isteğine bırakılmış, Türkçe olmak kaydıyla herkes dilediği soyadını almıştır... (Aziz Nesin pek güzel anlatır kendisinin niçin Nesin soyadı aldığını...)

 
İşte bu kanun gereğince de Büyük Kurtarıcımıza meclis tarafından ATATÜRK soyadı verilmiş ve bu soyadının başkaları tarafından alınması da yasaklanmıştır. Büyük kurtarıcının kız kardeşine bile bu soyadı verilmemiş, kız kardeşi "Atadan" soyadını almıştır. ("İnönü" soyadı için bu kural uygulanmamış, İsmet İnönü eşine ve çocuklarına İnönü soyadını verebilmiştir.)
 
Soyadı kanunundan -yani 1934'ten önce- büyük kurtarıcımızın tam adı GAZİ MUSTAFA KEMAL'dir. "Gaziİ" ünvanı da yine kendisine meclis tarafından verilmiş, Büyük Kurtarıcımız, bu ünvanı cumhurbaşkanı olduktan sonra asla kullanmamıştır. 1923'ten 1934'e kadar adı ve imzası MUSTAFA KEMAL'dir... (Ordunun siyasete bulaşmasını o kadar istemezdi ki, bir ordu ünvanı olan "Gazi" sözcüğünü bile cumhurbaşkanı olduktan sonra kullanmama asaletini göstermiştir... "ATATÜRK diktatördü" diyenler kulaklarınız çınlasın...!!!)
 
Peki, soyadı kanunu öncesi nasıl anılıyordu insanlar? Elbet bir adları vardı. Bir de bunun yanına "baba" adlarını ekliyorlardı. Arapçadan gelen etkiyle... Halid bin Velid... (Velidin oğlu halid...) Orhan Veli (Veli'nin oğlu Orhan) Melih Cevdet (Cevdetin oğlu melih) gibi... Örneğin devir sürseydi, babamın adı İbrahim olduğundan ben de Ufuk İbrahim diye adımı yazacaktım... (Epey yazımda kullandım bu adı)
 
Bu anlamda Büyük Kurtarıcımızın da MUSTAFA ALİ RIZA diye anılması gerekirdi. Belki askeri kayıtlara böyle geçmiş olabilir; ama ben Büyük kurtarıcımızın bu adla anıldığı bir metne rastlamadım... Tarihçilerin işi diyeyim...
 
Yine biliyorsunuz, MUSTAFA adına KEMAL adını, Büyük Kurtarıcımızın matematik öğretmeni eklemiştir... Ondan sonra da Mustafa Kemal diye anılır olmuştur.
 
Burada çok yazdım... Çanakkale zaferinden söz ederken Mustafa Kemal'e, "ATATÜRK" demek cahilliktir diye. Çanakkale Savaşları 1915... Soyadı kanunu 1934... Mustafa Kemal'in ATATÜRK olmasına daha 19 yıl var... Yine yazdım... "Atatürk Samsun'a çıktığında..." diye bir cümle başlayamaz. 1919 yılının 19 Mayıs'ında ATATÜRK diye biri yok... Başlarsa o cümleyi yazan tarih bilmiyordur...
 
Bu açıklamalardan sonra artık şunu rahatça söyleyebilirim ki, Büyük Kurtarıcı 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığında sadece Mustafa Kemal Paşa idi...
 
KEMALİZM' İN ORTAYA ÇIKMASI...
 
Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a çıkıp Kurtuluş Savaşı hareketlerine başlayınca dönemin yabancı haber ajansları- özellikle Fransa'nın HAVAS ve İngiltere'nin REUTER ajansları- Anadolu'da başlayan bu hareketin adına "KEMALİZM" bu harekete katılanlara da KEMALİST diyerek haber geçmeye başladılar... Yani bu anlamda Kurtuluş Savaşı Hareketine ilk kez "KEMALİST HAREKET" diyen sistem (emperyalizm) oldu...
 
Bu "KEMALİZM ve KEMALİST" sözcüğü o dönemde elbet, ASİ / EŞKİYA / BOLŞEVİK anlamlarında kullanılıyordu. Emperyalistlere karşı meşru hükümet sayılan OSMANLI HÜKÜMETİ de Anadolu'daki bu hareketten Kemalizm ve Kemalistler diye söz ediyordu... Dediğim gibi düzeni korumak isteyenler adına aşağılayıcı bir anlamı vardı, KEMALİZM ve KEMALİST sözcüklerinin...
 
Yakup Kadri Bey, KEMALİZM ve KEMALİST sözcüklerine dudak büküp onlara asi/eşkiya/bolşevik diyenleri şöyle sıralıyor:
 
1. Osmanlı Hanedanının sadık kulları...
2. Halifeliğin cezbesine tutulmuş, halife aşıkları...
3. Manda dilencileri...
4. Paralı bir devletin sömürgesi olmaya can atanlar... (A.İlhan, "Ufkun Arkasını Görebilmek" s. 19 İşbank. Yay.)
 
İşte TÜRKİYE CUMHURİYETİ'ni bu KEMALİSTLER kurdu... Cumhuriyet devrimleri, denilen tüm devrimleri bu Kemalistler yaptı... "Atatürk Devrimleri" diye anılan devrimler gerçekleşirken hiçbirinde daha Mustafa Kemal, ATATÜRK olmamıştı...
 
KEMALİZM'İN ATATÜRKLEŞTİRİLMESİ...
 
1934 sonrası ATATÜRK soyadı verilen Mustafa Kemal, ömrünün ancak son 4 yılında bu soyadını taşıyabildi. Üstelik bunun son iki yılı da ağır hastalıklarla geçmişti... 1938' de ölümünden sonra ardında bıraktığı devrimi sahiplenmek isteyen arkadaşları -her devrim liderinin ölümünden sonra olduğu gibi- farklı faklı bir KEMALİZM ve onun yerini alan ATATÜRKÇÜLÜK geliştirdiler. Mustafa Kemal'in silah arkadaşlarının anılarını okuyunuz. Herbiri farklı bir Atatürkçülük anlatırlar...
 
İşte bunların içinden “İNÖNÜ ATATÜRKÇÜLÜĞÜ” galip çıktı ve 1938 - 1950 döneminde bir İnönü Atatürkçülüğü, Kemalizm'in yerini aldı. Ondan sonra gelen iktidarlar da bu İnönü Atatürkçülüğünü devam ettirdiler.
 
İNÖNÜ ATATÜRKÇÜLÜĞÜ NEYDİ ?
 
Bu İnönü Atatürkçülüğü, (sonraları GARDIROP ATATÜRKÇÜLÜĞÜ denildi) Kemalizm'in içinin boşaltılmış haliydi. Kemalizm'in özünde olan ekonomik, siyasal anlamda “TAM BAĞIMSIZLIK” gitmiş, yerini bir salon Atatürkçülüğüne bırakmıştı. Balolar yapmak, gece içki sefaları düzenlemek, kadınlarla dans etmek, klasik batı müziği dinlemek, Atatürkçülük olmuştu...
 
İnönü döneminin parti sanat danışmanı Nurullah Ataç yakınıyordu:
 
1. Bizim amacımız batı ülkelerine benzemektir... (Dikkat!!! Benzemek diyor, olmak değil...)
2. Bizim eksiğimiz, Yunanca öğrenemedik, Latince öğrenemedik, Avrupalıların eğitiminden geçemedik.
3. Onun için ne denli uğraşsak da Avrupalılar gibi olamıyoruz. Buna üzülüyoruz...
Bu yakınma ile yukarıda söz ettiğim Yakup Kadri'nin "paralı bir devletin sömürgesi olmaya can atanlar" arasında fark görüyor musunuz?
 
Ama bakın fark MUSTAFA KEMAL'de yani KEMALİSTLER’de:
 
...Artık ıslah-hal (durumu düzeltmek) için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre düzenlemek, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler türedi... Halbuki hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatlarıyla, planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadise kaydetmemiştir." (Mustafa Kemal ... 8 Mart 1922)"
 
Neden ATATÜRKÇÜ'den çok KEMALİST'im anlatabildim mi sayın okur?
 
Her askeri darbenin komutanları, her sivil darbenin politikacıları ATATÜRKÇÜ de...
 
Hadi başka bir yazıda bu kez KEMALİZM ve ENVERİZM karşılaştırması yaparız... Bu da çok gerekli... Çünkü, kendilerine "Kemalist" diyen bazı gruplar, bu kez "Enverizm" i "KEMALİZM" diye yutturma çabasına girdiler de...
 
Bilmem anlatabildim mi, sayın Kemalist düşmanı arkadaş?

Emin ol, MUSTAFA KEMAL de asla ATATÜRKÇÜ DEĞİLDİ...
 
ufuk.kesici@politikadergisi.com

Yorumlar

KAVRAMLARIMIZI EMPERYALİZME TERK ETMEYİNİZ

Atatürk, Atası gibi Türk olan kişidir. Türk olanı, Türkçü olan hiç bir şeyi (Ahmet Türk hariç)küçümsemeyin, dışlamayın, terk etmeyin. "Atatürkçülük" kavramını Amerikan işbirlikçilerine asla bırakmayın. Bu aynen "Kemalizmi" yadsıyanların yaptığı hata gibi olur.

Kemalizm kavramına karşı çıkan arkadaşlar bunu bilgisizlikten yapıyorlar. İşte Atatürk'ün CHP proğramının önsözüne yazdıkları yeterince açık değil mi?

“Cumhuriyet Halk Partisinin programına temel olan ana fikirler, Türk devriminin başlangıcından bugüne kadar yapılmış olan işlerle, yalın olarak ortaya konmuştur... Partinin güttüğü bu esaslar Kemalizm prensipleridir” CHP, 1935, Cumhuriyet Halk Partisi Programı, Ulus Basımevi, Ankara.

Hakan Yavuz Dost'a

Sevgili dost, senin tarlana (sosyoloji)giriyorum da "Atatürkçülük" zaten emperyalizmin "Kemalizmin" içini boşaltıp bize sunduğu bir kavram değil mi? "Kemalizm" in her anlamda (ekonomi-eğitim-siyasal)tam bağımsızlık, anti-emperyalist özü emperyalizm tarafından unutturulmuş,bize "Atatürkçülük" diye sunulmamış mı?
Sözün özü "Atatürkçülük" kavramı zaten emperyalizmin kavramı değil mi?
Ne dersin?

KAVRAMLARIN ÖZÜ...

Evet saygıdeğer dostum, tespitinde haklısın. Gelinen nokta bu. Benim demek istediğim, emperyalizmin bizim kavramlarımızı kullanmasına izin vermememiz gerektiği. Emperyalizm toplumsal bilinci, kavramlarla (kodlarla) işgal ediyor. Toplumun kimliğini oluşturan değerleri ya kendine mâl ediyor, yada içini değiştiriyor. (örneğin İslamın dejenere edilmesi gibi)

Emperyalizmin "Atatürkçülük" kavramını, gericiler vasıtasıyla (Evren ve 12 Eylül dönemi) ele geçirmesi, Türk aydınlarının bu alanı boş bırakmasıyla mümkün olmuştur. Aydınlarımız 60-80 döneminde sosyalizm, sosyal-demokratlık gibi kavramları kolayca kabullenirken, Türklük ve Atatürkçülük gibi kavramlardan uzaklaşmışlardır. İşte ben bu nedenle "Kavramlarımızı Emperyalizme Terk Etmeyelim" demiştim.

Bence, Atatürkçülük ana yazıda çizdiğin Kemalizm çerçevesine bire bir oturur. Yani özünde bir çatışma olmaz. Bu nedenle "Kemalistler", "Atatürkçüler" gibi bir saflaşma yaratmamak gerektiğini düşünüyorum.

Dostça değerlendirmen için ayrıca teşekkür eder, severek okuduğum yazılarının devamını dilerim. Birde "sosyoloji" benim tarlam filan değil. Bu toplumda yaşıyan herkes, keşke toplum üzerine konuşuyor olsa. Bin çiçek açsa, bin fikir yarışsa...

Bir de şu tabularınızı

Bir de şu tabularınızı kırabilseniz..

Neden ''Atatürkçü'' değilim

Yazınız çok güzel ve açıklayıcı.Bende siyasi görüşümde hiç bir zaman ''Atatürkçü'' kelimesini kullanmam.Simitçi,sucu gibi -cI ekiyle yapılan meslek isimleri gibi olduğunu düşünürüm.Kemalist demek daha mantıklı.Bugün kaç kişi koministe ''komüncü'' diyor.Yazınızdan dolayı tebrik ederim.İyi çalışmalar..

Yani eğer Atatürk soyadından

Yani eğer Atatürk soyadından sonra kurucu ideolojiye Atatürkçülük denecek olsa, 1937'de CHP programı Kamâlizm olarak tanımlanmıştır. Kemalizm tarihsel bir addır... Atatürkçülük lafı ise sonradan uydurma... yine de olsun Atatürkçü desin de kendine, gerçek anlamda desin.. Ne yapalım?

Yazı güzel, syg.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.