Sistem mi, Anlayış mı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
İzzet Kütükoğlu
Yazının Yazıldığı Tarih: 
23- 7-2010

 

Sistemden anlayan toplumlar sorunlara, olaylara,gelişmelere farklı bakarlar, sistemden anlamayan toplumlar farklı bakarlar.
Bu toplumların inançsal yönüne bakılacak olur ise, sistemden anlayanların müslümanlığı kabul etmeyen, sistemden anlamayanların müslümaan olan toplumlar olduğunu görürüz.
Bu şekilde bakıldığı zaman müslüman olmanın toplumları geri bıraktığı düşünülebilmektedir. fakat,bunun müslüman olmakla alakalı olmadığı, düşünme, algılama ile alakalı olduğu bir gerçektir.
Bu gün müslüman toplumların yaşadığı coğrafyaya bakarak düşünecek olur isek, bu coğrafyada yaşayan toplumların dünya var olduğundan beri düşünme problemi yaşamakta olduğunu, doğru algılayamamaları yüzünden sapıtıp yoldan çıkmış olduklarını, böyle olduğu için de neredeyse bütün peygamberlerin buradaki toplumlara gönderildiği bir gerçektir.

Bütün peygamberler bu bölgeye gönderilmiş olmasına karşın, gene de bu toplumun algısı değişmemiştir.
Bu gün kainatta olan olaylara,gelişmelere müslüman toplumların bakışı ve algılaması ne yazık ki müslüman olmayanlar kadar düzgün değildir.
Müslüman ilahi kitabını bile düşünmeden okuduğu için, ilahi kitap bile düşünme sığlığını ortadan kaldıramamıştır.
Bu geri kalmış bölgelerin insanı düşünme tembeli olduğu için, malesef bizde bu toplumun içindeyiz. Bu içinde bulduğumuz toplum gerektiği kadar düşünmediği için olayların geliişme şeklini de anlayamadığı için daima mantıkla bağdaşmayan cevaplar üretmiştir.
Oysa bu toplum bu konuda, ilahi yaratıcı tarafından kitapla uyarılmıştır. Kendisine,"Ne kadar az düşünüyorsunuz, size düşünecek kadar akıl verilmedi mi?" diye sorulmaktadır insana.
Ama bu toplum düşünmez.
Düşünmediği içinde sistemden anlama,sistem kurguluma kabiliyetinden yoksundur.
Sistem sözcüğü çoğu zaman, fantastik bir kelime kulanmış olmak için sarfedilir.
sistemle alakası olmayan şeylere sistem denilirken, sistemle alakalı problemlerede farklı bakılır.
Ne yazık ki, bu devirde bu zamanda ülkemizde hala ve hala sistemle ne olur anlayışında insanlar mevcuttur. Oysa, sistem olmadan hiç bir şey olamaz!
Kainat sistematik bir aygıttan başka bir şey değildir. insan sistematik bir aygıttan başka bir şey değildir!
Eskimiş olan dünyamızda yeni yeni gelişmekte olan sistemlerle bir insan vücudundaki sistem arasında çokta fark yoktur.
Bigisayar henüz yeni gelişmiş bir sistemdir. fakat insan vücudunda bilgisayar sistemi insan var olduğundan bu yana vardı.
Ne yazık ki, insan vücudundaki bu bilgisayar, bazılarında sistemden anlamayacak kadar kötüdür!
Sistem algılaması kötü olan bu insan bilgisayarının kötü olmasının nedeni de insanın kendini geliştiremeyişindendir. İnsan var, insan damarında keşfe çıkan sistemler üretiyor, insan var kendisinin sistematik bir varlık olduğunu henüz keşfedebilmiş değil.
Böyle oluncada gelişmiş toplumlar, ve geri kalmış toplumlar olarak iki ayrı topluluk karşımıza çıkıyor!
Gelişmiş toplulukların her faaliyetlerinde sistematiklik vardır. geri kalmış toplumlarda ise, anlayış, zihniyet, ahlak, namus gibi şeyler her şeyin teminatıdır.
Oysa, anlayış, zihniyet, ahlak namus hiç bir şeyin teminatı ve güvencesi olamaz!
Bir şeyler anlatabilmiş olmayı umarak şimdilik son veriyorum.
Saygılarımla.

 

iletisim@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

BATICI BAKIŞ AÇISI

Bu yazı tamamıyla, batıcı bakış açısıyla yazılmıştır. İçerikteki yüzeyselliği gizlemek amacıyla, öz Türkçesi "düzen, düzenek, dizge" olan sistem sözcüğü adeta tapınılacak gizemli bir kavram haline getirilmiştir.

Sistem tek başına uygarlığın anahtarı değildir. Doğayla barışık ve uyum içinde yaşayan her toplum evresinde "sistemin" kaçınılmaz olarak var olduğu görülür. Hatta hayvan toplulukları arasında bile çok gelişmiş düzeneklerin kurulduğu bilinmektedir. Bu nedenle sistemin "uygar batıya" ait bir kavram gibi gösterilmesi batıcı (batı penceresinden bakan "oryantalist") bir yaklaşım, ve de bir Türk söylediğine göre, öykünmeci yani özenti bir tutumdur.

Cehatlet ise diz boyudur. Çünkü, küçümsenen Doğu ve Müslüman toplumu, sistemden habersizmiş gibi gösterilmiştir. Bugün çağdaş orduların örgütlenme sistemi, yani ondalık düzen, M.Ö. 200'lerde Büyük Türk Hakanı Mete Han tarafından başlatılmıştır. "İlk hesap makinesini yapan, ondalık sayıları bulan ve Newton'a ait olarak bilinen binom formülünü hesaplayan ve çözen el-Keşani'dir." Bu bilgi J.P.Roux'un "Türklerin Tarihi" kitabından alınmış ve benim "Türk'ü Bilmek, Türk'ü Sevmek" adlı kitabımın Türkler ve Uygarlık bölümünde geniş olarak yorumlanmıştır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Bilimsel ve tarafsız yaklaşan bir Batılı aydın bu gerçekleri kabullenirken, Türkiye'de entellektüellik yapma sevdasında olanların Doğu ve Müslüman Toplumunu küçümsemesi çok manidardır. Bunlara kraldan çok kralcı olan, "Sömürge Aydınları" demek hiçte abartılı olmaz.

ŞARKLI BAKIŞ AÇISI

Öncelikle şunu belirteyim. yazı yarıdan başlamış. Glelim mevzuya; Ben yazımda batıdan bahsetmedim! bir batı ülkesinden söz etmedim. Sistemden Anlayan toplumlar dedim. Anlamayan toplumlar dedim. Hakan bey, hamaset yapma, bu senin cehaletini örtmez! "sistem" diyorsam bunu çok hoşlandığımdan değil, toplum tarafından çok kullanıldığı için böyle yazıyorum. karşılığını biliyorsan sen öyle anlarsın. problem yok! Türklerin kurguladıkları düzeneklerden bahsediyorsun. Gurur duyarım. Gurur duyarım ama, Bu gün için Türklüğümden utanırım! Benim Atatalarım, dünyaya sistem, düzen kurgulamayı öğretmiş. Binlerce yıl önce, benim ülkemde ben bugün sistem ne demek? ben bunu anlatmaya çalıştığım zaman "batıcı" bakış olarak eleştiriliyorum. Senin ki batıcı değil amma tam bir şarklı bakış açısı. Redddeden, Kendine, haline, batgının önünde köpeklik ettiğine bakmadan batıya karşı olmayı marifet sayan bir şarklı zihniyeti seninkisi! Bu gün köpekler gibi kapısında beklediğimiz batı sernin gibi yapmamış! Şarklı falan dememiş! Bu Türk'lerin başarısının sırrı nedir diye araştırmış. Ve anlamış, Türkün başarısının sırrı Düzeninde, sisteminde. Bunu öğrendikten sonra her işlerini bir sistem kurgusuyla yapmaya başlamışlar. bizden öğrenip, bizi geçmişler. Ben utandığım için yazamıyorum. Sen utanma emi! Elin batılısı, kimin nasıl geliştiğine bakıyor. Sen şarklı kafasıyla Elin nasıl gelişip seni fersah fersah geride bıraktığına bakmıyorsun!!! Türkler atalarım tarihte şunu bunu yapmış diyorsun! sen ne yaptın bana onu söyle onu! Benim sana bunu soracağımı düşünmedin mi? Sen kiminle muhatap olduğunu bilmiyorsun. Ben bir makina yapmışım. Mühendisi, ustası, çırağı benim. Diyorum ki; bu makina şu işe yarar. Amerikan, japon, çin, alman, isveç malı fark etmez! Onuda deneyelim, bunu da deneyelim. Hangisi daha mükemmel gören Allah için söylesin diyorum. Öyle senin gibi atalarım şuymuş şunu yapmış bunu yapmış övünmüyorum. Atatların herşeyi yapmış, memleketide kurtamış sen yan gelip yatabilir, ona buna laf sokuşturabilirsin! zannetme gittiğin mektepeler okuduğun kitaplar zekanı sivriltmiş, Sen adam akıllı körelmişsin! Sosyologmuş geç babam bir kalem geç! Birde kalkıp senin gibiler memleket kurtarıcılığına soyunuyorlar. Osmanlının köhneleşmiş zihniyetinden zerre kadar zihniyet farkı yok sende! Atatürk bir cumhuriyet ağacı dikmiş, dikmiş Budamıyorsunuz, sulamıyorsunuz, bakmıyorsunuz. Kutsamışsınız! Bir ağaç bakarsan meyve verir, Budamak günah, aşılamak günah, dibine kazma vurmak günah derseniz. Olacağı budur. Bu zamana kadar böyle baktınız cumhuriyete. Biraz kafanız çalışsın. Hep atanızın dedenizin diktiği ağacın meyvelerini yiyecek değilsiniz. Al kazmayı bir ağaçta sen dik. Sosyolog diktin mi bir ağaç.

TAKTİR DİĞER OKUYUCULARIN

İçeriksiz ama hakaret dolu bir cevap. Taktiri okuyucuya bırakıyor ve tartışma yapmak için, muhatap bile almıyorum.

izzet Bey yazınızı sonuna

izzet Bey yazınızı sonuna kadar okudum "Sistem" kelimesini o kadar çok kullanmışsınız ki, anlatmak istediğiniz anlamlar kaybolmuş.
Hakan Bey'in yapmış olduğu yorum daha anlamlı bir yazıydı. Teşekkür ederim.
Hakan Bey'İn yapmış olduğu yoruma karşı vermiş olduğunuz, içeriksiz, salıdırı ve hakaret dolu cevabınız beni sarstı. politika Dergisinin yakından takipçisi olarak, yazarların bu şekilde salıdırda bulunmasıumut kırıcı ve üzücü bir durum.
Kınıyorum!

Merhaba; öncelikle yazıyı

Merhaba; öncelikle yazıyı yazan okurumuz Politika Dergisi'nin kadrolu yazarı değildir. Yapmış olduğu yorumu ise tasvip etmediğimi belirtirim.

Syg.

Küçük insanlar

Küçük insanlar kendisi gibi düşünenlerin içerisinde büyürler. aslında büyümezler içinde bulundğu küçük gurupun içinde lider falan olurlarsa çok büyük oldukları zannı ile yaşarlar.
Büyük adamlar ise; kendi gibi düşünmeyen insanların içerisinde kendi inançlarını savunurlar.
Bu dergide yayınlanan yazıları tasvip etmiyorum.
Bu durumda, Bende sizin çapınızda olsaydım zaten burada olmamam gerekirdi.
Burada olmasaydım ne değişirdi? benim gibi düşünen insanlardan oluşmuş bir site veya gurup zaten yok!
Umarım senin gibi düşünen yoksa, bu senin aptal olduğunu göstermez mi? demez, kendiniz bir aptallık içine düşmezsiniz.
Hiç kimsenin düşünmediği şekilde düşünmek, bir büyüklük alamatidir.
Bu sitede, beni eleştirenlerin eleştirileri beniköreltmek şöyle dursun beni bilemektedir.
Bu zamana kadar büyük fikirler ortaya koymuş hiç bir insanı toplum kolay kabullenmemiştir.
Peygamberler hep aynı sözü dinlemişlerdir...
Biz Atamızdan böyle öğrendik, biz atamızı bu yol üzerinde bulduk, Biz atamızın yolundan çıkmayız. Hz İsa, Hz Musa, Hz Muhammet bu sözlerle reddedilmişlerdir.
Bu sitede yazanlar da aynı şeyleri söylüyorlar.
Biz atamızdan bunu gördük.
Aslında atalarından gördük dedikleride yalan.
Bizim atalarımız, bize solculuğu öğretmemiş, iyi bir şey olduğunu söylememiştir.
Komünizmi görüldüğü yerde ezilmesi gereken oluşum olarak göstermiştir.
Ama bakıyoruz, ne kadar komünist varsa Atatürkçü ne kadar solcu varsa Atatürkçü.
Ama bu böyle sürüp gidemez. Fise billah Atatürk'ü kulalanarak bir yere varamazsınız.
Elinizde...
Sitede yazı yazmamı Yorum yazmamı engelleyebilirsiniz!
Bu sisi ferahlatabilir, akıl mantık dışı fikirlerinize itiraz olmaksızın daha bir kuvvetle iman edebilirsiniz.
Şunu görün diye yazıyorum. Sizin yazıp savunduklarınız bildik şeyler, anlamı olmayan şeyler. Sıaradan kafalarsınız sıradan.
Fikren başkalarının uydusu olarak hareket ediyorsunuz.
Benim farkım; Ben kendi merkezezimde dönüyorum.
Sistemden anlamayan toplumlar, sistemden anlayan toplumların köpekleri olmaktan kurtulamazlar!
Bu gün bilgisayarın başında, cep telefonu elinde olanların bile sistem ne arkadaş, sistem ne işe yarar? diyen bir toplumun başarabileceği hiç bir iş yoktur!.
Ya savunduğun düşüncenin doğruluğunu sorgular, doğruyu bulursun.
Yada, doğruyu anlayanların arkasından, dönek falan diye suçlamalarda bulunmaya devam edersin.
Unutma ki, dönek dediğin kişiler kendini kurtarmış olacaktır!
Kendini dönüştüremeyenlerde, İlelebet bir şeyleri kurtaracakları hayali ile yaşayacaklardır.
Hiç bir şeyi de kurtaramadan, kendilerini kurtarmanın derdine düşeceklerdir.

İzzet Kütükoğlu yaptığınız

İzzet Kütükoğlu yaptığınız yorumların sizi ne hale düşürdüğünü burada yazmak istemiyorum; çünkü bu tarzda bir isteğe sahip olmam sizi ancak küçük düşürmeye yarar ve Politika Dergisi'nin kalitesini düşürür.
Politika Dergisi'nin bu sitede yazmanızı engelleyecek bir kafa yapısında olduğunuz gerçeği bile sizin kendinizi bir şey sanma huyunuzu açık ve net ortaya koymuş. Seviyesizlik sınırlarına erişmekten uzak durursanız her türlü yazınız ve yorumunuz bu sitede yayınlanır; fakat siz o seviyeyi aşmak için sürekli çabalıyorsunuz.

Saçma sapan şizofrenik ve paranoyak düşüncelerinizle sakın bizi, en azından beni, başka yerlere taşımaya kalkışmayınız. Zira beni, bizi tanıdığınızı varsayarak yorumlarda bulunmanız bunun göstergesidir. Varın siz farklı olun, dünyanın en bilirkişisi unvanını elinizde tutun; ama bilginizi ön plana çıkarmaktan vazgeçin. Siz, sizinde belirttiğiniz gibi kendi merkezinizde dönün durun. Atatürk'ü kullanarak bir yere kimsenin gelemeyeceğini doğru söylediniz, ama maalesef ki bu tarz bir söylemde bile düşüncelerinizi açıklamak için Atatürk'ü kullandınız. Bu bir tezat gibi karşımıza dikilmiş görünüyor.

Bu sitenin yöneticisi olarak dünyanın gerçekliklerini buradaki insanlara yükleminize izin veremeyeceğim. Nitekim haddinizi aşma kabiliyetinizi göstermenizi istemiyorum. Sizin başkalarından farklı düşündüğünüz gerçeği bana kalırsa çok büyük bir saçmalık; çünkü başkalarından farklı olabildiğinizi anlamanız için öncelikle başkalarının fikirlerinin ne olduğunu bilmeniz lazım. Lütfen kendinizi daha fazla küçük duruma düşürmeyiniz.

Syg.

ne yazıkki sizin gibi alimlerin kaderi bu !.

kimse sizi anlamaz, duymaz, görmez görmezlikten gelir!.
sizin gibi düşünmeyenler küçük insan,siz tarihte yerini alacak büyük bir düşünürsünüz !.
sizin fikirlerinize saygı duymayan değer bilmez hatta sizin deyimizle ;

''Sistemden anlamayan toplumlar, sistemden anlayan toplumların köpekleri olmaktan kurtulamazlar! ''

hakaretlerinize,tanımadığınız, zekasını,kültür seviyesini bu ülke için neler yaptıklarını,bilmediğiniz insanları küçümsemenize devam edin.
çünkü size çok yakışıyor.
söylermisiniz hakaret ve kümsemeler yaptıktan sonra hatasını kabul etmeyip,özür dilemesini bilmeyen bir kişi,nasıl doğru insan olabilir?
ve anlatmak istediklerini kim dinlemek ister ?
başkaları sizin görüşünüze göre sizi anlamıyorsa onlara hakaret,ve saygısızlık yapma hakkını size kim veriyor ?
''biz adam olmayız!. '' düşüncesinden öte bir çözümünüz varmı ?

http://www.milliyet.com.tr/2001/12/04/yasam/yas01.html
bu link'teki haberi okuyunuz lütfen. amacım size hakaret etmek değil' ki bu bana yakışmaz,böyle yaparsam sizden farkım olmaz ;
amacım ,yorumlarınız,eleştirileriniz,ifade tarzınız ve hakaretlerinizle dışarıdan nasıl göründüğünüzü size hatırlatmaktır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.