Tam Bağımsız Türkiye ve Bursa Nutku Yargılanmaktadır, Unutmayınız!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Serhat KUŞDOĞAN
Yazının Yazıldığı Tarih: 
08.08.2010

 

İrtica; din temeline dayalı devlet ve toplum oluşturma hedefi, bu hedefe ulaşmak için cebir ve şiddete zemin hazırlayan propaganda, cebir ve şiddet yoluyla insanları baskı altına alma...
Hukuka hile karıştırılmıştır. Adil yargı hukuksuzluk yapmaktadır. Cebir ve şiddetin sözlük karşılığı hukuk olmuştur.
İslam hukukunun cebir ve şiddet içerdiği düşünülürse, iktidar partisinin hedefi net olarak anlaşılmaktadır.
Hukuk üzerine oynanan oyunlar, kurucu iradeyi kırmak adına oynanan son hamlelerdir.
 
Bireysel din özgürlüğü adına şeriat isteyenler demokrasinin düşmanlarıdır. Dünya üzerinde sabit kuralları olan şeriat yoktur. Şeriat kuralları kabilelere göre değişmektedir. Şeriat anlayışı bölücülüktür.
Düşmanları olan “Bölücülük ve İrtica” ile mücadele etmeyi başaramayan bir demokrasi ayakta duramaz.
Yolu ortalayanlar, sol şeridi işgal edenler, sağ şeritte yavaş ilerleyenler!
Ülkemin acil sorunlarının çözümünü geciktiriyor.
Çözüm, ülkem kaynaklarında ve laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti rejiminde mümkün...
Gel gör ki;
Özel yetkili savcılar sol şeritte bakım onarım çalışması yapıyor. İktidar yolu ortalayarak kimseye söz hakkı tanımıyor. Irkçı yaklaşımlar sağ şeritte yavaş ilerleyerek trafiği tıkayıp, kafatası avcılığına soyunuyor.
Bilgisayar ortamında yapılan hile, sandıkların kaybolması, yakılan oy pusulaları, itirazların sonuçları beklenmeden oy pusulalarının imha edilmesi, milli irade sözcüğünü ağzından düşürmeyenlerin neye güvendiğini gözler önüne sererken, hayatta olanların oyunu hiçbir zaman alamadıklarını bilen hoca efendinin ölülere oy kullandıracak bir yöntemi dinen caiz kılması, Sevr sonrası işgal günlerinin yaşandığının ispatıdır. Kurucu iradenin, kâfirlikle suçlandığı, idam fermanının yayınlandığını unutmayınız. Tam bağımsızlık, ulusal egemenlik için “Ya İstiklal Ya ölüm” diyenlerin bugün mezarların da kemikleri sızlamaktadır.
Büyük bir kalabalık ile hareket ediyorsunuz. Nereye doğru gittiğiniz göremiyor, öndekilerin attığı sloganlara göre istediğiniz yere gittiğinizi zannediyorsunuz.
Bir imamın kılavuzluğun da parçalanmaya ve iç savaşa giden yola, daha fazla demokrasi demek, kalabalığın ortasın da önünü görmeden yürümektir.
Kalabalığın kabadayılarına yüz vermeyin!
Bugün en büyük sorunumuz;
Küresel Tekelci Sermayenin, her isteğine kayıtsız şartsız boyun eğdiğimiz dış destekleridir.
Ülkem kurucu iradeden yoksun bırakılmak, temelsiz başıboş bir halde feodal efendilerin kucağında “meşk mezesine” dönüştürülmek üzeredir.
Çalışarak kazandıkları, emsalleri arasından başarı göstererek hak ettikleri mevkileri ellerinden zorla alınan insanların; çalışma azmi ve başarıları hor görülerek,
gelecek nesillere, “Çalışmanıza gerek yok, başarılı olmanız da önemli değil, biat edin, ulemalara sorgulamadan itaat edin yeter” şartlanmasını kazandıracaktır. Bu şartlanma kabilecilik anlayışının gereğidir.
Bu şartlar da Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek imkânsızlaşmıştır.
Kaynağını Kur-an’dan alan siyasi proje sadece müslümanlar içindir. Kaynağını tarikattan alan proje sadece o tarikat mensuplarına hizmet eder. Bu projeler demokrasi olamaz. Parçalanma yolunda kabileci yaklaşımlardır.
Halkı din farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik edici söz ve eylemler de bulunmak; ne siyasettir, ne de demokratik açılım!
Yolsuzluk ve Devleti zarara uğratmak gibi gerekçeleri TSK’lerine YAFTA yapıp, TSK komuta kademesini istedikleri gibi yönlendiremediler. Özel yetkili bağımlı adalet ile TSK komuta kademesine müdahale edebiliyormuş izlenimi vermeye çalışıyorlar.
Eğer masaya yatırdığınız ve gizli anlaşmalar ile parçalamaya çalıştığınız VATAN ise;
TSK’lerinin tamamını terhis etseniz, ettikleri yemin ve görev bilinci ile son nefer son mezarı siper ederek görevine devam edecektir ki “Her Türk Asker Doğar” unutmayın...
Kurtuluş savaşında Mustafa Kemal’e destek veren, gönüllü olarak cephe de savaşa giden siviller DARBECİ yaftasına layık görülmektedir. Kurtuluş savaşımızı kâfirlik olarak yaftalayıp kılını kıpırdatmayanların Zenginleştiği 43 yılı geride bıraktık.
İstiklal savaşında;
Gönüllü sivil halkın kahraman komutanlara sonsuz güven ve bağlılık ile cepheye koşması,
halkın iradesini temsil eden Büyük Millet Meclisinin kahraman komutanlarımıza tam desteğini vermesi,
Tarihte emsali görülmemiş bir galibiyetin sahibi olma başarısının en büyük etkenidir.
Emperyalistlerin 2014 “Yeni Dünya Düzeni” planlarında bu başarı tekerrür etmemelidir.
TSK’lerine “darbeci” yaftasını yapıştıranların, TSK’lerine daima sonsuz güven besleyenleri “darbe” yanlısı ve Terörist ilan edenlerin gerçek amacı budur.
TSK’lerine halkın sonsuz güven ve bağlılığını yok etmek, siyasilerin TSK’lerine tam desteğini kırmakla görevlendirilen iktidar, milletten aldığı oy ile emperyalizme hizmet etmektedir.
Tam bağımsız Türkiye ve “Bursa Nutku” yargılanmaktadır, unutmayınız!
Emperyalizme karşı tam bağımsızlık mücadelesini, din kisvesi altında aşağılamaya çalışanların; 20 yy. ilk çeyreğinde Suriye, Filistin, Irak ve Yemen de halkı sömürüye mahkûm ettiği tecrübe edilmiştir.
Tecrübe ile sabit gerçekleri gizlemeye gericilik diyoruz. Gericilik, kültürel yozlaşma ve islam cüppesi altında gizlenmektedir.
Asil Türk milleti gericiliğe esir edilemez.
Emsali görülmemiş bir baş kaldırı ve galibiyetin sahibi büyük Türk milletinin azim ve kararlığını kırmak maksadıyla hazırlanan Anayasa Değişikliğine “HAYIR
iletisim@PolitikaDergisi.com
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.