"Türkçe", Azerice'den Kota Yedi...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Bir önceki yazımda Türkçe için asıl tehlikenin 1980'lerden beri İngilizce olduğunu, (özellikle ABD İngilizcesi) ama kimsenin de buna aldırmadığını yazmıştım.
 
Sanki bilmiş gibi, Azerbaycan da geçen gün Türk film ve dizilerine "kota" koydu. Nedeni de benim önceki yazımda altını çizdiğim şey. "Bu film ve dizilerde doğru dürüst Türkçe kullanılmıyor, bu dil güzel Azericemizi de bozar."
 
"Kota" biliyorsunuz, sınırlama falan demek. Azerbaycan bundan sonra ancak belli sayıda Türk film ve dizilerinin ülkelerinde gösterilmesine izin verecek. Çünkü Türklerin bu dizilerde kullandıkları Türkçe, onların Türkçelerini bozuyor...

 
Çok acı değil mi?
 
Azerice ki bizim kullandığımız "Anadolu Türkçesi"nin bir şivesi... (Bizde bu ağız, şive, lehçe terimleri hep yanlış kullanıyor... Kısaca söz edivereyim:
 
AĞIZ: Bir anadilin kendi ülkesi içinde bölgesel değişiklikleri. Bizde Ege ağzı, Karadeniz ağzı, Doğu ağzı vb. gibi... Anadilden pek sapmayan bir dil ağız... Bizde "ağza" yanlışlıkla "şive" deniyor.
 
ŞİVE: Bir anadilin kendisinden daha uzak bir coğrafyada gelişen, anadilden az buçuk kopmuş; ama gene de anadile bağlı dili. Bizde Azerice anadil, Türkçe'nin bir şivesi... Bazı sözcükler değişik anlamlar kazansa da anadille bağlantısını hâlâ koruyan bir dil...
 
LEHÇE: Ortak bir anadilden doğmuş; ama artık neredeyse yeni bir dil olmuşçasına anadille bağlantısı azalmış bir dil. Bizde Yakutça, Çuvaşça...)
 
İşte Azerbaycan yöneticileri, kendi dilleri ve Türkçenin bir şivesi olan Azericeyi koruyabilmek için sözde anadil olan "Türkiye Türkçesi"nden korunmak istiyor.
 
Adamlar haklı. Çünkü ortada "Anatürkçe" diye bir Türkçe kalmadı. Tanzimat Türkçesine bir başka yönüyle geri döndük... Türkiye aydınları artık "Araba Sevdası"nın ( Recaizade Ekrem,1889) "Bihruz Bey" i gibi konuşur oldu... Yarı Türkçeleşmiş ABD İngilizcesi, yarı Türkçe ne olduğu belli olmayan bir "mutat" dili...
 
Azerbaycan haklı olarak kendini bu dilden korumak istiyor. Çabasını anlıyor ve takdir ediyorum...

Bu çabayı da uzun zaman Rus emperyalizmi altında yaşadıklarından "milliyetçiliği" bizden iyi bildiklerini düşünerek alkışlıyorum...
 
Mustafa Kemal ve Kemalistler, bu ülkeye cumhuriyeti de demokrasiyi de epey kanlı bir savaş sonrası kazandırdıkları halde, ondan sonra gelen sözde "milliyetçiler", "milliyetçiliği" "ABD peşine takılıp anti-komünizm yapmak" diye bildiklerinden, "Ne ABD Ne Rusya Tam Bağımsız Türkiye" bir türlü diyememişlerdir. Rus emperyalizminden korunmayı ABD emperyalizminin peşine takılmak diye düşünmüşlerdir...
 
Yok yok, milliyetçilerimiz buydu da "solcularımız" pek mi iyiydi? Onlar da kendi sol görüşlerine ille bir "Mekke-Medine" arıyor; Ruslar olmazsa Çinliler (Çinler daha doğru ya neyse) o da olmazsa "Arnavutluk ve Enver Hoca" Mekke ve Medineleri oluyordu.
 
Milliyetçiler de solcular da Kurtuluş Savaşı sırasındaki atalarını unutmuşlardı... O atalar ki, en milliyetçisinden en komünistine KEMALİST'tiler... Çünkü özlerinde anti-emperyalizm vardı...
 
Emperyalist bir ülkenin (ABD- RUSYA v.b fark etmez) peşine takılmayı milliyetçilik ya da solculuk sanan bu nesil, ülkesinin bağımsızlığını korumaktan acizken kendi dili TÜRKÇE'yi nasıl koruyacaktı?
 
1940 sonlarına doğru biri, (MİLLİYETÇİLER) Nazi Almanya'sı etkisiyle bir kafatası milliyetçiliğine, diğerleri de (SOLCULAR) bu milliyetçiliğe tepki duyarak aralarında savaştılar...
 
1950 sonrasını biri artık dinci bir milliyetçilik (ABD emperyalizmi etkisiyle) diğeri de bu dinci milliyetçiliğe karşı savaşmakla geçirdiler...
 
Ama bu savaşlar esnasında kimsenin aklına TÜRKÇE gelmedi...
 
Hadi milliyetçiler emperyalizm, kültür emperyalizmi falan bilmezlerdi. (daha yeni yeni öğreniyorlar... emperyalizm diyemeseler bile "okyanus ötesi" demeye başladılar) Ya solcularımız... Sabah akşam emperyalizm, kültür emperyalizmi lafları eden solcularımız, Türkçemizin bu bozulmasına seslerini bile çıkartmıyordu...
 
Mustafa Kemal o engin görüşüyle bir kez daha haklı çıkıyordu. Siz "Tevhid-i Tedrisat"ı deler; yabancı dille eğitim yapan okullar (Robert koleji, sonraları Boğaziçi; Galatasaray ve yabancı dille eğitim yapan sözde Türk okulları), dini eğitim yapan okullar (imam hatip liseleri) açarsanız, sonunuz siyasal açıdan bu olur, Türkçe açısından da...
 
Şimdi bu birincisinden mezunlar "liberaller oldu, TARAF da orduya vuruyorlar; ikinciler de iktidar da...
 
Türkiye Türkçesi mi? İkisinin de umurunda olmadı...

Cevabı AZERBAYCAN'dan aldılar...
 
"Türkiye Türkçesi dilimizi bozuyor...
 
ufuk.kesici@politikadergisi.com
 

Yorumlar

Ekleme

Türkçe Batı Lehçesi ve Çağtay Lehçesi olarak ikiye ayrılır. Batı lehçesinde Türkiye Türkçesi,Azeri Türkçesi Irak ve Suriye Türkleri, Moldavya Gökoğuz, Ahıska Türkleri. Bize göre Azerbeycan Türkçesi Şive OLMAKTADIR. ÇAĞTAY TÜRKÇESİ Özbekçe , Türkmence,Kazakca,Kırgızca , Tatar Türkçesi,Balkar, Malkar, Karaçay, Başkurt, Kazan. Uygurca Diyalektik ise Çuvaş, Tuva, Saha(sibir), Kuman Türkçesi. Ağız tanımınız doğru.

yukarıdaki yazıya ben gönderdim.

Girmeden girdiğim için ismim çıkmamış. Azerbeycan Türkçesi de Ruscadan etkilenmiş bir çok teknşik ve teknolojik kelime Rusca bence onlarında çok eksikleri var. bence itiraz ABD aksanlı Türkçeden dolayı değil Türkiye etki alanına duyarlı olan Şİİlii ön planda tutan kesimler var. Ayrıca KürtçüAPO'co olanlarda var azerbeycan da , Azerbeycan PKK'yı terörist olarak da görmüyor. Abu Feyz Elçi Bey Türkçü idi. Şimdiki yönetim eski KGB 'li olan aileden. Oarad Türk dünyasının birleşmesini istiyen Ebul feyz Elçi Bey Rusya ve Türkiye işbirliği ile indirildi.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.