Var mı Öyle Bir Babayiğit?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Dr. Gökhan Cebeci

 

‘Ne mutlu Türk’üm diyene! yazısı dağa taşa yazılmasın, kaldırılsın.’
 
‘Andımız okunmasın.’
 
‘Gençliğe Hitabe okulların duvarlarından indirilsin.’
 
‘Anıtkabir eski Yunan tapınaklarına benziyor.’

 
‘Anıtkabir’i iyice ağlama duvarına çevirdiler.’
 
’19 Mayıs artık statlarda kutlanmasın.’
 
‘Atatürk zalim ve diktatördü.’
 
‘Atatürkçülüğü hakaret sayarım.’
 
‘Atatürk milliyetçiliği diye bir şey yoktur.’
 
‘Dersim katliamı Atatürk’ün bilgisi ve izni ile yapıldı.’
 
 
Bitti mi? Bitmedi.
 
Peki yetti mi? Artık yetti.
 
Bu ülkenin en büyük ortak değerine, sadece bu toprakların değil ezilen bütün ülkelerin en büyük yol göstericisine karşı takınılan tutum ve sarf edilen sözler iyice çığırından çıkmış durumda.
 
Ne yaptı Atatürk bu ülkeye? Allah aşkına biri söylesin, ne kötülük yaptı bu millete? Ucuz siyasete kurban edilecek, elde edilmek istenen ranta alet edilecek bir değer mi O?
 
Yazın, söyleyin, bütün kininizi kusun bakalım. Peki ama dürüst olun. Aldığınız her nefeste en büyük payın O’na ait olduğunu çok iyi biliyorsunuz değil mi? ‘İleri’sini getirdiğinizi söylediğiniz demokrasiyi bu ülkede yoktan var edenin O olduğunu da…
 
Atatürk’ü silmeye çalışmanızın boş bir çaba olduğunu da bizler, bu toprakların insanları biliyoruz. Diyelim ki dağlardan sözünü, duvarlardan hitabesini, statlardan bayramını kaldırdınız.
 
Peki ya Türk Ulusu’nun gönlünden silebilir misiniz?
 
Var mı benim gönlümden Atatürk’ü silebilecek bir babayiğit?
 
Dr. Gökhan CEBECİ
iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Gökhan Bey, gönlünüze

Gökhan Bey, gönlünüze sağlık... hislerimize tercüman olmuşsunuz. Yalnız şu hususu belirtmeliyim: Atamızın ve ortaya koyduğu değerlerin dün gizliden gizliye, bugünlerde ise açıktan açığa tu-kaka edilmesinin başlıca müsebbibleri arasında yıllarca bu ülkede "Atatürkçü" geçinip Atatürk'ü ve ortaya koyduğu değerleri anlamamış veya O'nu kendi isteği doğrultusunda anlayıp anlatmış "gardrop Atatürkçüleri" de vardır. Bir diğeri de; Atatürk'ün çok iyi başardığı "teşkilat" yoksunluğumuzdur. Atatürk; ne bu türlerin anlamış oldukları dahidir ne de dinci kesimin... Atatürk'ü anlamak o kadar kolay değildir, bu ilk başta çok okumayı gerektirir, daha sonra bu vatanın havasını solumayı, bu toprakların kokusunu almayı, gıdası ile beslenmeyi, bu milletin "öz" değerleriyle yoğrulmayı gerektirir. İşte bunlardan sonra Atatürk'ü anlamaya başlayabiliriz. Atamız için atıp-tutanlarda bu saydığım gereksinimlerden bir veya birkaçı mutlaka eksiktir.

Zafer Bey,

Zafer Bey, merhabalar...

Öncelikle güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim.

Yazınızın devamında, bugün geldiğimiz noktanın nedenine ilişkin sapatamalarınızın altına imzamı atarım. Çok haklısınız. Özellikle 'örgütlülük' ve 'okumak' konularında o kadar geride kalındı ki.

'Bu vatanın havasını soluma, bu toprakların kokusunu alma, gıdası ile beslenme, bu milletin "öz" değerleriyle yoğrulma' konularına girmiyorum bile. İçim acıyor.

Saygılarımla.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.