İçeriği Yazan: Ali İhsan OĞUZ(Doğrulanmamış) Zaman: Per, 24/12/2009 - 00:02
Sayın Nuran hn. elbet ben ırkçıyım demiyor, yada bazıları gibi o olçüde sağ çizgide yer almıyor. Ama bugün toplumsal muhalefeti kemiren ve yer yer ırkçılık noktasına sapan kendilerine ulusalcılar diyen (Çoğunlukla Türk solu dergisinde kendini bulan)bir kesimden ciddi şekilde etkilendiği çok belli. O yüzden eleştirimde "ırkçılık kokan" terimini özellikle kullandım. Bakın TSK'nin kimsenin tepesine bindiği falan yok. O masallara kandırmayın kendinizi. Ayrıca dediğiniz gibi olsa da Emperyalizm elindeki kozların tamamen tüketilmesine izin vermez. Bakın kendiniz söylüyorsunuz "izin vermediler." Bu nasıl bir ülke ki düşmanları ile savaşmak için birilerinden izin alıyor. Çok net söyleyeyim DTP'nin kapatılması bugün en çok AKP'nin işine gelir. Benim asıl eleştirdiğim nokta da bu. Birşeyleri eleştirirken asıl hedef şaşırtmalarına gelmeyelim. Gelinen son aşamada DTP, Anayasa Mahkemesi tarafından oybirliği gibi net bir sonuçla kapatılmıştır. Bu gelişmelerin ayrıntıları doğru okunduğu zaman, devletin asıl amaçları daha net ortaya çıkar. Bilindiği gibi AKP hakkında açılan kapatma davasındaki oylamada aynı üyeler, 6 kabul 5 ret oyuyla AKP'yi kapatılmaktan kurtarmıştı. Özellikle Anayasa Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç'ın AKP'ye yakınlığı düşünüldüğünde, kapatma kararındaki oy birliği dikkat çekmektedir. Açılım sürecini yürüten AKP, niçin DTP'nin kapatılması yönünde çaba harcadı? Bu sorunun yanıtını verebilmek için biraz gerilere gidip, devletin kılı kırk yaran hesaplarına bakmak gerekiyor. Bir taraftan Kürt Açılımı adıyla bir süreç başlatılırken, aynı zamanda DTP'ye yönelik gözaltılar ve baskınlara hız verilmişti. Seçilen kimi hedeflere operasyon düzenleniyor ve kimi DTP'liler tutuklanıyordu. Biz, o zaman yaptığımız açıklamada, bu durumun sürecin bir parçası olduğunu ve açılımı tamamlayan yanına dikkat çekmiştik. Bir taraftan açılım adı altında Kürt potansiyeli sisteme yedeklenmeye çalışılırken diğer yandan buna direnebilecek demokratik güçler Kürt hareketi içinden temizlenmeye ya da en azından etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır. Kürt hareketi içerisinde milliyetçi ve demokratik güçlerin iki kanat olduğu bilinmektedir. Devlet burada milliyetçi güçleri elde tutarken, demokratik kanadı zayıflatmayı gelecek kurguları açısından önemli görmektedir. DTP'nin kapatılmasında AKP'nin ulusalcılarla aynı yönde davranması, bir rastlantı değil yapılan ince hesapların ürünüdür. Çünkü her kapatma sonrası kimi kırılmalar hatta ayrılıklar ortaya çıkar. İşte DTP'nin oybirliğiyle kapatılmasının arkasında böyle bir niyet olduğunu yorumlamak sanırız abartı sayılmaz. Bilmem anlatabildimmi?.
Yorumlar
Biran Yılmaz'a yanıt.
Sayın Nuran hn. elbet ben ırkçıyım demiyor, yada bazıları gibi o olçüde sağ çizgide yer almıyor. Ama bugün toplumsal muhalefeti kemiren ve yer yer ırkçılık noktasına sapan kendilerine ulusalcılar diyen (Çoğunlukla Türk solu dergisinde kendini bulan)bir kesimden ciddi şekilde etkilendiği çok belli. O yüzden eleştirimde "ırkçılık kokan" terimini özellikle kullandım. Bakın TSK'nin kimsenin tepesine bindiği falan yok. O masallara kandırmayın kendinizi. Ayrıca dediğiniz gibi olsa da Emperyalizm elindeki kozların tamamen tüketilmesine izin vermez. Bakın kendiniz söylüyorsunuz "izin vermediler." Bu nasıl bir ülke ki düşmanları ile savaşmak için birilerinden izin alıyor. Çok net söyleyeyim DTP'nin kapatılması bugün en çok AKP'nin işine gelir. Benim asıl eleştirdiğim nokta da bu. Birşeyleri eleştirirken asıl hedef şaşırtmalarına gelmeyelim. Gelinen son aşamada DTP, Anayasa Mahkemesi tarafından oybirliği gibi net bir sonuçla kapatılmıştır. Bu gelişmelerin ayrıntıları doğru okunduğu zaman, devletin asıl amaçları daha net ortaya çıkar. Bilindiği gibi AKP hakkında açılan kapatma davasındaki oylamada aynı üyeler, 6 kabul 5 ret oyuyla AKP'yi kapatılmaktan kurtarmıştı. Özellikle Anayasa Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç'ın AKP'ye yakınlığı düşünüldüğünde, kapatma kararındaki oy birliği dikkat çekmektedir. Açılım sürecini yürüten AKP, niçin DTP'nin kapatılması yönünde çaba harcadı? Bu sorunun yanıtını verebilmek için biraz gerilere gidip, devletin kılı kırk yaran hesaplarına bakmak gerekiyor. Bir taraftan Kürt Açılımı adıyla bir süreç başlatılırken, aynı zamanda DTP'ye yönelik gözaltılar ve baskınlara hız verilmişti. Seçilen kimi hedeflere operasyon düzenleniyor ve kimi DTP'liler tutuklanıyordu. Biz, o zaman yaptığımız açıklamada, bu durumun sürecin bir parçası olduğunu ve açılımı tamamlayan yanına dikkat çekmiştik. Bir taraftan açılım adı altında Kürt potansiyeli sisteme yedeklenmeye çalışılırken diğer yandan buna direnebilecek demokratik güçler Kürt hareketi içinden temizlenmeye ya da en azından etkisizleştirilmeye çalışılmaktadır. Kürt hareketi içerisinde milliyetçi ve demokratik güçlerin iki kanat olduğu bilinmektedir. Devlet burada milliyetçi güçleri elde tutarken, demokratik kanadı zayıflatmayı gelecek kurguları açısından önemli görmektedir. DTP'nin kapatılmasında AKP'nin ulusalcılarla aynı yönde davranması, bir rastlantı değil yapılan ince hesapların ürünüdür. Çünkü her kapatma sonrası kimi kırılmalar hatta ayrılıklar ortaya çıkar. İşte DTP'nin oybirliğiyle kapatılmasının arkasında böyle bir niyet olduğunu yorumlamak sanırız abartı sayılmaz. Bilmem anlatabildimmi?.