Türk aydının yanılgısı batıda süreci doğuda da olduğunu sanmak yanlışlığıdır. Batıda feodalite varken doğuda Mutlak yönetici olan krallıklar vardı. Bunlar ilk mücadelesini ürettiklerini rahat satabilmek için kilise ile birlikte feodal beylere karşı Kıraldan yana olarak verdi. Krallar topun icadının da katkısı ile mutlak krallar haline gelince bu seferde burjuvaziye dönüşen bu yeni paralı kesim yönetimden pay istedi. İngiltere'de Lordlar Kamarası yanında Avam Kamarası oluşturularak Burjuvazi sisteme entegre edilirken, Kara Avrupasında Krallık Yönetimin Burjuvazinin isteklerine sırt çevirmesi nedeniyle ihtilal ile Krallığın devrimesi (Fransız İhtilali) ile sonuçlandı.. İktidara ele geçiren Burjuvazi Kilise ihtiyacının azaldığını görünce din ile devlet işlerinin bir birinden ayrılması olan laikliği ortaya sürdü böylece ayakbağm olan kilisenin vasiyetinden kurtuldu.
MHP seçmen kitlesi geçmişte Köylü ağırlıklı, bunun yanında memur ve az sayıda işçi kesiminden oluşuyordu. MHP, Nato Ve Sovyet Paktı arasındaki evrensel çatışmada sağda yer aldığı için Sovyet işgalinden korkulduğu için ABD'ye kendine yakın görmüştür. Bu dönemde bütün dünyada orataya çıkan bu çatışma ortamında olmasına rağmen ABD'yi ve Batıyı emperyalist olarak görmüştür. Sol taraftan bu yanlış algılanmayı doğurdu. Dil konusunda solun yaptığı dilde Türkçeleştirme dilde ırkçılık olarak görüldü . Çünkü karşı düşüncenin dil jargonu gözüyle bakıldı. Aynı zamanda halktan kopmak olarak algılandı. Yenileşmenin zorlamalarla değil kabul görmeyle olacağına inanılırdı. Aynı şekilde Türklük sembolü olan Bozkurt, Ergenekon ,eski Türk hikayeleri sol kesimce ırkçılık olarak görüldü. Hatta Türküm demek suç olarak görüldü. Dış Türkler MHP tarafından varlığı ortalığa sürülürken sol taraftan tam bir inkar politikası hüküm sürüyordu. Her iki kesimce de yanlış algılama hala sürmektedir. Daha önce Tanrı dağ kadar Türk , Hira dağ kadar müslüman olma ve Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin sözleri tarikatların (Menzil,Nakşi) etkisiyle 1979-1980 arası bazı islami rengi koyulaşan guruplarca eleştirilmeye başlandı. Bunlar Bizim Ocak Dergisi Etrafında örgütlendiler. Sonra kendileri istediklerinin MHP içinde yeterince olmadığını görerek Fethullahçıların etkisiyle Muhsinciler ayrıldılar. BBP'sini kurdular. Ölen ilk 80 kişinin sol görüşlü olduğunu söylüyorsunuz. Hangi kaynağa dayanarak söyleniyor bilemiyorum. MHP 1980 darbesinde Devlete güvenilmeyeceğini gördü . Devletten yana olmak korunurken Milletten yana olmak ağırlık kazandı. Zaten 1980 sonrası kurulan MHP o dönemden yol açtığı tramvadan mümkün olduğunca kurtulmaya çalıştı.Kullanıldığının farkındalığı ile Gizli yapılanmalarla bağını kesdi. Bağı sürenleri dışladı partiden uzaklaştırdı. Özellikle birazda zorunluluktan çek senet mafyası olan eski silahşörleri ya bırakın ya da partiyi terk edin dendi. Onlarda ANAP'ta DYP'sinde yer aldılar. Dikkat edilirse MHP sonraki gizli yapılanmalardan kendini sıyırdı. Şu andaki yapılanmayla da organik bağı bulunmamaktadır. Türkçülüğün temelini atmış olan İsmail Gaspıralı , Yusuf Akçora , Ziya Gökalp , Nihal Atsız milliyetçiler tarafından okunurken ne yazık ki sol gençlik tarafından adı bile anılmazdı. Türk Milliyetçiliğinin geç gelişmesi Türkiye'nin Osmanlıdan devraldığı sanayileşmenin çok cılız olması ,varsa da Türk olmayanların elindeydi. Zaten İttihat Terakki Türk sanayicisi oluşturmak için özel gayret göstermiş, aynı gayret cumhuriyette de devam etmiştir.
Bu nedenle Milliyetçilik köylü değerleri ile taban bulması milliyetçiliğin batılı anlamda oluşmasını engellemiştir. 1980 öncesi küçük esnaf bazı orta sanayicinin Refahçı olması. 1980 sonrası Anap iktidarının içinde ağırlıklı olarak yer alan bu kesim iktidarın imkanlarından yararlanarak büyk sanayici ve işadamı olarak Asya kaplanları sıfatıyla DYP Refah döneminin imkanlarınadan istifa ederek güçlendiler. Özellikle Fethullah Gülen AP ,DSP ve DYP , Refah döeminden faydalanarak kendi maddi imkanlarını artırdılar. AKP iktidarında da zirveye çıkıp devleti nakşilerle birlikte yönetmeye başladılar. MHP zaten 1980 öncesi solun olduğu yerlerde barınamadığı için bu yerlerde barına bilen dini akımlar mevcut gecekondu seçmenini de kendi yanlarına alarak en büyük gecekondu illeri olan İstanbul'u ve Ankara'yı rahatlıkla ilk önce belediyelerde ele geçirdiler. Beldiyedeki itibarlarını genel seçimlere taşıyarak bu günkü tablo ortaya çıktı.
Yorumlar
Biraz Doğru Çok Yanlış...
Türk aydının yanılgısı batıda süreci doğuda da olduğunu sanmak yanlışlığıdır. Batıda feodalite varken doğuda Mutlak yönetici olan krallıklar vardı. Bunlar ilk mücadelesini ürettiklerini rahat satabilmek için kilise ile birlikte feodal beylere karşı Kıraldan yana olarak verdi. Krallar topun icadının da katkısı ile mutlak krallar haline gelince bu seferde burjuvaziye dönüşen bu yeni paralı kesim yönetimden pay istedi. İngiltere'de Lordlar Kamarası yanında Avam Kamarası oluşturularak Burjuvazi sisteme entegre edilirken, Kara Avrupasında Krallık Yönetimin Burjuvazinin isteklerine sırt çevirmesi nedeniyle ihtilal ile Krallığın devrimesi (Fransız İhtilali) ile sonuçlandı.. İktidara ele geçiren Burjuvazi Kilise ihtiyacının azaldığını görünce din ile devlet işlerinin bir birinden ayrılması olan laikliği ortaya sürdü böylece ayakbağm olan kilisenin vasiyetinden kurtuldu.
MHP seçmen kitlesi geçmişte Köylü ağırlıklı, bunun yanında memur ve az sayıda işçi kesiminden oluşuyordu. MHP, Nato Ve Sovyet Paktı arasındaki evrensel çatışmada sağda yer aldığı için Sovyet işgalinden korkulduğu için ABD'ye kendine yakın görmüştür. Bu dönemde bütün dünyada orataya çıkan bu çatışma ortamında olmasına rağmen ABD'yi ve Batıyı emperyalist olarak görmüştür. Sol taraftan bu yanlış algılanmayı doğurdu. Dil konusunda solun yaptığı dilde Türkçeleştirme dilde ırkçılık olarak görüldü . Çünkü karşı düşüncenin dil jargonu gözüyle bakıldı. Aynı zamanda halktan kopmak olarak algılandı. Yenileşmenin zorlamalarla değil kabul görmeyle olacağına inanılırdı. Aynı şekilde Türklük sembolü olan Bozkurt, Ergenekon ,eski Türk hikayeleri sol kesimce ırkçılık olarak görüldü. Hatta Türküm demek suç olarak görüldü. Dış Türkler MHP tarafından varlığı ortalığa sürülürken sol taraftan tam bir inkar politikası hüküm sürüyordu. Her iki kesimce de yanlış algılama hala sürmektedir. Daha önce Tanrı dağ kadar Türk , Hira dağ kadar müslüman olma ve Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin sözleri tarikatların (Menzil,Nakşi) etkisiyle 1979-1980 arası bazı islami rengi koyulaşan guruplarca eleştirilmeye başlandı. Bunlar Bizim Ocak Dergisi Etrafında örgütlendiler. Sonra kendileri istediklerinin MHP içinde yeterince olmadığını görerek Fethullahçıların etkisiyle Muhsinciler ayrıldılar. BBP'sini kurdular. Ölen ilk 80 kişinin sol görüşlü olduğunu söylüyorsunuz. Hangi kaynağa dayanarak söyleniyor bilemiyorum. MHP 1980 darbesinde Devlete güvenilmeyeceğini gördü . Devletten yana olmak korunurken Milletten yana olmak ağırlık kazandı. Zaten 1980 sonrası kurulan MHP o dönemden yol açtığı tramvadan mümkün olduğunca kurtulmaya çalıştı.Kullanıldığının farkındalığı ile Gizli yapılanmalarla bağını kesdi. Bağı sürenleri dışladı partiden uzaklaştırdı. Özellikle birazda zorunluluktan çek senet mafyası olan eski silahşörleri ya bırakın ya da partiyi terk edin dendi. Onlarda ANAP'ta DYP'sinde yer aldılar. Dikkat edilirse MHP sonraki gizli yapılanmalardan kendini sıyırdı. Şu andaki yapılanmayla da organik bağı bulunmamaktadır. Türkçülüğün temelini atmış olan İsmail Gaspıralı , Yusuf Akçora , Ziya Gökalp , Nihal Atsız milliyetçiler tarafından okunurken ne yazık ki sol gençlik tarafından adı bile anılmazdı. Türk Milliyetçiliğinin geç gelişmesi Türkiye'nin Osmanlıdan devraldığı sanayileşmenin çok cılız olması ,varsa da Türk olmayanların elindeydi. Zaten İttihat Terakki Türk sanayicisi oluşturmak için özel gayret göstermiş, aynı gayret cumhuriyette de devam etmiştir.
Bu nedenle Milliyetçilik köylü değerleri ile taban bulması milliyetçiliğin batılı anlamda oluşmasını engellemiştir. 1980 öncesi küçük esnaf bazı orta sanayicinin Refahçı olması. 1980 sonrası Anap iktidarının içinde ağırlıklı olarak yer alan bu kesim iktidarın imkanlarından yararlanarak büyk sanayici ve işadamı olarak Asya kaplanları sıfatıyla DYP Refah döneminin imkanlarınadan istifa ederek güçlendiler. Özellikle Fethullah Gülen AP ,DSP ve DYP , Refah döeminden faydalanarak kendi maddi imkanlarını artırdılar. AKP iktidarında da zirveye çıkıp devleti nakşilerle birlikte yönetmeye başladılar. MHP zaten 1980 öncesi solun olduğu yerlerde barınamadığı için bu yerlerde barına bilen dini akımlar mevcut gecekondu seçmenini de kendi yanlarına alarak en büyük gecekondu illeri olan İstanbul'u ve Ankara'yı rahatlıkla ilk önce belediyelerde ele geçirdiler. Beldiyedeki itibarlarını genel seçimlere taşıyarak bu günkü tablo ortaya çıktı.