Sorun Sadece Lider Mi? Çözüm Üretemeyenler Sorunun Ne Olduğunu Bilmiyor Demektir

Çoğunlukların azınlıklara tahakkümü normaldir. Ancak: AZINLIKLARIN ÇOĞUNLUĞA TAHAKKÜMÜ ANORMALDİR.

SORUN LİDERDE DEĞİL, AZINLIKLARIN TAHAKKÜMÜNÜ OLUŞTURAN, YOLSUZLUK EKONOMİSİ POLİTİKALARINDAN BAŞKA POLİTİKA ÜRETMEYEN TBMM. NİN YAPISINDA.

SORUN EZBER POLİTİKALAR OLUŞTURAN VE BUNLARDAN DAYANAK ALAN PARLAMENTER SİSTEMİMİZDE.

SORUN SADECE LİDER Mİ? ÇÖZÜM ÜRETEMEYENLER SORUNUN NE OLDUĞUNU BİLMİYOR DEMEKTİR.

Bugünkü GERÇEK GÜNDEM de SEBAHATTİN ÖNKİBAR’ın bir yazısı var. Başlığı; “TÜSİAD bu isimleri halka soruyor”. Yazının içeriğinde şu yorumu yapmış;

“İki saati aşan yemeğin sonunda edindiğim izlenime gelince:

1) TÜSİAD Tayyip bey sonrası kesin lider arayışında!

2) Patronlar Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’den ümitsiz ve CHP ile MHP’nin bu haliyle AKP’yi geriletemeyeceğini düşünüyor.

3) İstanbul dukalığı yorgun AKP’yi alaşağı etmenin olmazsa olmazı olarak yeni bir oluşumu kaçınılmaz görüyor!

4) TÜSİAD bunun için bütün Türkiye’de binlerce denek üzerinden geniş bir anket yaptırıyor ve aranan liderin nasıl olması gerektiği ile muhtemel lider adayları soruluyor!

5) Liderliğe adı geçenler Rıfat Hisarcıklıoğlu, Kemal Derviş, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Köksal Toptan, Prof. Dr. Emre Alkin, İlhan Kesici ve de Prof. Dr. Tansu Çiller. Farklı görüşleri, öngörüleri ve fikirlerinin yanı sıra Milli Ekonomi Modeli’yle dikkatleri çeken Prof. Dr. Haydar Baş, lider adayları arasında öne çıkmaktadır.

6) TÜSİAD, AKP ile ABD’nin İran ve Suriye bağlamında er ya da geç yol ayırımına geleceğini düşünüyor!

7) Edindiğim bir başka izlenim TÜSİAD’ın 2012’de ekonomik bir buhrana kesin gözüyle baktığı ve AKP’nin bu ekonomik kaosla yara alacağı bakışıydı!”

Diye yazısını sürdürmüş.

Çoğunlukların azınlıklara tahakkümü normaldir. Ancak: AZINLIKLARIN ÇOĞUNLUĞA TAHAKKÜMÜ ANORMALDİR.

SORUN LİDERDE DEĞİL, AZINLIKLARIN TAHAKKÜMÜNÜ OLUŞTURAN, YOLSUZLUK EKONOMİSİ POLİTİKALARINDAN BAŞKA POLİTİKA ÜRETMEYEN TBMM. NİN YAPISINDA.

SORUN EZBER POLİTİKALAR OLUŞTURAN VE BUNLARDAN DAYANAK ALAN PARLAMENTER SİSTEMİMİZDE.

Parti liderlerinin tüm milletvekilleri üzerinde tahakkümü ile başlayan azınlıkların çoğunluklara tahakkümü; çıkar lobilerinin parti başkanlarına dolayısıyla tüm parlamentoya tahakkümleriyle, tüm vatandaşların üzerinde tahakküme dnüşmektedir.

SORUN İŞTE BU YAPIDA.

ÇÖZÜMÜ BİLMEYEN SORUNU BİLMİYOR DEMEKTİR. SORUNU BİLMEYEN ZATEN ÇÖZÜM ÜRETEMEZ.

Çözüm aslında belli ve çok basit:

E-DEVLET ŞEFFAFLIĞI YAPISINDA YARI DOĞRUDAN HÜKÜMET ŞEKİLLERİ İLE YÖNETİM.

Azınlıkların tahakkümüne geçit vermeyecek ÇİFT PARLAMENTER SİSTEM.

Vatandaşın milletvekillerine rakip olmasını sağlayacak, bununla birlikte seçmeni edilgenlikten kurtarıp etken yapacak; referandumlarla yönetime bire bir katılma sistemi.

Vatandaş çıkan yasaları veto edebilmeli, yasa önerebilmeli dolayısıyla üstünde oluşabilecek tüm tahakkümleri yıkabilmeli.

Azınlıkların çoğunluklara olan tahakkümü yok edilmeli. Böyle olursa dayatmalara mecburiyet kalmaz.

Bu sistemin oluşması için lidere gerek yok ki. Madem demokrasi istiyoruz. Madem demokrasi çoğunlukcu değil, çoğulcu demokraside gerçek değerini bulur diyoruz, peki lider niye?

Şura gerçeği varken lidere ne gerek var. Başka bir tahakküm modeli oluşturmak mı gaye?

Lider, bu sistemin oluşması için yapılacak etki-tepki eylemlerinde gerekli olabilir, ancak.

Sistem bu şekilde olacaksa, lider değil şura gereklidir.

Sistemdeki “AKİL ADAMLAR MECLİSİ-SENATO” şura demektir.

TÜSİAD bir şeylere önderlik yapmak istiyorsa eğer, böyle bir atılımın önderliğini yapmalı,

Yeni bir tahakküm modelinin oluşmasının önderliğini değil.

Ezberleri bozmak gerek, ezberlerle yol alınmaz.

"Yeni Anayasa" işte böyle bir sistemin anayasası olmalı. Gerisi yeni bir kandırmacadır ancak.

Burhan İŞCAN

iletisim@politikadergisi.com