İçeriği Yazan: Mehmet ÇAĞIRICI Zaman: Per, 22/03/2012 - 12:18
Siyaseti siyaset yapanların iyi veya kötü niyetlerine bağlamak, siyaseti yüzeysel değerlendirmektir. Sayın Erhan Salman'a göre geçmişte ötekileştirilenler, dışlananlar şimdi iktidardalar; roller tersine döndü; onlar da şimdi diğerlerini dışlıyor ve ötekileştiriyorlar. Türk siyasetindeki bütün sorun veya siyasetimizde eksik olan; karşılıklı anlayış, empati, hoş görüdür vs.
Mesele bu kadar basit değildir. Siyaset, elbette insanlar tarafından yapılır. Siyasetçilerin belli bir bilgi birikimleri, tecrübeleri, alışkanlıkları, dünyaya bakışları, inançları vs. vardır. Bütün bu unsurlar siyaset yapmada muhakkak bir rol oynarlar. Fakat siyaset bir bireysel olgu değil bir TOPLUMSAL olgudur. Her toplumsal olay ise belli bir TARİHSEL gelişimin ürünü ve belli bir toplumsal grubun, sınıfın vs. ÇIKARLARININ bir yansımasıdır. Ayrıca günümüzde yerel siyaset bile az veya çok küresel dinamiklerin etkisi altındadır. Her zaman siyasi analizlerde ulusal ve uluslararası ilişkileri yani büyük resmi göz önünde tutmak gerekir.
Örneğin AKP lideri RT Erdoğan siyaset yaparken kendisi veya ailesi için siyaset yapmıyor. Onun yaptığı siyaset Türkiye'de ve dünyada bazı insanların, grupların veya sınıfların çıkarına uygun düşerken, yine bazılarına ters düşmektedir. Elbette siyasette belli bir rekabet, yarış veya mücadele vardır. Bu mücadelede kişisel bilgi, beceri, tecrübe, zekâ vs. önemli rol oynar. Fakat son tahlilde ne kadar becerikli ve akıllıca yapılırsa yapılsın, her siyaset analizinde sorulması gereken ana soru; kimin için siyasettir!
Değerli edebiyatçı Oktay AKBAL işte bu açıdan R.T. Erdoğan’ın siyasetini değerlendirerek bizi uyarıyor. Sayın Oktay AKBAL şimdiki iktidarın siyaseti için "Cumhuriyeti başka türlü bir hallere sokmak istiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri vardır. Atatürk'ü vardır. Atatürk'ün temelleri vardır. Kurtaran O'dur. O bakımdan Atatürk'ün bütün eserlerinin birer birer yok edildiğini görmek beni çok üzüyor." diyor.
Görülüyor ki bugün ülkemizdeki iktidar ile bağlantılı olarak yaşadığımız mesele SADECE bir demokrasi meselesi değildir. Mesele; AKP ve lideri, emperyalizmin çıkarına, onun Büyük Ortadoğu Projesini yaşama geçirmek için M. Kemal Atatürk'ün liderliğinde oluşmuş bağımsız bir devleti yıkıp, yerine emperyalistlere köle gibi sadık bir sömürge devlet oluşturmak. Erdoğan bu niyetini gizlemiyor bile. Kendisi her vesile ile BOP’un eş başkanı olduğunu açıkça itiraf etmektedir.
Kısaca ülkemizin kaderini belirleyen AKP ve lideri Erdoğan yabancı emperyalist çıkarlarına yarayan bu siyasetiyle devletimize, toplumumuza zarar vermektedir. Atatürk’ün hedeflediği ileri, modern, uygar, gelişmiş aydın bir toplumun güvencesi olan bağımsız, laik, demokratik bir hukuk devleti yerine; emperyalizmin kolayca güdebileceği, parçalanmış; bilime, akla, mantığa aykırı yeni bir topluma doğru sadece demokrasi değil bütünüyle siyasal sistem değiştirilmek istenmektedir. Tehlikeburada!
Bu sorun, bu tehlike iyi niyet çağrıları, psikolojik anlayışsızlık eleştirileri ile çözülemez! Evet, bu sorunun çözümü; Sayın Erhan Salman’ın önerdiği biçimde, çok ZORDUR! Çünkü sorunun temelinde NESNEL, TOPLUMSAL çıkarlar yatmaktadır. Bu nedenle bu tip rejim sorunları da ancak herkesin kendi tarafını bilinçli olarak seçtiği çetin bir mücadeleyle çözülür.
NOT: Tarihini bilmeyen geleceğini kuramaz. Antiemperyalist mücadelede işgal altındaki ana yurdu ordumuz kurtarmış ve böylece ordumuz Türk milletinin TBMM temsilcileri aracılığı modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ön koşullarını da yaratmıştır. Kısaca ordumuzla milletimiz tarihsel olarak kaynaşmıştır. Sayın Oktay AKBAL; bugün ki AKP iktidarının TSK’yı yıpratmasını, ordusu ile ulusunun arasına kama sokmaya çalışmasını da şiddetle kınamaktadır!
Yorumlar
Uzlaşmaz çelişkiler sadece mücadeleyle çözülür!
Siyaseti siyaset yapanların iyi veya kötü niyetlerine bağlamak, siyaseti yüzeysel değerlendirmektir. Sayın Erhan Salman'a göre geçmişte ötekileştirilenler, dışlananlar şimdi iktidardalar; roller tersine döndü; onlar da şimdi diğerlerini dışlıyor ve ötekileştiriyorlar. Türk siyasetindeki bütün sorun veya siyasetimizde eksik olan; karşılıklı anlayış, empati, hoş görüdür vs.
Mesele bu kadar basit değildir. Siyaset, elbette insanlar tarafından yapılır. Siyasetçilerin belli bir bilgi birikimleri, tecrübeleri, alışkanlıkları, dünyaya bakışları, inançları vs. vardır. Bütün bu unsurlar siyaset yapmada muhakkak bir rol oynarlar. Fakat siyaset bir bireysel olgu değil bir TOPLUMSAL olgudur. Her toplumsal olay ise belli bir TARİHSEL gelişimin ürünü ve belli bir toplumsal grubun, sınıfın vs. ÇIKARLARININ bir yansımasıdır. Ayrıca günümüzde yerel siyaset bile az veya çok küresel dinamiklerin etkisi altındadır. Her zaman siyasi analizlerde ulusal ve uluslararası ilişkileri yani büyük resmi göz önünde tutmak gerekir.
Örneğin AKP lideri RT Erdoğan siyaset yaparken kendisi veya ailesi için siyaset yapmıyor. Onun yaptığı siyaset Türkiye'de ve dünyada bazı insanların, grupların veya sınıfların çıkarına uygun düşerken, yine bazılarına ters düşmektedir. Elbette siyasette belli bir rekabet, yarış veya mücadele vardır. Bu mücadelede kişisel bilgi, beceri, tecrübe, zekâ vs. önemli rol oynar. Fakat son tahlilde ne kadar becerikli ve akıllıca yapılırsa yapılsın, her siyaset analizinde sorulması gereken ana soru; kimin için siyasettir!
Değerli edebiyatçı Oktay AKBAL işte bu açıdan R.T. Erdoğan’ın siyasetini değerlendirerek bizi uyarıyor. Sayın Oktay AKBAL şimdiki iktidarın siyaseti için "Cumhuriyeti başka türlü bir hallere sokmak istiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri vardır. Atatürk'ü vardır. Atatürk'ün temelleri vardır. Kurtaran O'dur. O bakımdan Atatürk'ün bütün eserlerinin birer birer yok edildiğini görmek beni çok üzüyor." diyor.
Görülüyor ki bugün ülkemizdeki iktidar ile bağlantılı olarak yaşadığımız mesele SADECE bir demokrasi meselesi değildir. Mesele; AKP ve lideri, emperyalizmin çıkarına, onun Büyük Ortadoğu Projesini yaşama geçirmek için M. Kemal Atatürk'ün liderliğinde oluşmuş bağımsız bir devleti yıkıp, yerine emperyalistlere köle gibi sadık bir sömürge devlet oluşturmak. Erdoğan bu niyetini gizlemiyor bile. Kendisi her vesile ile BOP’un eş başkanı olduğunu açıkça itiraf etmektedir.
Kısaca ülkemizin kaderini belirleyen AKP ve lideri Erdoğan yabancı emperyalist çıkarlarına yarayan bu siyasetiyle devletimize, toplumumuza zarar vermektedir. Atatürk’ün hedeflediği ileri, modern, uygar, gelişmiş aydın bir toplumun güvencesi olan bağımsız, laik, demokratik bir hukuk devleti yerine; emperyalizmin kolayca güdebileceği, parçalanmış; bilime, akla, mantığa aykırı yeni bir topluma doğru sadece demokrasi değil bütünüyle siyasal sistem değiştirilmek istenmektedir. Tehlike burada!
Bu sorun, bu tehlike iyi niyet çağrıları, psikolojik anlayışsızlık eleştirileri ile çözülemez! Evet, bu sorunun çözümü; Sayın Erhan Salman’ın önerdiği biçimde, çok ZORDUR! Çünkü sorunun temelinde NESNEL, TOPLUMSAL çıkarlar yatmaktadır. Bu nedenle bu tip rejim sorunları da ancak herkesin kendi tarafını bilinçli olarak seçtiği çetin bir mücadeleyle çözülür.
NOT: Tarihini bilmeyen geleceğini kuramaz. Antiemperyalist mücadelede işgal altındaki ana yurdu ordumuz kurtarmış ve böylece ordumuz Türk milletinin TBMM temsilcileri aracılığı modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ön koşullarını da yaratmıştır. Kısaca ordumuzla milletimiz tarihsel olarak kaynaşmıştır. Sayın Oktay AKBAL; bugün ki AKP iktidarının TSK’yı yıpratmasını, ordusu ile ulusunun arasına kama sokmaya çalışmasını da şiddetle kınamaktadır!