Bu yazınıza mutlaka komşu köşeden yanıt vereceğim ancak şunu söyleyebilirm modernizim in ortaya koyduğu sınırsız tüketim metaforunu ele alırken insani beklentilerin sınırsızlaştırılması ve duyu hareketlerini es geçmeniz düşündürücü bir tespit olarak kaydedilebilir. Çünkü devasa bir metafor olan sosyal kapitaliz in modernizm le at başı olarak sürdürdüğü küreselleşme algı itibarıyle kendi sonunu hazırlayan bir mücadelenin yani üçüncü kuşak "Silahsız Savaş Çağı" nın başlangıcını haber vermektedir..
Buna mukabil ikincil dünya halkalrı ve toplumsal vatandaşlık ekseninde günümüz dünyasında söz sahibi olma arzusundaki makul bir çoğunluğunda bu tüketim mekanizmasına karşı kendi tatmin sistematiğini üretme çabası da yadsınamaz ki günümüz dünyasını yeniden şekillendiren şey de aslında bu dengenin yeni yeni kurulmaya çalışılmasıdır aslında...
Ortak bir değer arayışı içerisindeki insanlık ailesinin son tahlildeki durumuna bakacak olursak beklentilerin de kendi insiyatifinde şekillendiği bir zeminde beklentisizliğin bir çözüm önerisi olarak sunulduğuna da tanık olduğumuzu inkar edemeyiz. Bu itibarla önceliklerin belirlenmesi noktasında sergilenecek bir irade ve eylem beyanının bilinçli olarak yaygınlaştırılması günümüz dünyasını kontrol etmek için sivil bir alternatif oluşturulmasını imkansız kılan "üst yapı" olgusuna karşı son derece kritik bir atılım olarak değerlendirilebilir..
Önceliklerin tayini ve irade yönlendirmesi ise bu temel sürecin bir sonraki aşamasını ortaya çıkartan teorik bir düzenin kendi anlam dünyası içerisinde somutlaştırdığı sivil itaatsizlik olgusunu da bünyesinde barındıran bir harekettir. Bunu sağlamak için siyasal birliğin sağlanması ve farklı ideolojik gruplara dağılarak entellektüel birikimini etkisiz kılmış aydınların devreye girmesi sağlanmalıdır.. Sonuçta her olgu karşıtının gücüyle kendini sınar ve bu sınama yoluyla elde ettiği mantıksal eksiklikleri tamamlayarak mücadele ettiği alanı ele geçirmek ikincil engelleyicilerin tasarımıyla maşgul olur.. Burada esas olan taraf ların birbirlerine ne kadar üstünlük sağldığı değil oluşturulan mücadele alanı çevresinde yuvalanan toplumların gerçek hareketi gözden kaçırmasını sağlamaktır. İşte yazınızda belirttiğiniz modernizm üçlemesinin asıl çıkış noktası "Metafizik Rasyonalizm" dir bunun anlamı şudur.. Biri ya da birileri kendi oluşturdukları gizli yapı yı değşifre etmemek için küresel gündemi meşgul eden kavramlar üretirken onların arka plandaki destekçileri sahip oldukları güçle kavramsal terminolojide kendisine yol arayan modernizm in sınır tanımayan dönüşümünü uzun zaman önce planladıkları istikamete çevirmek için zaman sermaye ve entellektüel birikim tesis etmektir.. Dikkat edin burada önemli olan bir kişi nin kurumun ya da düşünce grubunun değil topyekün insanlığın bir sonraki çağdaki yönünü tayin etme mücadelesini ortaya koyan bir iradenin geliştirdiği entellektüel bir soykırım girişimidir...
Yorumlar
Kavramsal Termimolojide Modernizm
Bu yazınıza mutlaka komşu köşeden yanıt vereceğim ancak şunu söyleyebilirm modernizim in ortaya koyduğu sınırsız tüketim metaforunu ele alırken insani beklentilerin sınırsızlaştırılması ve duyu hareketlerini es geçmeniz düşündürücü bir tespit olarak kaydedilebilir. Çünkü devasa bir metafor olan sosyal kapitaliz in modernizm le at başı olarak sürdürdüğü küreselleşme algı itibarıyle kendi sonunu hazırlayan bir mücadelenin yani üçüncü kuşak "Silahsız Savaş Çağı" nın başlangıcını haber vermektedir..
Buna mukabil ikincil dünya halkalrı ve toplumsal vatandaşlık ekseninde günümüz dünyasında söz sahibi olma arzusundaki makul bir çoğunluğunda bu tüketim mekanizmasına karşı kendi tatmin sistematiğini üretme çabası da yadsınamaz ki günümüz dünyasını yeniden şekillendiren şey de aslında bu dengenin yeni yeni kurulmaya çalışılmasıdır aslında...
Ortak bir değer arayışı içerisindeki insanlık ailesinin son tahlildeki durumuna bakacak olursak beklentilerin de kendi insiyatifinde şekillendiği bir zeminde beklentisizliğin bir çözüm önerisi olarak sunulduğuna da tanık olduğumuzu inkar edemeyiz. Bu itibarla önceliklerin belirlenmesi noktasında sergilenecek bir irade ve eylem beyanının bilinçli olarak yaygınlaştırılması günümüz dünyasını kontrol etmek için sivil bir alternatif oluşturulmasını imkansız kılan "üst yapı" olgusuna karşı son derece kritik bir atılım olarak değerlendirilebilir..
Önceliklerin tayini ve irade yönlendirmesi ise bu temel sürecin bir sonraki aşamasını ortaya çıkartan teorik bir düzenin kendi anlam dünyası içerisinde somutlaştırdığı sivil itaatsizlik olgusunu da bünyesinde barındıran bir harekettir. Bunu sağlamak için siyasal birliğin sağlanması ve farklı ideolojik gruplara dağılarak entellektüel birikimini etkisiz kılmış aydınların devreye girmesi sağlanmalıdır.. Sonuçta her olgu karşıtının gücüyle kendini sınar ve bu sınama yoluyla elde ettiği mantıksal eksiklikleri tamamlayarak mücadele ettiği alanı ele geçirmek ikincil engelleyicilerin tasarımıyla maşgul olur.. Burada esas olan taraf ların birbirlerine ne kadar üstünlük sağldığı değil oluşturulan mücadele alanı çevresinde yuvalanan toplumların gerçek hareketi gözden kaçırmasını sağlamaktır. İşte yazınızda belirttiğiniz modernizm üçlemesinin asıl çıkış noktası "Metafizik Rasyonalizm" dir bunun anlamı şudur.. Biri ya da birileri kendi oluşturdukları gizli yapı yı değşifre etmemek için küresel gündemi meşgul eden kavramlar üretirken onların arka plandaki destekçileri sahip oldukları güçle kavramsal terminolojide kendisine yol arayan modernizm in sınır tanımayan dönüşümünü uzun zaman önce planladıkları istikamete çevirmek için zaman sermaye ve entellektüel birikim tesis etmektir.. Dikkat edin burada önemli olan bir kişi nin kurumun ya da düşünce grubunun değil topyekün insanlığın bir sonraki çağdaki yönünü tayin etme mücadelesini ortaya koyan bir iradenin geliştirdiği entellektüel bir soykırım girişimidir...