İçeriği Yazan: Mehmet ÇAĞIRICI Zaman: Pzt, 28/10/2013 - 12:14
Sayın Güler KALAY,
“Neoliberalizm ve Kimlik Siyaseti” başlı yazınız, günümüz dünyasında ve ülkemizde son yıllarda olup bitenleri doğru anlamamız için önemli bir analiz olmuş. Elinize sağlık. Ben analizini yaptığınız yazınıza küçük bir katkı yapmak istiyorum.
20. yy.’ın son çeyreğinden itibaren dünya toplumsal tarihinin son 35 yılına damga vuran; ekonomi politikada “Neoliberalizm”, ideolojide postmodernizm ve yeni muhafazakârlık(neocon) akımlarının hızlı bir biçimde küreselleşmesine, uluslar üstü küresel dev şirketlerin ve finans sermayenin çabaları dışında iki faktör daha çok önemli ve uygun koşul hazırlamıştır. Birincisi, SSCB ve Doğu Avrupa ülkelerinde uygulanan bürokratik-dogmatik sosyalist sistemin çökmesi, ikincisi ise bilim ve teknolojideki olağanüstü devrimdir.(Kompüter, İnternet, Cep telefonu vs.)
Küreselleşme sürecinde neoliberalizm, postmodernizm ve yeni muhafazakârlık ideolojilerin genel hatlarıyla amaçları şunlardır:
Rusya’daki 1917 Ekim Sosyalist Devrimi’nden ve 1929 büyük ekonomik krizinden sonra dünya kapitalist sistemin ekonomi politikalarına egemen olan Keynesçi kapitalist sistemi özelleştirmelerle yeniden liberalleştirmek, işçi sınıfının sosyal kazanımlarını törpülemek;
Eski sosyalist ülkeleri süratle kapitalist sisteme entegre etmek,
Ulusal bağımsızlığına kavuşmuş ülkelerin ulus devletlerini zayıflatıp parçalayarak yeniden bağımlı veya yeni sömürge haline getirmek ve
Sosyalist ideoloji ve programı tamamen insanlığın gündeminden düşürmektir.
Ancak neoliberalizm , postmodernizm ve yeni muhafazakârlık ideolojilerinin yaygınlaşması, dolayısı ile küreselleşme; ABD'de patlayan 2007/2008 büyük finans ve ekonomik krizle çok büyük bir darbe yemiştir. Bu hareketler yukarıda sayılan ilk iki amaçlarını büyük ölçüde gerçekleştirmelerine rağmen, son iki amaçlarında başarısızlığa uğramaktadırlar.
Ayrıca emperyalizminin Irak, Afganistan ve nihayet Suriye’de yenilmesi, emperyalizmin dolayısı ile neoliberalizmin , postmodernizm ve yeni muhafazakârlık ideolojilerin krizlerini de derinleştirmektedir.
Özellikle Çin, Vietnam, Venezuela vs. gibi sosyalist ülkelerin geçmişteki hatalarını düzelterek büyük başarılar elde etmesi; BRIC, Şangay İşbirliği vs. gibi sosyalist ve ulusal bağımsız ülkelerin son ekonomik başarıları vs. giderek bütün dünyada, özellikle de ulus devletlerde yeni ideoloji ve programları gündeme taşımaktadır.
Bu bağlamda ülkemiz Türkiye’de neoliberalizm , postmodernizm ve yeni muhafazakârlık ideolojilerin uygulayıcısı konumunda olan AKP iktidarının da artık bir çöküşe geçtiği ortadadır. “Haziran ayaklanması” veya “Gezi Direnişi” bu durumun en son kanıtıdır.
Yorumlar
Neoliberalizm Ve Kimlik Siyaseti Gerilemektedir!
Sayın Güler KALAY,
“Neoliberalizm ve Kimlik Siyaseti” başlı yazınız, günümüz dünyasında ve ülkemizde son yıllarda olup bitenleri doğru anlamamız için önemli bir analiz olmuş. Elinize sağlık. Ben analizini yaptığınız yazınıza küçük bir katkı yapmak istiyorum.
20. yy.’ın son çeyreğinden itibaren dünya toplumsal tarihinin son 35 yılına damga vuran; ekonomi politikada “Neoliberalizm”, ideolojide postmodernizm ve yeni muhafazakârlık(neocon) akımlarının hızlı bir biçimde küreselleşmesine, uluslar üstü küresel dev şirketlerin ve finans sermayenin çabaları dışında iki faktör daha çok önemli ve uygun koşul hazırlamıştır. Birincisi, SSCB ve Doğu Avrupa ülkelerinde uygulanan bürokratik-dogmatik sosyalist sistemin çökmesi, ikincisi ise bilim ve teknolojideki olağanüstü devrimdir.(Kompüter, İnternet, Cep telefonu vs.)
Küreselleşme sürecinde neoliberalizm, postmodernizm ve yeni muhafazakârlık ideolojilerin genel hatlarıyla amaçları şunlardır:
Ancak neoliberalizm , postmodernizm ve yeni muhafazakârlık ideolojilerinin yaygınlaşması, dolayısı ile küreselleşme; ABD'de patlayan 2007/2008 büyük finans ve ekonomik krizle çok büyük bir darbe yemiştir. Bu hareketler yukarıda sayılan ilk iki amaçlarını büyük ölçüde gerçekleştirmelerine rağmen, son iki amaçlarında başarısızlığa uğramaktadırlar.
Ayrıca emperyalizminin Irak, Afganistan ve nihayet Suriye’de yenilmesi, emperyalizmin dolayısı ile neoliberalizmin , postmodernizm ve yeni muhafazakârlık ideolojilerin krizlerini de derinleştirmektedir.
Özellikle Çin, Vietnam, Venezuela vs. gibi sosyalist ülkelerin geçmişteki hatalarını düzelterek büyük başarılar elde etmesi; BRIC, Şangay İşbirliği vs. gibi sosyalist ve ulusal bağımsız ülkelerin son ekonomik başarıları vs. giderek bütün dünyada, özellikle de ulus devletlerde yeni ideoloji ve programları gündeme taşımaktadır.
Bu bağlamda ülkemiz Türkiye’de neoliberalizm , postmodernizm ve yeni muhafazakârlık ideolojilerin uygulayıcısı konumunda olan AKP iktidarının da artık bir çöküşe geçtiği ortadadır. “Haziran ayaklanması” veya “Gezi Direnişi” bu durumun en son kanıtıdır.