Yerel seçimlere giderken ülkede bir nefret ve gerginlik ortamı olduğu kesin.Ancak bunun sorumlusu başbakan ve onun izlediği ayrıştırıcı söylem ve sıyasi çizgidir.Kendinden olmıyanı ve kendisi gibi düşünmeyeni dışlayan ve onu ötekileştiren bir söylem cepheleşmeyi getirmektedir.Ortada internete sızan ses kayıtları var bu ses kayıtlarından toplumda akpli bakanların ve başbakanın rüşvet ve yolsuzluğu bulaşmış olduğu yönünde bir algı oluşmuştur. Bu ses kayıtlarının gerçek olup olmadığını montaj ya da dublaj olup olmadığını kanıtlamak yine bu hükümetin görevidir.Bu yasadışı dinlemeyi yapanları başbakan paralel devletin adamları yani cemaat mensupları olarak topluma lanse etmektedir.Bakan çocuklarının yatak odalarındaki ayakkabı kutularına parayı da paralel devlet mi koymuştur.Paralel kelime anlamı aynı yöne bakan aynı çizgiler demektir.Unutulmaması gerekir ki bugüne dek gerek ergenekon gerek balyoz operasyonlarını bu cemaat mensubu hakim ve savcıların sahte dijital delillere dayandırarak başlattıkları zaman neden akp ve başbakan seyirci kalmıştır bu olanlara.12 yıllık iktidarı boyunca akp, cemaatin yargıya polise ve devlete sızdığını yeni mi farketmiştir?Benim bildiğim bu cemaat ve gülen şimdiye dek tüm başbakanlarla ecevit dahil iyi ilişkileri olan birisidir. Ta 80li yıllardan itibaren karakollara zaman gazetesi dışında hiçbir gazete girmezken şimdi kalkıp polis cemaatin kontrolüne geçti demek artık günaydın üsküdarda sabah oldu demektir. Akp cemaat çatışması dersanelerden çıkmıştır. Çünkü dersaneler cemaatın adam devşirdiği alanlar olmuştur. Cemaat heryere imamlar atarken hükümet nerdeydi? Şimdi kalkıp şikayet etmekteler ama artık samimiyetlerini yitirmişlerdir.Cemaatin devlete özellikle emniyete sızmasını kitabında deşifre eden emniyet mensubu hanefi avcı hapse atılırken akılları nerdeydi bugün cemaatten şikayet edenlerin.Son olarak cemaatle elbette mücadele edilmeli ve devletten temizlenmeli sosyal gücü tasfiye edilmelidir,ancak 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonucunda akp iktidarının da artık halk desteğini giderek yitirdiği bir gerçektir.31 Mart yerel seçimleri Türk siyasi hayatı açısından bir dönüm noktasıdır.Yerel seçimlerde seçmen iradesi tam olarak sandığa yansımak zorundadır.Seçim oyunlarına karşı gerekli tedbirler alınmalıdır. Muhalefetin bu yerel seçimleri genel seçimler havasına soktuğu görülmektedir.Dürüst bir demokratik yarışın sonucu beklenmelidir.
Yorumlar
Akılları Nerdeydi?
Yerel seçimlere giderken ülkede bir nefret ve gerginlik ortamı olduğu kesin.Ancak bunun sorumlusu başbakan ve onun izlediği ayrıştırıcı söylem ve sıyasi çizgidir.Kendinden olmıyanı ve kendisi gibi düşünmeyeni dışlayan ve onu ötekileştiren bir söylem cepheleşmeyi getirmektedir.Ortada internete sızan ses kayıtları var bu ses kayıtlarından toplumda akpli bakanların ve başbakanın rüşvet ve yolsuzluğu bulaşmış olduğu yönünde bir algı oluşmuştur. Bu ses kayıtlarının gerçek olup olmadığını montaj ya da dublaj olup olmadığını kanıtlamak yine bu hükümetin görevidir.Bu yasadışı dinlemeyi yapanları başbakan paralel devletin adamları yani cemaat mensupları olarak topluma lanse etmektedir.Bakan çocuklarının yatak odalarındaki ayakkabı kutularına parayı da paralel devlet mi koymuştur.Paralel kelime anlamı aynı yöne bakan aynı çizgiler demektir.Unutulmaması gerekir ki bugüne dek gerek ergenekon gerek balyoz operasyonlarını bu cemaat mensubu hakim ve savcıların sahte dijital delillere dayandırarak başlattıkları zaman neden akp ve başbakan seyirci kalmıştır bu olanlara.12 yıllık iktidarı boyunca akp, cemaatin yargıya polise ve devlete sızdığını yeni mi farketmiştir?Benim bildiğim bu cemaat ve gülen şimdiye dek tüm başbakanlarla ecevit dahil iyi ilişkileri olan birisidir. Ta 80li yıllardan itibaren karakollara zaman gazetesi dışında hiçbir gazete girmezken şimdi kalkıp polis cemaatin kontrolüne geçti demek artık günaydın üsküdarda sabah oldu demektir. Akp cemaat çatışması dersanelerden çıkmıştır. Çünkü dersaneler cemaatın adam devşirdiği alanlar olmuştur. Cemaat heryere imamlar atarken hükümet nerdeydi? Şimdi kalkıp şikayet etmekteler ama artık samimiyetlerini yitirmişlerdir.Cemaatin devlete özellikle emniyete sızmasını kitabında deşifre eden emniyet mensubu hanefi avcı hapse atılırken akılları nerdeydi bugün cemaatten şikayet edenlerin.Son olarak cemaatle elbette mücadele edilmeli ve devletten temizlenmeli sosyal gücü tasfiye edilmelidir,ancak 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonucunda akp iktidarının da artık halk desteğini giderek yitirdiği bir gerçektir.31 Mart yerel seçimleri Türk siyasi hayatı açısından bir dönüm noktasıdır.Yerel seçimlerde seçmen iradesi tam olarak sandığa yansımak zorundadır.Seçim oyunlarına karşı gerekli tedbirler alınmalıdır. Muhalefetin bu yerel seçimleri genel seçimler havasına soktuğu görülmektedir.Dürüst bir demokratik yarışın sonucu beklenmelidir.